DİHA - Dicle Haber Ajansı

Seçim Gündemi

Seçim sonuçları savaş-barış ikilemini de netleştirecek - HABER ANALİZ

 
24 Ekim
09:08 2015

ANKARA (DİHA) - AKP'nin 7 Haziran'da seçimlerini yeniden "tek başına iktidara gelmek için" boşa çıkararak aldığı 1 Kasım erken seçimlerinin sonuçları savaş-barış ikilemi gibi Türkiye siyasetinin gidişatını da belirleyecek. Anketler, 7 Haziran sonuçlarının değişmeyeceğini gösterirken, yeniden koalisyon ihtimalleri devreye girecek ancak Erdoğan'ın her şeye rağmen "tek başına iktidar oluncaya kadar" seçimlerde ısrar edebileceği belirtiliyor. Ancak AKP, tek başına iktidar gelirse, savaş konseptinin başarılı sonuçlar verdiği belirterek, bu süreci sürdüreceğine yönelik genel bir kanı mevcut. Seçim sonuçlarına göre, 1 Kasım'dan sonra AKP'de hem Davutoğlu'nun konumu hem de yeni oluşum tartışmaları başlayacak.

Bir yandan hilafetin kaldırıldığı tarih olan bir yandan da Dünya Kobanê Günü olarak ilan edilen 1 Kasım erken seçimlerine bir haftalık bir zaman kaldı. Aynı zamanda "Hilafet rüyaları" ile halkların dayanışma duygularını yansıtan "Kobanê dayanışma duyguları" arasındaki tercihe dönüşecek olan 1 Kasım seçimlerinin sonuçları, Türkiye'de savaşın devam edip etmeyeceğini de netleştirecek.

Başarılı olursa savaş konseptine bağlayacak

AKP'nin 7 Haziran seçim sonuçlarından sonra çözüm sürecini "buzdolabına" kaldırarak devreye koyduğu ve yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan "savaş konsepti" AKP'nin seçimlerde alacağı sonuçla yeniden değerlendirmeye alınacak. Ankara'yı iyi bilen yakından takip eden birçok gazeteci ve siyasi çevre, AKP'nin her iki durumda da seçim yenilgisinden sorumlu gördüğü Kürtlere karşı "savaşı sürdürme" eğiliminde olduğunu dile getirirken, AKP'nin seçimden başarı ile çıkması halinde, "Benim yürüttüğüm savaş konsepti sonuç verdi o yüzden bunu sürdürmeliyim ve bundan sonuç alırım" tarzında değerlendirmelere gideceği yönündeki yorumlar ağırlık kazanıyor. Bu durumda da yeni ölümlerin ve kayıpların yaşanmasının önü açılmış olacak.

Katliamları anket sonuçları ölçüyorlar

Ancak hem kamuoyu araştırmaları hem de sahada siyaseti yakından takip eden birçok deneyimli gazeteci, AKP'nin tek başına iktidar olmasının zor olduğu konusunda hemfikir. Ancak AKP'nin tek başına iktidarını garantiye almak için "Ankara katliamı sonrasında oylarımız arttı" açıklamasına dikkat çekilerek, bu açıklamanın seçimlerin arifesinde "benzer çılgınlıkların devreye sokulabileceğinin" işareti olarak yorumlanıyor. Yapılan paylaşımların çoğunda savaş sürecinin sona ermesi, barışın egemen olması için AKP'nin güç kaybetmesi gerektiğine işaret edenlerin sayısı çoğunlukta. Edinilen bilgilere göre, bu durum AKP içerisinde de tartışılıyor. AKP içerisinde bir kesimin özellikle devreye sokulan savaş süreci ve Rojava ekseninde Kürtlere yönelik yürütülen "tasfiye" politikasının Türkiye açısından "sürdürülebilir" bir durum olmadığı yönünde rahatsızlıklarını dile getirdiği ancak özellikle Erdoğan'a yakın çevrelerin bu tartışmaları bastırdığı belirtiliyor.

Sonucun değişmeyeceği görülüyor

Ayrıca 1 Kasım sonuçlarına ilişkin yürütülen tartışmalarda ve ortaya konulan senaryolarda uygulanan bütün politikalara rağmen AKP'nin tek başına iktidar olma olasılığının düşük olduğu ortaya çıkınca, koalisyon seçenekleri ve tartışmaları da seçimden önce başladı. Anket sonuçlarına göre, AKP 7 Haziran seçimlerine göre yarım ya da bir puan oyunu arttırsa bile tek başına iktidar için gerekli olan 276 milletvekili sayısına ulaşamayacağını gösteriyor. Buna karşılık HDP ise bütün yönelimlere, katliamlara ve seçim çalışması yürütmesinin engellenmesine rağmen oy oranını büyük oranda koruyor. Bununla birlikte 7 Haziran seçimlerinden sonra birçok konuda AKP ile iş tutan MHP'nin oylarında 1-1.5 puanlık bir düşüş görülüyor. CHP'nin oylarında ise bir kaç puanlık bir artış söz konusu.

