2007 kadınlara yaramadı - 2
ROJDA KIZGIN / ESEN ALATAŞ
HABER MERKEZİ (DİHA) - Kadınlar kendilerine yönelik yapılan ayrımcılık ve kadın katliamlarının yanı sıra bölgede süren çatışmalı ortam, Türkiye'de geliştirilen militarizm ve ırkçılığa karşı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'nde alanlara çıkarak seslerini yükseltti.
Kadınlar, 'Irkçılık, militarizm, cinsiyetçilik ve kadın katliamlarına hayır' sloganıyla düzenledikleri 8 Mart kazanımını şölen, panel, seminer, söyleşi, miting, kermes, belgesel film gösterimleri gibi etkinliklerle kutladı. Etkinliklerde, kadınların hayatın her alanında ikinci sınıf olarak görülmeye devam edildiğine dikkat çekilerek, kadın kimliğinin yok sayılmasına, kadın katliamlarına, savaşa, tecride, tacize, namus ve töre adı altında işlenen kadın cinayetlerine, kadın bedeninin medyada teşhir edilmesine karşı mücadele edilmesi mesajları verildi.
25 Kasım'da da Türkiye ve bölgenin bir çok ilinde kadın örgütleri, hak örgütleri, feministler, panel, film gösterimi, söyleşi, sergi, kahvehane toplantıları, forum, sempozyum ve yürüyüş gibi etkinlikler gerçekleştirdi. Etkinliklerde dünyanın her yerinde kadınların hala ölümlerle cezalandırıldığı ve şiddete maruz kaldığına dikkat çeken kadınlar, soruna çözüm için toplantılar yaparak kampanyalar düzenledi. Kadına yönelik şiddeti tanıklıklarla görünür kılınan etkinliklerde kadına şiddetin özrü olmadığı mesajları verildi.
Kürt kadınlarından önemli buluşmalar
Türkiye'de farklı kesimlerdeki kadınların cins kimliğinin tanınması ve özgürlükleri için verdikleri mücadelelerinin yanı sıra Kürt kadınları da hem cins kimlikleri hem de 'Kürt' olmaktan kaynaklı karşılaştıkları sorunlara çözüm olabilmek için önemli buluşmalar gerçekleştirdi.
3 Temmuz 2007 tarihinde Almanya'nın Linz kentine bağlı Kasbach-Ohlenberg'da UTAMARA Kadın Buluşma Merkezi'nde Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) tarafından 'Kürt kadınları Birlik ve Dayanışma Konferansı' düzenlendi. Konferansa Kürtlerin yaşadığı coğrafyalardan çeşitli kadın örgütleri katıldı. İki gün süren konferansta kadınların yaşadığı ortak sorunların bastırıldığına dikkat çekilerek, kadının mücadele etmedikçe Kürt toplumunun erkek egemenlikli zihniyetten kurtulamayacağı vurgulandı. Konferansta ayrıca Federal Kürdistan Bölgesi Anayasası'nda 'Tüm yasaların temelini şeriat oluşturur' içerikli 7. maddesinin kaldırılması için kampanya yürüten tüm örgüt ve aydınlara destek sunulması deklare edildi.
Anayasa temel gündemleri arasında yer aldı
Diyarbakır Kadın Platformu 16 Ekim'de "Kürt kadınları sivil anayasayı tartışıyor" konferansı düzenledi. Farklı çevrelerden çok sayıda Kürt kadının katıldığı konferansta yeni anayasa taslağının 82 Anayasası'nın mantalitesini aynen korunmaya çalıştığı belirtilerek, anayasanın kabul edilebilir olması için toplumsal katılıma imkan verilmesi, özgürlük felsefeli ile ele alınması gerektiği ifade edildi. Konferansta Kürt sorununun çözümünün zeminini hazırlayacak gerçek anlamda bir toplumsal sözleşmenin hazırlanması talepleri dile getirildi.
DÖKH konferansı
Dört yıl önce 20 örgütlü yapının bir araya gelerek oluşturduğu Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) Diyarbakır'da 16-18 Kasım tarihleri arasında 170'i aşkın kadının katılımıyla konferans düzenledi. Demokratik Toplum Kongresi'nde alınan 'Demokratik özerklik' projesinin sahiplenildiği konferansta Kürt sorununda demokratik özerklik çözümü siyasi tutum olarak benimsendi. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın sağlık sorunları ve İmralı Cezaevi koşullarına dikkat çekilen konferansta, sınır ötesi harekata karşı çıkılarak operasyonun engellenmesi için diplomatik görüşmeler dahil her türlü eylem, etkinlik ve faaliyet yapılması kararlaştırıldı.
