Çöp dedikleriniz onlarca için hayat! 2016-10-26 09:03:55 CİHAN BAŞAKÇIOĞLU İZMİR (DİHA) - Bölgenin savaş hali büyük kentlerin her sokağını adımlayan geri dönüşüm işçilerin yaş ortalamasını da bir hayli düşürdü. İzmir’de çoğunluğu mülteci yaşları 7-17 arasında değişen çocuklar, günde 13-14 saat çöplerden topladıklarıyla hayata tutunuyor. Türkiye metropollerinde hemen hemen tüm sokaklarda defalarca karşılaşılan ve toplum için sıradan hale gelen insanlar onlar. Bazen bir çöp tenekesinin başında, bazen yorgun düştükleri herhangi bir sokakta uyurken, bazen de arkalarına aldıkları el arabalarıyla hiçbir şeyi umursamadan yürürken görülüyor geri dönüşüm işçileri. Birçok kişinin "çöpçü", "hurdacı" veya "eskici" olarak nitelendirdiği ve yanından sessizce geçip gittiği işçiler İzmir sokaklarında, gecenin yarısından sabah gün ışıyana, akşam olana dek sokakların tamamını dolaşarak, cam şişe, kağıt atık ve demir topluyorlar. Artık çocuklar bu işi yükleniyor Uğrak yerlerinden olan Basmane'nin arka sokaklarında ise alışılanın aksine son dönemde yeni bir durum ortaya çıktı. Türkiye'de artan işsizlik ve Ortadoğu'daki savaş ile beraber geri dönüşüm işçilerinin yaşı da bir hayli düştü. Sokaklardaki konteynırları tek tek dolaşan ve "Eskici, hurdacı" diye bağıran yaşlıların yanı sıra artık çoğunluğu mülteci olmakla beraber yaşları 7 ile 17 arasında değişen çocuklar sırtlarındaki arabalarıyla birlikte hayatını çöpten kazanmaya çalışıyor. İnsanların bakışları... İnsanların "değersiz” gördükleri eşyalarını attıkları çöplüklerde yaşamı ve geleceği arayan geri dönüşüm işçisi çocukların birçoğu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan gelen son yasakla birlikte geceleri kağıt toplamaya çıkmayı tercih etseler de aslında onlara daha ağır gelen bir şey var, o da "insanların bakışları". Onların tabiriyle "kalburüstü" olarak nitelendirilen semtlerde kimileri tarafından "insan" yerine dahi koyulmayan bu çocuklar, devlet için ise potansiyel tehlike olarak görülüyor. Bu nedenle birçoğu başına gelebilecekleri umursamadan gece geç saatlerde işe çıkmayı daha uygun buluyor. Köpekleri yanlarından hiç eksik olmuyor İnsanların bakışlarının ve yaşanan tüm olumsuzlukların aksine onlara göre ise "insan" görece bir kavram değil. Herkese olduğu gibi davranan ve nefret duygusu barındırmayan bu çocukların diğer bir özelliği de sokaklarda tanıştıkları ve yanlarından hiçbir zaman eksik olmayan sokak köpekleri. Köpekleri yanlarından hiç eksik olmuyor, çünkü insanlığından sıyrılmış olanlardan korkan bu çocukların tek güvencesi ve dostu onlar. Aynı zamanda kendileri gibi "sahipsiz" gördükleri tek arkadaşları da köpekleri oluyor. 40 kiloyla 20 kilometre Arkalarından sürükledikleri arabalarında günde 30-40 kilo ağırlıkla ortalama 10-20 kilometre arası yol kat eden geri dönüşüm işçisi çocuklar, bunun karşılığında ayda 600 bin TL civarı bir para kazanıyor. Birçoğu hayatında hiç eğitim görmemiş, okumayı sokakta öğrenmiş, bir kısmı ise maddi zorluklar ve savaş nedeniyle eğitimlerini yarıda bırakmış. Toplanma yerleri Basmane'nin arka sokakları olan geri dönüşüm işçisi çocuklar, genellikle Kadifekale'de ve