İşçi sendikaları: Son darbeyi işçiler, emek vuracak
ANKARA (DİHA) - Yıllardır işçi sınıfının emeğini sermayeye peşkeş çeken AKP hükümetinin yarattığı "Kar rejimine" karşı 1 Kasım'da sandıklara gideceklerini söyleyen DİSK Genel Başkanı Kani Beko, "13 yıl yeter! İşçilere açlık, yoksulluk ve ölümden başka bir şey getirmeyen bu düzenin sonuna geldik. Son darbeyi de bu alandakiler vuracak, işçiler vuracak, emek vuracak. Saray yenilecek emek kazanacak" dedi. TÜRK-İŞ'e bağlı muhalif sendikalar da, 1 Kasım'ın "Barış" ya da "Savaş" seçimi olduğunu belirterek, işçilerin tercihinin barıştan yana olacağını ifade etti.
7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını yok sayan siyasi iktidar tarafından başlatılan savaş süreci ve ardından gelen katliamların gölgesinde yapılacak olan 1 Kasım seçimlerinin sonuçları, 13 yıllık AKP döneminde taşeron, esnek ve güvencesiz çalışma sisteminde emekleri sermayeye peşkeş çekilen, binlerce iş cinayetlerinde kar uğruna yaşamını yitiren işçilerin yaşamlarını da derinden etkileyecek. DİSK ve TÜRK-İŞ'e bağlı işçi sendikaları, 7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi emek ve demokrasiden yana partilerin Meclis'te daha güçlü olması gerektiğini belirterek, 1 Kasım'da "Barış"a oy vereceklerini belirtti.
'Son darbeyi işçiler vuracak'
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko, HDP'nin büyük bir başarı elde ederek, AKP'nin 13 yıllık iktidarına son verdiği 7 Haziran seçimlerinin iş sınıfı açısından önemli bir eşik olduğunu belirtti. AKP'nin son 13 yıllık iktidarı döneminde 16 bin işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini, taşeron işçi sayısının 9 kat arttığı, grevlerin yasaklandığı ve emeğin milli gelirden aldığı payın yüzde 30'a düştüğünü ifade eden Beko, "13 yıl yeter! İşçilere açlık, yoksulluk ve ölümden başka bir şey getirmeyen bu düzenin sonuna geldik. Son darbeyi de bu alandakiler vuracak, işçiler vuracak, emek vuracak. Saray yenilecek emek kazanacak" dedi.
'1 Kasım'da insanlık ayıbına son verilmeli'
7 Haziran seçimlerinin ardından AKP ve Saray'ın iktidarları uğruna halklara savaş açtığını ve bu ortamda Türkiye halklarına 1 Kasım seçiminin dayatıldığını vurgulayan Beko, şöyle konuştu: "Gencecik yoksul çocukları ölümlere sürüklediler. Bununla da yetinmeyip çocuklara, hatta bebeklere uzandılar. Bununla da yetinmediler; ölü bedenler üzerinden siyaset yapmaya başladılar. Allah aşkına hangi kitapta yazar cenazelere işkence etmek? Hangi kitapta yazar mezarlıkların tahrip edilmesi? Bunlardan birisi de Aziz Güler'in cenazesinin ailesine verilmemesi örneğidir. Aziz Güler de tıpkı diğer çocuklarımız gibi bu toprakların çocuğudur ve burada defnedilmelidir. 1 Kasım'da bu utanca, bu insanlık ayıbına son vermelidir."
'400 vekil için ülkemizi ateşe atanların devri bitecek'
DİSK olarak tek adam diktatörlüğü yerine demokratik bir cumhuriyeti hedeflediklerini kaydeden Beko, "Bu hedef doğrultusunda nasıl ki 7 Haziran'da emekten, barıştan ve demokrasiden yana partilerin Meclis'te daha güçlü temsilini önemsemişse, işte 1 Kasım seçimlerinde de, hatta daha da güçlü bir biçimde bunu önemsemektedir. Bu nedenle tüm işçileri, kendilerine savaş ilan eden ve bu savaşı seçimlerden sonra büyüteceğini gizlemeyen iktidara karşı emekten, barıştan ve demokrasiden yana partilere oy vermeye çağırıyoruz. Tabutları seçim kürsüsüne çevirenler gidecek. 400 vekil için ülkemizi ateşe atanların devri bitecek. Savaşın iktidarı yıkılacak, barış kazanacak. Faşizm yenilecek, demokrasi kazanacak" şeklinde konuştu.
Beko, 7 Haziran seçimleri öncesi başlatılan savaş sürecinin devamını da 10 Ekim günü Ankara'da kendi mitinglerinde yaşadıklarını belirterek, "Barış"ı haykırmak için yaşamını yitiren tüm yurttaşların miraslarına sahip çıkarak, 1 Kasım'da "Barışa evet" demeye çağırdı.
TÜMTİS: Tercihimiz 'barış'tan yana olmalı
Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Genel Başkanı Kenan Öztürk de, 7 Haziran sonrası başlatılan savaş ve kaos sürecinin faturasının işçi ve emekçilere kesildiğini söyledi. Türkiye'de halklara yönelik savaşın bitirilmesi gerektiğini aktaran Öztürk, "Ankara'da yaşanan bir vahşetti. Siyasi iktidar tüm bilgilere rağmen hiçbir önlem almadı. 1 Kasım'da barıştan yana bir siyasi tercih olmalı. İşçiler, emekçiler içinde bulunduğumuz süreci iyi değerlendirmeli. Umut ediyorum ki seçimlerde emek, demokrasi ve barıştan yana bir siyasi iklim oluşur" diye belirtti.
'Siyasi iktidarın inandırıcılığı yok'
Seçim süreci boyunca siyasi iktidarın çalışma şartlarına yönelikte bir takım vaatlerde bulunduğu ancak bunların inandırıcı olmadığı ifade eden Öztürk, şunları aktardı: "Siyasi iktidar muhalefete 'ekonomiyi mi batıracaksınız, kaynağı nereden buluyorsunuz' diyordu. Şimdi aynı şeyi kendileri söyleyip, bin 300 TL asgari ücret vaat ediyorlar. 13 yıldır neredeydiniz? AKP'nin işçiler nezdinde hiçbir inandırıcılığı yok."
DERİTEKS: İnadına barış…
Deri, Dokuma ve Tekstil İşçileri Sendikası (DERİTEKS) Genel Başkanı Musa Servi ise, Türkiye haklarını korkutarak, baskı altına alarak iktidarın sürdürülemeyeceğini dile getirerek, "Savaş politikaları en çok işçi sınıfına zarar veriyor. Hak ve özgürlüklerin geliştirileceği bir irade ortaya koymamız gerekli diye düşünüyorum. Barışı isteyenler sandıkta da kendilerini göstermesi gerekiyor" deyi konuştu.
(dn/pu)