1 Kasım ekonomik çöküşte istikrar getirdi!
ANKARA (DİHA) - Başlattığı savaş konsepti ile 7 Haziran seçimlerini boşa çıkararak 1 Kasım seçimlerinden istediği sonucu elde ettiğini düşünen AKP hükümetinin, "ekonomik istikrar" söylemleri de çöktü. Her açıdan gerginlik ve kaos siyaseti yürüten hükümet politikaları nedeniyle 1 Kasım seçimleri sonrasında "ekonomik anlamda istikrara" kavuşacağını düşünen Ankara esnafı, 1 Kasım seçimleri öncesini arar hale geldi.
AKP, 7 Haziran seçim sonuçlarını kabul etmeyerek, yarattığı kaos planı çerçevesinde "tek başına iktidar olmazsa ekonomi çöker, şiddet derinleşir, ülke yönetilemez hale gelir" üzerinden yarattığı algı ile 1 Kasım seçimlerinden istediğini elde etti. Esas olarak "istikrar vaadi" ile seçmenleri ikilemde bırakan, "iş, aş ve toplumsal huzur" beklenti içinde olan seçmeni yanına çekmeyi başaran AKP, tek başına iktidar olmasına rağmen hem çatışmaları derinleştirdi hem de uyguladığı ekonomik politikalarla beklentilerin aksine ekonomik olarak insanları "istikrarsızlığa" mahkûm etti.
Özellikle ekonomik yansımaların derinden hissedildiği çarşı pazar da seçim sonrası beklenen hareketlilik yerini durgunluğa bıraktı. Birçok iş yeri kapanırken, esnaf kar etmek yerine kirasını ödeyemez hale geldi. Yaşanan ekonomik durgunluğu özetleyen 64 yaşındaki kasap Ali Özcan, "Piyasalar allak bullak, ekonomi çökmüş durumda ve piyasalar da seçimden önceki gerilim seçimden sonra daha da arttı" sözleriyle dile getirdi. Hükümetin vaat ettiği "istikrarın" gerçekleşmediğine işaret eden ve ekonominin kötüye gitmesinin nedeninin AKP Hükümeti ve Erdoğan'ın uyguladığı politikalar olduğunu belirten Özcan, Erdoğan'ın 7 Haziran sonuçlarını kaldıramadığını ve bu yüzden başta Kürtler olmak üzere tüm muhalif kesimlere savaş açtığını belirti.
'Kaosla halk ekonomik çöküntüye razı edilmek isteniyor'
Kürdistan'da yaşanan savaşın batı illerine ekonomik sorunlar olarak yansıdığını dile getiren Özcan, "Ülkede bir savaş ekonomisi var ve insanların bundan haberi yok" dedi. Havuz medyasının Erdoğan'ın neredeyse mülkü haline geldiğini belirten Özcan, asıl amacın Kürtlere karşı yürütülen savaşta insanların ekonomik çökmeye dahi sessiz kalmasını sağlamak olduğunu belirtti. Özcan, Kürt sorunu çözülmeden ülkede istikrarlı bir ekonomi gelişemeyeceğini söyledi.
'Bu koşullarda geçinmek zor'
Aslen Şırnaklı olan ve Adana'da büyüyen 23 yaşındaki Zafer Yalçın ise ekonomik nedenlerden dolayı üniversiteyi bırakmak zorunda kalarak Ankara'da iş kurmaya çalışan esnaflardan biri. Beş aydır Ankara'da çanta dükkânı işleten Yalçın, hükümetin yeni yılda yaptığı zamları eleştirdi ve şunları söyledi: "Ankara zaten çok pahalı. Ev kiraları çok yüksek kiraya para yetiştirmeye çalışıyorum. Bu koşullarda geçim sağlamak çok zor. Bunun yanında her şeye her an çok büyük miktarlarda zam gelmekte. Halkın alım gücünde bir artış olmazken her şeye de zam geliyor."
Yalçın, hükümetin seçim vaadi olduğu için istemeden asgari ücreti 1300 liraya çıkarmasının acısını, "her şeye zam yaparak" çıkardığını ve böylece asgari ücret alanların da ekonomik olarak daha kötü duruma düştüğünü söyledi.
'AKP 'İstikrar' ile anılamaz'
Yine 15 yıldır Kızılay'da el işi ürünler satan Yozgatlı Hüseyin Ünal, 7 Haziran'daki seçimde piyasalarda bir rahatlama meydana geldiğini, 1 Kasım seçimlerinden sonra ise işlerinin yüzde 50 düştüğünü, halkın alım gücünün çok düştüğünü ve insanların artık sokağa çıkmadığı belirtti. Patlamalarla beraber işlerinin neredeyse yok denecek düzeye geldiğini söyleyen Ünal, "Kiralarımızı ödeyemiyoruz" dedi. Kürdistan'da yaşanan katliamların ve insanlardaki sürekli 'bomba patlayacak' hissinin insanları alışverişten uzaklaştırdığını söyleyen Ünal, toplumun iktidar tarafından bir bütün olarak kuşatma altına alındığına değindi. Son zamlarla aslında hükümetin vaatlerinin boşa çıktığını belirten Ünal, "AKP 'istikrar' ile anılamaz" dedi.
(sa/kk/fç)