Hilal Mahallesi'nde yaşıyor. Barınma sıkıntısı yaşayan bazıları ise yaz aylarında sokaklarda kalırken, kış aylarında ise zorluklarla yaptıkları kulübelerde yaşıyor. ‘Birbirlerinden başka tutunacak kimseleri yok' İbrahim ve Ali savaş nedeniyle Halep'ten Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan iki kardeş. Biri 17, diğeri ise 13 yaşında olan İbrahim ve Ali sabah evlerinden çıkarak her gün 14 saatini İzmir'in dört bir yanındaki sokaklarda geçiriyor. Onlar hayatlarını idame ettirebilmek için karton, şişe veya geri dönüşüme uygun tüm malzemeleri toplamak zorunda. Birbirlerinden başka tutunabilecekleri kimseleri olmadığını söyleyen İbrahim, "Sabah 06.00'da çıkıyorum 14 saat çalışıyorum. Kağıt ve şişe topluyoruz. Orada okula devam ediyordum. Anne ve babam Suriye'de. Burada bir evimiz var. Zorluklar içerisinde yaşamaya çalışıyoruz" diyor. 'Deniz bize yasak' 1 yıl önce Halep'ten İzmir'e gelen 20 yaşındaki Muhammed ise, 8 yaşındaki kardeşi Basri ile birlikte gece yarısı çöplerin yolunu tutuyor. Halep'te öğrenciyken savaş nedeniyle eğitiminin yarıda kaldığını söyleyen Muhammed, "Güzel bir hayatımız vardı en azından mutluyduk. Hepsi havaya uçtu. Evimde havaya uçtu. Annem babam Suriye'de kaldı her şeyimiz bitti" diyor. Kardeşi ile birlikte Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldıklarını ve burada geri dönüşüm işçiliği yaptıklarını dile getiren Muhammed, 12-13 saat boyunca topladıkları malzemeleri Basmane'deki depolara götürdüklerini ve 100 kilo için 20 lira kazandıklarını söylüyor. Kardeşi ile birlikte günlük ortalama 30-40 lira kazanabildiklerini kaydeden Muhammed, İzmir'de yaşamalarına rağmen geri dönüşüm işçisi olmaları nedeniyle zabıtalar tarafından sahile sokulmadıklarını kaydediyor. "Deniz ve Alsancak bize yasak" diyen Muhammed, "Kaç defa arabamıza el koydular. Bir de dövüyorlar" diyor. Oyuncakları çöpten yaratıyor Muhammed'in 8 yaşındaki kardeşi Basri ise, ağabeyi gibi 20 kiloluk arabasını sırtlayarak sokaklarda çalışıyor. Yaşanan birçok şeyin farkında olmayan ve anlamakta zorlanan Basri, memleketinde en çok "bombalanan oyuncaklarını" özlediğini söylüyor. Türkiye'ye geldiği günden bu yana oyuncaklarını çöpten yarattığını belirten Basri, çöplerde bulduğu tahta, demir, şişe gibi malzemelerle oynuyor. İlkokul eğitimine yeni adım attığı sırada zorla terk ettiği memleketinde eğitimini de yarıda bırakan Basri'nin, atık kağıt ve karton toplamaya gittiği Sevgi Yolu kitapçılarının kitaplarına ise ilgisi büyük. Okumayı tam anlamıyla sökemeyen Basri, Türkçe kitapları anlamasa da resimlerine bakarak, anlatılanı çözmeye çalışıyor. Basri, geri dönüşüm deposuna göndereceği her kitabı ise depoya teslim etmeden kendisi inceliyor. En büyük korkusu zabıtalar Halep'ten gelen 14 yaşındaki Aziz'in de durumu diğerlerinden farksız. "Hurda, karton toplayıp yaşamaya çalışıyoruz" diyen Aziz de günde ortalama 12-13 saat çalışıyor. Alsancak, Çankaya, Basmane başta olmak üzere her bölgeye gittiklerini söyleyen Aziz'in en büyük korkusu ise zabıtalar. "Arabamı alıyorlardı. Bir de dövüyorlar tabi" diyen Aziz, yaşıtları gibi eğitimine devam etmek istediğini söylüyor. (cnö/rp)