DTP'li kadın vekillere karalama kampanyası
Kürtler üzerine oluşturulan ve DTP'yi de hedef alan şoven saldırılar ve karalama kampanyası kısa sürede özellikle medya eliyle kadın vekillerine yöneldi. 22 Temmuz genel seçimlerinde milletvekili seçilen DTP'li kadın vekiller ilk önce saç, makyaj ve giyimleriyle ön plana çıkarıldı. Vekiller daha sonra özel yaşamları didik didik edilerek vurulmaya çalışıldı. Sebahat Tuncel'le başlayan karalama kampanyası Fatma Kurtulan, Yıldız Aktaş, Sevahir Bayındır ile devam etti. Bu duruma sessiz kalmayan kadın örgütleri vekilleri sahiplenerek, Kürtsüz ve kadınsız bir politika yürüten AK Parti Hükümeti'ni çeşitli gösterilerle protesto etti.
NOVAMED kadın işçilerinin direnişi zaferle sonuçlandı
2000 yılından beri Antalya Serbest Bölgesi'nde faaliyet gösteren Alman medikal fabrikası Novamed'de çalışan işçiler baskı altında haklarından yoksun bir şekilde köle gibi çalıştırıldıklarına tepki göstererek 26 Eylül 2006 tarihinde greve gitti. Kadın işçilere yönelik koşulların psikolojik şiddet de içermesi nedeniyle daha çok bir kadın direnişine dönen greve kısa sürede Türkiye'nin çeşitli illerinde destek geldi. Kurulan Novamed Grevi ile Dayanışma Kadın Platformları işçi kadınlarla dayanışma içerisinde oldu. Uluslararası alanda da desteklenen greve, dünyanın pek çok dayanışma mesajı yollandı. 320 işçiden 81 kadın işçinin başlattığı grev Petrol İş ile Alman işveren arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) ile 448. günde 19 Aralık'ta zaferle sonuçlandı. imzalanan 3 yılık sözleşme ile işçilere ilk bir yıl yüzde 5, ikinci ve üçüncü yıllarda yüzde 4 olmak üzere yıllık 300 avroluk bir ödeme yapılacak. Ayrıca sosyal güvenlik paketi altında yılda bir maaş ikramiye ödemesi kabul edildi. Üç yılın sonunda sözleşme yenilenecek.
Kadınların beklentileri:
Çağlar Demirel (Bağlar Belediyesi Kardelen Kadın Evi Aktivisti): Kadına Yönelik şiddet 2007 yılında devam etti. Ancak olumlu gelişmeler de oldu. Genel seçimlerde 8 Kürt kadın milletvekilini Meclis'e gönderdik. Bu bir anlamda iradenin kadın kimliğinde kendini göstermesi ve güven bulmasının örneğidir. Hukuksal anlamda gelişmeler kadın mücadelesini geriye atan pratiklerle ortaya çıktı. Bu sorunun farkındalığının yaratılması açısından önemli bir gelişme oldu. Bizler önümüzde ki yıl içinde kadın sorunlarının anayasal zeminde karşılığını bulmasını temenni ediyoruz.
Gülcan Yalçın Tekin (EPİDEM Psikolojik Danışmanlık ve Rehabilitasyon Merkezi Aktivisti): 2007 yılında da kadın her anlamda şiddete maruz kaldı. Buna yönelik verdiğimiz rehabilitasyon çalışmalarımız önümüzdeki yılda da devam edecek. Kadınların sosyal yaşama adapte süreçlerinde onlara yardımcı olmaya devam edeceğiz.
Sadiye Doğan (Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi Koordinatörü): Toplumun genelinde, yargısal makamlarda, kadına yönelik şiddette hoşgörü yine devam etti. Bize yapılan başvuruların yüzde 60-70'i aile içinde şiddete maruz kalmış ve namus cinayetlerine kurban seçilmiş kişilerin başvuruları oldu. TCK'nın 762. maddesinde töre cinayetlerinde indirim uygulanan madde AB uyum yasaları çerçevesinde 51. madde başlığı adı altında düzenlendi. Fakat bu maddede de tahrik indirimi yapılarak müebbetle sonuçlanmaması gereken davalar indireme tabi tutuldu ve ceza 20 yılla sınırlandırıldı. Biz kadın avukatlar yargısal anlamda mahallelerde bilinç yükseltici toplantılar düzenlemeye başlayacağız.
Av. Meral Danış Beştaş: 2007 yılının kadına yönelik şiddetin azaldığını söylemeyi isterdim fakat maalesef şiddet devam etti. Kadın hakları alanında verilen mücadelenin katlanarak devam etmesi umut verici. Kadınların başarısının küçümsenmemesi gerekiyor. Gülistan Gümüş davasında verilen mahkumiyet kararı bu anlamda bir gelişmedir. Bu dönem özellikle sınır ötesi operasyon, iç çatışmalar Türkiye genelindeki ihlaller kadın haklarını ciddi şekilde ikinci plana atılması gibi bir tehlikeyi de beraberinde getirdi.
(vp)