Koalisyon ihtimalleri

Bu durumda koalisyon olasılıkları üzerinden HDP, CHP'nin tek başına koalisyon kurmaya sayısı yetmediği ve MHP'nin de HDP'ye yönelik negatif ve "düşmanca" tutumundan dolayı muhalefetin koalisyon ihtimali düşük görülüyor. Bu nokta da AKP'nin CHP ve MHP seçenekleri arasında tercih yapacağı görülüyor. AKP'nin daha önce "Tabanlarımız aynı" dediği MHP ile koalisyon kurmaya daha yakın durduğu belirtilirken, MHP'nin de 7 Haziran sonrasında yolsuzluk, Erdoğan konusunda dile getirdiği taleplerinden geri adım atabileceği belirtiliyor. Bu durumda 7 Haziran sonrasında hem yürütülen savaş sürecinde hem meclis başkanlığı seçiminde ve tezkere sürecinde MHP ile AKP arasında kurulan "fiili koalisyon" sürecinin 1 Kasım sonrasında resmileşmesi bekleniyor. Bu ihtimal Kürt sorununda daha çatışmacı bir politikanın izlenmesi ve savaş konseptinin sürdürülmesi anlamına geldiği için Türkiye'de bu durumu istemeyen ve bunu Türkiye'nin yararına görmeyen birçok çevre bulunuyor. Bu yüzden siyasi çevrelerin yanı sıra, demokratik çevreler ile ekonomik çıkarlarını gözeten iş çevreleri ise AKP-CHP koalisyonunda ısrar ediyor. Böyle bir ihtimalde ise siyasi çözüme fırsat vermek için Kürt hareketinin "bu oluşuma şans ve fırsat tanıması" yönünde beklentiler mevcut. Ayrıca böyle bir seçenekte HDP'nin oynayacağı rol ile de AKP'nin gücü sınırlandırılarak Türkiye'nin demokratikleşmesine yönelik kimi adımların atılma ihtimali güçlenmiş olacak.

Erdoğan ne yapacak?

Ancak bu ihtimaller karşısında 7 Haziran seçimleri sonrasında koalisyon seçeneklerine izin vermeyen Erdoğan'ın tutumunun ne olacağı merak ediliyor. Birçok gazeteci ve siyasi çevre, "AKP üçüncü bir seçimde ısrar edemez" görüşünü dile getirirken, örneğin Ankara'nın deneyimli gazetecilerinden Fox TV Ankara Haber Müdürü Sedat Bozkurt, yine de Erdoğan'ın yaklaşımları açısından "Tek başına AKP iktidarında ısrar edeceği ve gerekirse yeniden seçmenin önüne sandık koyma yolunu" tercih edebileceğini ifade ediyor. Buna karşılık AKP çevrelerinde, "bu, ikinci kez seçmenin tercihlerini kabul etmeyen AKP açısından bitiş anlamına geleceği" görüşü hakim.

AKP'nin geleceği de bu seçimlere bağlı

Seçim sonuçları AKP'nin geleceğini belirleyecek sonuçlar da ortaya çıkaracak. Hem Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül, hem Sedat Bozkurt ve hem de birçok başka gazeteci AKP'nin seçimlerden başarısız çıkması halinde Davutoğlu'nun genel başkanlığının tartışılacağına işaret ediyor. AKP'nin tek başına iktidar olması halinde ise Davutoğlu'nun kongrede kendisine rağmen oluşturulan liste ve kendisine rağmen oluşturulan "Kabine" listesine karşın kendisini güçlendirmeye yönelik hamleler içine girebileceğine işaret ediyor. Ancak her halükarda AKP içerisinde tartışmalar ve kimi arayışlar ise seçim sonuçlarıyla birlikte daha çoğalacak. Daha önce kamuoyuna yansıyan "Meclis'te 5'inci parti" meselesi için de AKP içerisinde kimi hazırlıkların yürütüldüğü belirtiliyor. Örneğin bu oluşum için ismi geçen Abdullah Gül'ün il il görüşmeler yaptığı, kimi iş çevrelerinin de Meral Akşaner'in de dahil olabileceği bir "sağ parti" oluşumuna destek verdikleri iddialar arasında yer alıyor.

(kk/rp)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR