DİHA - Dicle Haber Ajansı

Gençlik

'Üniversitelerde birlikte karar verdiğimiz yönetim istiyoruz'

 
6 Kasım
08:59 2015

İSTANBUL/VAN (DİHA) - Kuruluşunun 34'üncü yıldönümünde halen darbe anayasasıyla varlığını sürdüren Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), üniversiteler üzerindeki tek tipleştirme ve baskı politikalarına devam ediyor. YÖK'ün kaldırılmasını isteyen İstanbul ve Van Yüzüncü Yıl üniversitelerinin öğrencileri, kendi özyönetimleriyle nitelikli bir eğitim alabileceklerini kaydederek, "Üniversitelerde birlikte karar verdiğimiz yönetim istiyoruz" dedi.

12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra 6 Kasım 1981'de darbe anayasası ile kurulan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) üniversitelerde halen baskı ve şiddet politikalarına dayanak oluşturuyor. 34 yıldır YÖK'ün kaldırılması için mücadele edildiğini dile getiren üniversite öğrencileri ise, darbe kurumunu kabul etmediklerini söyledi. Darbe anayasası ile Türkiye ve Kürdistan'daki üniversitelerde halen karakolların ve polislerin bulunmasına neden olan YÖK'ün özgür düşünceyi yok saydığını dile getiren Yüzüncü Yıl Öğrenci Derneği (YÖDER) üyesi, YYÜ Radyo Televizyon bölümü öğrencisi Velat Demir, "Üniversitelerin belli bir yere bağlı olmasını istemiyoruz, üniversiteler özgür düşünce ortamıdır. YÖK gibi kurumlar özel savaş politikalarıdır. Gerçekten üniversitelerde kirli bir savaş yürütülüyor" diye konuştu.

'Polisler öğrencileri ajanlaştırmaya çalışıyor'

Kürt öğrenciler üzerinde uygulanan politikaların yine YÖK'ün getirdiği uygulamalardan kaynaklandığını belirten bir diğer YÖDER üyesi Şeref Pala ise polisin ajanlaştırma politikalarına dikkat çekti. Özellikle maddi durumu iyi olmayan öğrenciler üzerinde polisin ajanlaştırma faaliyetinde bulunduğunu vurgulayan Pala, "Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde gerçek bir ajanlaştırma politikası ile karşı karşıya kalıyoruz. Özellikle maddi durumu iyi olmayan öğrenciler belirli bir para karşılığında ajanlaştırılmak isteniyor. Tabi tam olarak başarıya ulaştığı da söylenemez" şeklinde konuştu.

'Kabul etmeyenler tehdit ediliyor'

Polisin ajanlık teklifini kabul etmeyen öğrencilerin bu kez de tehdide maruz kaldığını söyleyen Pala, "Bir arkadaşımıza ajanlık teklif edildiğinde ve bu kabul edilmediğinde ona hiç işlemediği suçlar yüklenebiliyor, 'Seni yakalayıp kaç yıl ceza veririz' gibi tehditlerde bulunuluyor" dedi.

'YÖK devlet zulmünden ayrı ele alınamaz'

YÖK'ün var oluşunun devletin halklar üzerindeki zulmünden ayrı ele alınamayacağını söyleyen YYÜ Hemşirelik bölümü öğrencisi Sedat Yıkın da "YÖK kapitalist güçlerin iyi bir fikriydi, fakat sonrasında özgür düşünen bireylerin mücadelesi sonucu bir fikir olmaktan öteye gidememiştir, başarılı olamamıştır. Ben üniversite öğrencilerine bir çağrıda bulunmak istiyorum, YÖK'ün bu faşizan tutumuna ve özelde YYÜ yönetiminin aldığı kararların bir meşruiyeti olmadığı ve bunu sorgulamaya her öğrencinin gitmesi gerektiği kanaatindeyim" diye konuştu.

'Burjuvazinin bekçisi'

İstanbul Üniversitesi hukuk öğrencisi Elif Ergin, mevcut durumdaki üniversitelerin bilimsel eğitim üretmek yerine sermayenin, piyasanın güdümüne sokulduğunu belirterek, YÖK'ü "burjuvazinin bekçisi" olarak tanımladı. Yukarıdan bir atamayla üniversitelerin yönetilemeyeceğini söyleyen Ergin, YÖK'ün okuldan gittiği taktirde kendi öz yönetimleriyle ekonomik şartları sağlayarak nitelikli bir eğitim alacaklarını ifade etti. Demokratik ve kamusal anlamda özerk bir üniversitenin kurulmasını istediklerini dile getiren Ergin, "Öğrencilerin, akademisyenlerin, emekçilerin de üniversite yönetiminde söz sahibi olduğu ve üniversitelerindeki her konuya birlikte karar verdikleri bir yönetim istiyoruz" dedi.

'İlerici üniversitelerin oluşması için YÖK kalkmalı'

İstanbul Üniversitesi Hukuk öğrencisi Fulya Dağlı, 80 darbesi sürecinde kurulan YÖK'ün üniversite gençliğini zayıflatıp, baskılamak amacıyla ortaya çıktığını hatırlatarak, kadınların kendilerini özgürce var edebileceği, özgür düşüncelerin yayılabildiği ilerici üniversitelerin oluşması için YÖK'ün kalkması gerektiğini dile getirdi. Üniversiteleri yönetecek olanların öğrenciler olduğunu kaydeden Dağlı, "Üniversitelerde, devlet gibi üstten bir kurumun söz hakkı olamaz. Öğrenciler, üniversitelerde özerkliği yatay bir şekilde örerek elde edebilir" dedi.

'Kendi özyönetimimizle nitelikli bir eğitim alabiliriz'

YÖK üniversitelerde baskının ve sindirmenin aracı olarak süregeldiğini ifade eden Hukuk öğrencisi Kübra Okumuş da, "YÖK, siyasi iktidarın güdümünde sermayenin boyunduruğu altında işlev görmektedir" dedi. 12 Eylül darbesiyle birlikte gelen YÖK'ün Üniversitelerde parasız bilimsel anadilde eğitimi tanımadığını belirten Okumuş, "YÖK, okuldan gittiği taktirde öğrenciler kendi öz yönetimleriyle ekonomik şartları sağlayarak nitelikli bir eğitim alabiliriz" dedi.

(gö-mm-eb/za/fç/avt)



Paylaş
Diğer başlıklar

EN ÇOK OKUNANLAR