DTK: Ekonomi sistemimizi oluşturacağız
DİYARBAKIR (DİHA) - "Yerelde Ekonomi" başlıklı çalıştayında PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın ekonomiye dair tespitlerine dikkat çeken DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, "Hiçbir sistem kendi ekonomisini oluşturmadan var olamaz" diyerek, demokratik özerklik modelinin en önemli ayağının örgütlenme olduğunu kaydetti. Kürdistan ekonomisini oluşturacaklarını belirten DTK Eşbaşkanı Selma Irmak da, "Kapitalizme karşı komünal ekonomiyi yaratacağız" dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Ekonomi Komisyonu tarafından "Yerelde Ekonomi" başlığıyla yarı dönem çalıştayı başladı. Bağlar Belediyesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen çalıştaya, DTK Eşbaşkanları Selma Irmak ve Hatip Dicle katıldı. Salona PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın ve Silopi'de katledilen 3 siyasetçi kadının fotoğraflarının yanı sıra "Toprağımızı, suyumuzu ve enerjimizi komünleştiriyoruz" yazılı pankart asıldı. İlk olarak konuşan DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, Cizre ve Sur'da devlet eliyle gerçekleştirilen katliamlara dikkat çekerek, tüm saldırılara rağmen mutlaka halkın direnişinin kazanacağını kaydetti.
'Direnişin kazanması için yeni bir yaşamın inşası gereklidir'
Direnişin kazanması için yeni bir yaşamın inşasının gerekli olduğunu dile getiren Irmak, "Kürt halkı üzerinde yaşatılan vahşetin acımasızlığı herkes tarafından görülüyor. Savaşların dahi hukuku vardır ancak burada hukuksuzluk diz boyudur. Her güne bir trajedi ile uyanıyoruz. Bu konferans bu direnişin bir parçasıdır. Kürdistan hayali dağlarda hayata geçirildi. Bugün Kürdistan'da önce göç ardından katliamlarla bir yaşam inşa edilmeye çalışılıyor. Cizre, Sur'da Kürt halkının çocukları direniyor. Kürt halkı nasıl bir yaşam süreceklerini tartışıyor. Yaşam her alanda direnişle devam ediyor" dedi.
'Devlet rant ve kapitalizm üzerinden kendini yaşatıyor'
Ekonominin tüm Kürdistan ve Türkiye için birinci noktada olduğunu ve halkın yaşamını ekonomi üzerinden şekillendirdiğine değinen Irmak, halkın içerisinde komünal bir ekonominin esas alındığını kaydetti. Mezopotamya ve Ortadoğu'da halen kaosun devam ettiğine vurgu yapan Irmak, kaosun nedenin Kürdistan'da rant ve kirliliğe izin verilmediği için yaşandığını ifade etti. Irmak, "Geçmişte olan komünal yaşamı bizler sadece yeniden hayata geçirmek istiyoruz. Doğa ve toplumun bir aradanlığını hiçbir devlet engelleyemeyecektir. Devletler hiyerarşi, kapitalizm ve rant üzerinden kendini yaşatmaya çalışmaktadır. Her kültür kendisini Ortadoğu topraklarında yaşatmış ve kendini korumuştur. Kürt halkının ve bu topraklarda yaşayanların bir arada yaşaması bile bir düzen içinde gelişmiştir. Kimse Kürdistan topraklarında ezme politikasıyla birbirine yaklaşmamıştır. Bu nedenle biz o dönemlere geri dönmek istiyoruz" diye konuştu.
'Tüm hastalıkların nedeni rant ve kapitalizmden gelmektedir'
Kürtlerin bir sözünü hatırlatan Irmak, sözlerini şöyle sürdürdü: "'Bêrmali' ev ekonomisini yürüten kadın demektir. Şimdiki süreçte ev ekonomisi erkekte bilinse de asıl bêrmal kadınlardır. Kadın ve ekonomi birbirinin devamıdır ve birbirini tamamlıyor. Kadınlar sadece ekonominin yürütücüsü değildir aynı zamanda toplumun yürütücüsüdür" diye belirtti.
Binlerce yıllık komünal yaşamın birbirini geride bırakma ve daha fazla mal üzerinden alt üst edildiğine dikkat çeken Irmak, kısa bir süre içerisinde komünal yaşamı Kürdistan topraklarına yaymaları gerektiğini vurguladı. Demokratik yaşam üzerinden önce köyleri ardından ise şehirleri örgütlemeleri gerektiğini dile getiren Irmak, şehirleri zorlayarak değiştirebileceklerini ancak köylerin komünal ekonomi kültürüne bağlı olmasından kaynaklı ilk onlardan başlamaları gerektiğini aktardı.
Toplumun hakikaten ve doğadan uzaklaştırılarak yalancı toplumlar oluşturulduğunu dile getiren Irmak, gerçekliğinden uzaklaştırılmış toplumlarının farkında olarak çalışmaların yürütülmesi gerektiğini belirtti. Irmak, tüm hastalıkların nedeninin rant ve kapitalizmden geldiğini dile getirdi.
Irmak son olarak, "Kapitalizme karşı nasıl mücadele yürütmeliyiz bunu tartışmalıyız. Kapitalizmi ancak örgütlenerek alt edebiliriz. Kürdistan ekonomisini oluşturmalıyız. Herkes kendisini kapitalizm üzerinden yaşatmaya çalışmıştır ancak kapitalizme karşı bizler komünal ekonomiyi yaratacağız. Sayın Öcalan'ın bu nokta da birçok yol göstermiştir. Biz bu şekilde toplumu komünal ekonomiye ikna etmeliyiz. Ortadan kaldırmak mümkün olmayabilir ancak dönüştürebiliriz" dedi.
'Hiçbir sistem kendi ekonomisini oluşturmadan var olamaz'
Ardından konuşan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle ise, büyük bir vahşet ve barbarlıkla karşı karşıya olduklarını belirtti. Televizyon başında kendilerini izleyenlerin "Ülkemiz de halkımız saldırı altındayken ekonomiyi tartışacaklarmış" diyerek kendilerini eleştirebileceklerini vurgulayan Dicle, bu yaklaşımın doğru olmadığını ve yaşamın siyasal, ekonomi boyutunun da birbiriyle bağlantılı olduğunu ifade etti. Kürt halkına yaşamı cehenneme çevirmek isteyenlerin her yönüyle saldırdığına dikkat çeken Dicle, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgür yaşamı her boyutuyla inşa etmekte kararlı olduğunu söyledi.
Dicle, "Ekonomide bu boyutlardan biridir ve bu nedenle de bomba sesleri arasında bizi bir araya getiren ekonomi komisyonuna teşekkür ederim. Ortadoğu ilk komünal yaşamın inşa edildiği alandır. Ancak şu an yoksulluk ve geri bırakmışlıkla cehenneme çevrilmiştir. Kürdistan'ı yaşanmaz hale getirmiş bir göç dalgası yaşatılmıştır. Kürt halkını siyasi statü talebi olan demokratik özerklik ayağı olan ekonomi önem kazanmıştır. Hiçbir sistem kendi ekonomisini oluşturmadan var olamaz. Sayın Öcalan demokratik özerklik boyutuyla beraber ekonomi ayağını da oluşturmuştur" şeklinde konuştu.
'Kapitalizmi sınırlamak komünal ekonomide esastır'
Dicle, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: "Önderliğimizin reel sosyalizmi nasıl tarif ettiğini biliyoruz. Mülkiyete yaklaşım özel mülkiyeti kabul etme ancak tekelleşmeye karşı durmaktır. Topluluk mülkiyeti tekelleşmeyi hedeflemeyen, kontrolü kendi elinde tutan, üretimle bağ içinde olan ve toplumsal ihtiyaçlar üzerinden gerçekleşmiştir. Kapitalizmi sınırlamak komünal ekonomide esastır. Devleti küçültme nasıl ki esas ise kapitalizmi de sınırlamak esastır." PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın yaklaşımında tekel olamayan şirketlerin de yan yana olabileceğini söyleyen Dicle, demokratik özerklik ekonomi boyutunda toplum ve doğanın arasında bütünlük sağlanması gerektiğini kaydetti.
'Demokratik özerkliğin en önemli ayağı örgütlenmedir'
Demokratik özerklikte tarımın esas alındığını dile getiren Dicle, neolitik dönemin bereketli hilali olan Mezopotamya'nın topraklarının çok verimli olmasından kaynaklı tarımın esas alınması gerektiğinin altını çizdi. Tarımın boyutlarına değinen Dicle, şöyle devam etti: "Organik tarım; Kürdistan coğrafyası hayvancılık, arıcılık ve balıkçılığa el verişlidir. 1990'lı yıllarda boşaltılmış köylere geri dönüş yapılarak tarım ve organik tarım sağlanır. Demokratik özerklik modelinin sistemli en önemli ayağı örgütlenme ayağıdır. Kooperatifleri yaygınlaştırma önemlidir. Baraj politikalarına karşı olduğumuz gibi doğayı tahrip edecek enerjilere de karşıyız. Bunlara karşı doğaya dost, güneş enerjisi ve tahribatlara yol açmayan yöntemler kullanılmalıdır. Tüm ilkeler barışı önemser. Biz her koşulda özgür yaşamın Kürdistan'da kurulmasına kesin karar vermiş halkımızın yanında ekonomi mücadelesini de yürütmek zorundayız."
Çalıştay konuşmaların ardından basına kapalı olarak devam etti.
(che-db/dm/rp)