DİHA - Dicle Haber Ajansı

Seçim Gündemi

'Kadın cinayetleri durduruluncaya kadar yürüyüşümüzü sürdüreceğiz'

 
24 Ekim
16:32 2015

İSTANBUL (DİHA) - Erkek şiddeti sonucu yaşamını yitiren kadınların aileleriyle bir araya gelen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, kadın cinayetlerinin kadınların siyasete girip, bu gerçekleri erkeklerin kafasına vurdukça çözüleceğini belirterek, "Bu cinayetleri durduruncaya kadar, hak ettikleri cezayı buluncaya kadar en önde yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Umarım, 1 Kasım'dan sonra adıyla sanıyla bir Kadın Bakanlığı'nı kuracağız" dedi. Katledilen Muhterem Göçmen'ın kardeşi Çiğdem Evcil de, "1 Kasım'dan sonra kardeşlerimiz orada huzur içinde uyuyacak" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, seçim çalışmaları kapsamında Taksim Hill Otel'de erkek şiddeti sonucu yaşamını yitiren kadınların aileleriyle bir araya geldi. HDP İstanbul Seçim Koordinasyonu tarafından düzenlenen toplantıya, katledilen Muhterem Göçmen, Deniz Aktaş, Ebru Torun, Eminecan Asar ve Özgecan Aslan'ın ailelerinin de içinde olduğu çok sayıda ailenin yanı sıra HDP İstanbul milletvekili adayları Şerife Erbay ve Sezin Uçar ile Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) Sözcüsü Fadime Çelebi ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcileri de katıldı. Toplantıda ilk olarak Filmmor'un kadın cinayetlerine ilişkin hazırladığı rapor açıklandı.

'Şiddeti uygulayan esas kurum devlettir'

Raporun açıklanmasının ardından söz alan Yüksekdağ, katledilen kadınların ailelerine sabır ve metanet diledi. Yüksekdağ, "Bu sadece ailelerin değil, bütün Türkiye'nin acısı. Her gün katledilen kız kardeşlerimizin acısıyla yaralanıyoruz. Sadece ölümler değil, günlük yaşam bütün kadınlar için bir cehenneme çeviriyor. Kadına yönelik şiddet, şiddetten beslenen bir sistemin temel gerçeği olmuş durumda" diye konuştu. "Şiddeti uygulayan esas kurum devlettir" diyen Yüsekdağ, "Devletin şiddeti, erkeğin kadına karşı şiddetinin kaynağı oldu" dedi.

'İndirimler cinayete teşviktir'

Kadına yönelik şiddeti engelleyecek olanın hükümet ve devlet olduğunun altını çizen Yüksekdağ, "Kadın cinayetleri, bir sistemin kadına karşı işlediği suçtur. Bu nedenle kadına yönelik şiddet politiktir. Devlet, kadın kırımına seyirci kalıyor" diye konuştu. Kadın cinayeti davalarında uygulanan "tahrik indirimi"ni hatırlatan Yüksekdağ, "Bu indirimler cinayete teşviktir" dedi.

'Bir kadının bedenini, onurunu savunması haktır'

Devletin kadın cinayetlerinde suç ortağı olduğunu söyleyen Yüksekdağ, şöyle konuştu: "Bunun karşısında kendini savunan, özsavunmasını kullanan kadınlar ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılıyor. Bir kadının evini savunması haktır. Bir kadının bedenini, onurunu savunması iki kat haktır. Kadının bedeni kendisine aittir çünkü. Kadınlar kendilerine ait olanı savundukları için cezalandırılıyor. Bu çok büyük bir trajedidir ve hukuksuzluktur."

