Tarım işçileri karın tokluğuna çalıştırılıyor
ADANA (DİHA) - Çukurova tarım işçileri ilkbahara binbir sıkıntıyla girdi. Bütün yaşamları ev ile tarla arasında geçtiğini dile getiren tarım işçileri, yevmiyelerinin ise geçen yılla aynı olduğunu belirtiyor. Savaşla birlikte sıkıntılarının arttığını vurgulayan işçiler, "Karın tokluğuna yaşıyoruz" diyor.
Çukurova'da tamım sezonu işçilerin yüzündeki mutsuzlukla başladı. Sabahın ilk ışıkları ile tarla yolunu tutan binlerce tarım işçisi, kızgın güneş, yağmur, çamur, soğuk demeden geç saatlere kadar ter döküyor. Bütün hayatları tarla ile ev arasında geçen işçiler, emeğinin karşılığını ise alamadan dönüyor. Kürdistan'da başlayan savaş, mülteci akını ve ekonomik krizden dolayı yevmiyelerin geçen yılla aynı kaldığını belirten işçiler, çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyor.
Yevmiye 45 TL
Sabah saat 05.00'de ayakta olduklarını ifade eden tarım işçisi Ayşe Taş, yarın tarlada yiyecekleri erzakları akşamdan hazırlayıp, sepetlere koyduğunu söylüyor. Sabah 06.00'da toplanma yerinde buluştuklarını ve otobüsle tarla yolu tutuklarını anlatan Taş, kahvaltı ve öğlen yemeğinin dışında aralıksız saat 17.00'a kadar çalıştıklarını söylüyor. Yorgun argın bir şekilde eve döndükten sonra ev işleriyle uğraştıklarını belirten Taş, "Tarla işi çok yorucu bir iş. Sabahtan akşama kadar bir yevmiye için çalışıyoruz. O da 45 TL" diye konuştu.
İnsan gibi yaşamak istiyoruz
Güvencesiz ve güvenliksiz çalışma koşullarına dikkat çeken Taş, "Bizim sigortamız yok. Bize bir şey olsa güvencemiz yok. İnsan yerine konulmuyoruz. Köle gibi çalışıyoruz. Bak şuan yağmur yağıyor ve çamurun içinde, yağmur altında çalışıyoruz. Şuan marul topluyoruz. Bu iş biraz daha diğer işlere oranla daha iyi. Kamyon dolduktan sonra, bizimde işimiz bitiyor. Diğer işler öyle değil. Bizler insan gibi bir yaşam istiyoruz" talebinde bulunuyor.
Ev ile tarla arasında bir hayat
Otobüs ve kamyonet kasalarında tarlaya geldiklerinin bilgisini veren tarım işçisi Aysel Emiştekin, hem tarla çalıştığını hem de çocuklarına bakıp, ev işçiliğini yaptığını dile getirdi. Diğer işçi arkadaşları gibi akşam erken yatıp, sabah 05.00 gibi ayakta olduğunu dile getiren Emiştekin, hayatlarının ev ile tarla arasında gelip gittiğini söylüyor. Emeklerinin karşılığını alamadıklarını belirten Emiştekin, yevmiyelerin düşüklüğünden şikayetçi.
Koşullar düzeltilsin
Yaz ve kış demeden çalıştığını ifade eden tarım işçisi Emine Erzurum da, iş buldukları güne seviniyor. Erzurum, tarla işinde daha çok kadınların çalıştığını ve bu şartların kadın sağlığı açısından tehlikeli olduğuna işaret ederek, sigortasız olduğu için de hastaneye gidemediğini kaydediyor. Erzurum'un tek istediği çalışma koşullarının düzeltilmesi.
'Çamur içinde çalışıyoruz'
6 yıldır tarlada işçi olarak çalıştığını anlatan Çiçek Katmış ise, kölelik şartlarında çalıştığını ve sosyal hayatının olmadığını belirtiyor. "Hayatım ev ile tarla arasında geçiyor" diyen Katmış, "Otobüslere binerek, tarlaya geliyoruz. Kışın çamur içinde çalışıyoruz. Yazın ise güneşin altında. Çok kötü şartlarda çalışıyoruz. Erkeklerin yapamadığı işleri yapıyoruz. 50 kiloluk kasa, küfe taşıyoruz. Yani zor işimiz. Eve gidene kadar bizde hal kalmıyor. Evde de ev işini yapıyoruz. Temizlik, yemek falan… Ondan sonrada biraz televizyon izleyip, uyuyorum. Kendimin ve ailemin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmam gerek" diye konuştu.
(ha-hk/st/sd)