'Gözaltındaki işkencelere dair güvenilir kanıtlar topladık' 2016-10-27 09:02:52 İSTANBUL (DİHA) - Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanya ve Aktivizm Koordinatörü Ece Milli, resmi ve gayri resmi merkezlerde gözaltında tutulan kişilerin cinsel saldırı ve dayağa maruz kaldıklarına ilişkin güvenilir kanıtlar topladıklarını kaydetti. Uluslararası Af Örgütü'nün Agirî'nin (Ağrı) Giyadîn (Diyadin) ilçesinde geçtiğimiz yıl 12 Ağustos tarihinde çalıştıkları fırının odun deposunda polislerce öldürülen Muhammet Aydemir (16) ve Orhan Arslan (19) için başlattığı "Diyadin Çocukları İçin Adalet" kampanyası devam ediyor. 10 Haziran 2016'da başlattıkları kampanya kapsamında şimdiye kadar Türkiye'de 3 bin imza toplayan örgüt, kampanyayı büyütmeyi hedefliyor. Af Örgütü, Arslan ve Aydemir'in öldürülmesiyle ilgili tüm gerçeklerin açığa çıkarılması ve sorumluların adalet önüne getirilmesini talep ediyor. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanya ve Aktivizm Koordinatörü Ece Milli, kampanyanın son durumu hakkında bilgi verdi. 'Soruşturma için Valilik izni bekleniyor' Kampanyanın amacı ve kapsamına değinen Milli, "Muhammet ve Orhan'ın öldürülmesiyle ile ilgili tüm gerçeklerin açığa çıkarılması ve sorumluların adalet önüne getirilmesini talep ediyoruz. Bu talebimizi yetkilere iletmek, yetkilileri bilgilendirmek ve adaletin yerini bulması için çağrıda bulunmayı amaçlıyoruz" dedi. Çocukları öldüren polislerin hala soruşturulmadığını söyleyen Milli, "Soruşturmanın devam edebilmesi için valilik izni bekleniyor" dedi. 'Ortada bir infaz olabilir' Giyadîn'deki olaya ilişkin Af Örgütü'nün izlediği güvenlik kamerası görüntülerine değinen Milli, şunları söyledi: "Af Örgütü'nün izlediği güvenlik kamerası görüntülerinde saat 21.45 sularında çocuklar telefonlarıyla fırın önünde oynuyor. Daha sonra saat 23.00 sularında Muhammed ailesine güvende olduğunu, odun taşıyacaklarını söylüyor. Yetkililer ise kendilerine silah doğrulttuğunu söylüyor ancak hem olayın meydana geliş şekli hem de ailenin tanıklıkları olaya dair güçlü kanıtlar içeriyor. Ortada bir infaz olabilir. Dolayısıyla soruşturma, araştırma ve ailelerinin adalete erişmesi çok önemli." 'Uygulamalar uluslararası hukuk doğrultusunda olmalı' Darbe girişimi ve sonrası yaşanan hak ihlallerine de dikkat çeken Milli, Af Örgütü olarak darbe girişimini defalarca kınadıklarını, darbe girişimi yapanların yargı önüne çıkarılmasını istediklerini söyledi. Milli," OHAL dönemlerinde kamu güvenliğine öncelik veren uygulamaların olmasını anlaşılır buluyoruz. Ancak bunlar uluslararası hukukun öngördüğü yükümlülükler doğrultusunda olmalı, bu çağrımızı sıklıkla dile getiriyoruz. Bu yönde basın açıklamaları yapıyoruz" dedi. 'KHK'lerle ifade özgürlüğü ihlal edildi' Milli, "OHAL sonrası sayılardan bahsetmek gerekirse; toplamda 34 bin gazeteci, öğretmen, yargıç ve savcı tutuklandı ve 70 bin kişi hakkında cezai soruşturma başlatıldığını görüyoruz. Aynı zamanda şu ana kadar 150 medya kuruluşunun kapatıldığını biliyoruz. 2 bin 300 medya çalışanı işsiz kaldı.19 Ekim itibari ile en az 99 gazeteci ve yazar tutuklu bulunuyor. İfade özgürlüğünü kullandığı için gözaltına alınan medya çalışanı sayısı 130 civarında" dedi. Milli, OHAL'de çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) uluslararası hukukun öngördüğü ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine de vurgu yaptı. Gözaltında işkencelere ilişkin de bilgi veren Milli, darbe girişiminin hemen ardından gerçekleştirilen göz altılarla ilgili kapsamlı olarak sahada araştırma gerçekleştirdiklerini, avukatlarla, ailelerle ve gözaltı merkezi çalışanı ile görüştüklerini söyledi. 'Güvenilir kanıtlar topladık' Kapsamlı araştırmalar sonucunda resmi ve gayri resmi merkezlerde gözaltında tutulan kişilerin cinsel saldırı ve dayağa maruz kaldıklarına ilişkin güvenilir kanıtlar topladıklarını dile getiren Milli, "İşkence ve kötü muamele yasağının uluslararası hukuk açısından asla taviz verilemeyen konular. Yetkililerin bu tür bulguları araştırması ve işkence, kötü muamele ile mücadele etmek için somut adım atması ayrıca failleri yargı önüne çıkarması gerekiyor" diye konuştu. (mk/za/rp)