'Kadınların bir şeye zorlanmasına karşı çıkacağız'

Geçici hükümetin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'nın "evlilik" ile ilgili sözlerini hatırlatan Yüksekdağ, şunları söyledi: "Kadın bakan, 'Zorla güzellik olur' diyor. Yüzlerce, binlerce kadın cinayeti, zorla güzellik olsun, diye işlendi. Dayakçı kocasından ayrılmakta ısrar eden kadını, bu kararından vazgeçirmek için öldürdüler. Erkeğin kadını bir arada yaşamaya zorlamasıyla güzellik doğmaz. Felaket tablosu yaratırsınız. Bu tablo, kadınların kıyım tarihidir. Kadınların bir şeye zorlanmasına karşı çıkacağız. Zihniyeti, aklı erkekleşmiş, kadın bakanın, sözüne hiçbir biçimde bu ülkenin kadınlarının ve erkeklerin itibar etmemesini istiyoruz." İktidarın kadını "bir ihtiyaç malzemesi" olarak gördüğünü belirten Yüksekdağ, "Başbakan böyle konuşmaya devam ederse, genç erkekler, kadını, ihtiyacını gidereceği bir varlık olarak görür ve kadına her türlü zulmü yapmakta kendinde hak olarak görür" dedi.

'Cinayetler durduruluncaya kadar yürüyüşe devam'

"Kadın cinayetlerinin çözümü de politiktir" diyen Yüksekdağ, sözlerine şöyle devam etti: "Kadınlar siyasete girip, bu gerçekleri erkeklerin kafasına vurdukça çözülür. Biz kadınların, emeğine, bedenine, kimliğine kendisi olarak sahip çıkmasını hesap alıyoruz. Artık erkekler tarafından kandırılacak bir kadın kitlesi yoktur. Artık itiraz eden kadınlar var. Bizler, kadın için eşit yaşamı isteyen kadınların hayallerinin peşinden gidiyoruz. Bu cinayetleri durduruncaya kadar, hak ettikleri cezayı buluncaya kadar en önde yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Umarım, 1 Kasım'dan sonra adıyla sanıyla bir Kadın Bakanlığı'nı kuracağız. Kadınlar için yaşam alanlarının kurulması için kararlı bir mücadele yürüteceğiz. Adalet mücadelenizin yanında durduk, bundan sonra da yanınızda durmaya devam edeceğiz. Kadın ve erkeğin eşitçe bir arada yaşayacağı bir toplumsal, siyasal yaşamı sürdüreceğiz. Kadınlar siyasette bir güç olarak, eşitliği ve adaleti kendisi sağlayacak."

Yüksekdağ'ın ardından aileler söz alarak konuşma yaptı.

'1 Kasım'dan sonra kardeşlerimiz huzur içinde uyuyacak'

Katledilen Muhterem Göçmen'in ablası Çiğdem Evcil, şöyle konuştu: "Koskoca ummandan sadece bir damlayım. Kadın cinayetleri politik. Bunu ben yaşadım. Muhterem Göçmen koruma altında öldürülen kadınlardan biriydi. Koruma, devlet koruması demektir. Ama Muhterem bu korumayı alamadı. Devlet, katillerin azmettiricisidir. Muhterem'in katili, savcı tarafından gözaltında tutuldu, bırakıldı. Ama artık iktidar kanla beslenemeyecek. Çünkü kadınlar, bu iktidara artık kanını vermeyecek. Kadın katilleri asla indirimi hak etmiyor. Ben kardeşimin katilinin gözünde o zafer duygusunu gördü. 1 Kasım'dan sonra hak ettiğimiz barışı, sevgiyi istiyoruz. Bizim oylarımız barışı getirecek. 1 Kasım'dan sonra kardeşlerimiz orada huzur içinde uyuyacak."

'Hukuk sistemi de katilleri koruyor'

Deniz Aktaş'ın annesi Figen Yetişgin de, "Deniz, polis kapıdayken öldürüldü. Kızımın katili, takım elbise giydi. İyi hal ve tahrik indirimi istedi. Şimdi de 'Akıl sağlığı yerinde değildir' raporunu istiyor. Artık kadın katilleri cezasız kalmasın. Özgecan yasası istiyorum" dedi.

Son olarak konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun avukatlarından İpek Bozkurt ise, "Korumanın uzatılması taleplerimizin karşılanmadığı bir ortamda mücadele ediyoruz. Erkekleri yargılarken elleri titreyen hakimlerle uğraşıyoruz. Hukuk sistemi de, cezasızlık kültürü ile kadının katillerini koruyor" diye konuştu.

(yk-se/za/rp)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR