İşkencenin yoğun olduğu cezaevleri önünde eylem kararı 2016-10-25 09:04:45 İSTANBUL (DİHA) - Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, 19 Aralık'a kadar sürecek olan "Tutsaklara OHAL darbesine izin vermeyelim" şiarıyla başlattıkları kampanya kapsamında işkencenin yoğun olarak yapıldığı cezaevleri önünde eylemler yapacak. Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, geçtiğimiz günlerde, Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte cezaevinde siyasi tutsaklara yönelik artan hak ihlallerine karşı, "Tutsaklara OHAL darbesine izin vermeyelim" başlığı ile kampanya başlattı. İnisiyatif, kampanya kapsamında, tutsak aileleriyle birlikte cezaevleri önünde eylem ve etkinlikler yapacak, cezaevlerine ilişkin hazırladıkları raporu siyasi partilerin grup toplantılarına sunacak. İnisiyatif ayrıca, sosyal medya üzerinden de işkence yapan cezaevlerini deşifre ederek, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapacak. İnisiyatif Sözcüsü Mesut Çeki, 19 Aralık'a kadar sürecek olan kampanyanın içeriğini anlattı. "İşkence öldürür dayanışma yaşatır" sloganıyla hareket ettiklerini belirten Çeki, cezaevlerinde çok yoğun işkencelerin yaşandığını söyledi. Tutsaklara, sürgün ve sevklerle birlikte çıplak aramanın yapıldığını dile getiren Çeki, yine haftada en az 4 kere hücre baskınlarının yapıldığını ve bu baskınlarda tutsaklara yönelik fiziki saldırıların olduğunu belirtti. 'İşkenceler tecavüzler biçiminde sürmektedir' Ankara Barosu Genel Kurulu'nda Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın 15 Temmuz darbe girişiminden dolayı tutuklu kişilere işkence edildiği konuşmasını hatırlatan Çeki, "Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tutuklanan insanlara, düne kadar AKP iktidarı ile kol kola olan hakimler, savcılar, bürokratlar hapishanelerde çok yoğun işkenceye uğramaktadırlar. Bu işkenceler tecavüzler biçiminde sürmektedir. İntihar sayısını bilmiyoruz. Cezaevlerinde arkadaşlarımız bize, '15 Temmuz'dan sonra tutuklanan insanların iniltilerinden uyuyamıyoruz' diye mektuplar yazıyor. Bizler, Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi olarak işkencenin her türüne karşıyız. Hangi davadan, hangi gerekçe ile hapishaneye girmiş olursa olsun işkenceye tabi tutulmasına karşıyız" diye konuştu. 'İşkencenin yoğun olduğu hapishane önlerinde eylem' Diğer temel şiarlarının ise Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) kaldırılması için çalışmalar yürüteceklerini dile getiren Çeki, "KHK ile birlikte hapishaneler artık yaşanmaz bir hale geldi. Cezaevleri, toplama kampı haline geldi, işkencelerin süreklileştiği yer oldu. Bizler de görüş hakkını engelleyen, avukat hakkını kısıtlayan, iletişim, mektuplaşma hakkını engelleyen KHK'lerin kaldırılmasını istiyoruz" dedi. Çeki, eylem takvimine ilişkin ise şunlar söyledi: "Tutsak aileleriyle birlikte yaptığımız toplantılarda aldığımız kararlar doğrultusunda hapishane önlerine gideceğiz. Özellikle işkencenin daha yoğun olduğu hapishaneleri önlerine gidip eylemler yapacağız. Hapishane idaresi ile görüşmeye çalışacağız. İlk eylemimiz işkencenin yoğun olduğu hapishane olan Silivri Cezaevi önü olacak. 27 Ekim Perşembe saat 15.00'da Silivri Hapishanesi kampüsü önünde gerçekleşecektir. 7 Kasım'da da işkencelerin yoğun olarak yapıldığı cezaevlerinden biri olan Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde eylem yapacağız." 'Raporumuzu Meclis'e sunacağız' Cezaevleri önünde yapacakları eylemler dışında, hak ihlallerini içeren rapor hazırlayıp tutsak yakınlarından oluşan bir heyetle meclisi ziyaret etmeyi planladıklarını kaydeden Çeki, "Siyasi partilerle ön görüşmeler yapıldı. Ziyaretlerimizi, grup toplantılarının olduğu bir döneme denk getireceğiz. Duyarlı milletvekilleri, CHP parti olarak olmasa bile insan hakları komisyonunda insan hakları savunuculuğun geleneğinden gelen bazı milletvekilleri var, onlarla görüşmeyi planlıyoruz. Ayrıca Meclis İnsan Hakları Komisyonu ile görüşüp, raporumuzu kendilerine vereceğiz. Adalet Bakanı'nın açıklamalarını da meclis gündemine taşımak istiyoruz. Adalet Bakanı insanların gözlerinin içine baka baka işkenceyi savunuyor, işkencenin olabileceğinden bahsediyor" diye konuştu. 'İnsanlar daracık yerlerde kalıyor' AKP iktidarının cezaevleri sorununu çözmeye niyetli olamadığını söyleyen Çeki, şunları kaydetti: "Hapishanelerin doluluk oranı çok fazla. İnsanlar daracık yerlerde kalıyor. Adalet Bakanı ya da Ceza ve Tevkif Evleri Müdürlüğü'ne sorulduğunda 'Merak etmeyin! Yeni hapishane inşaatları sürüyor. Birkaç yıla kadar yine efsaneleri açacağız' diyor. Bu da şunu gösteriyor; iktidarın hapishanedeki insanların sorunlarını çözmek gibi bir gündemi yok. Bilakis daha fazla insanı hapishaneye atabilmenin yollarını ve yöntemlerini aramaktalar. Türkiye'de Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere kimsenin garantisi yok. Çünkü dün bu ülkenin muktedirleri Ergenekon'dan Balyoz'dan, bol keseden ceza yağdıran Genel Kurmay Başkanlığı, hakimler, savcılar bugün hapishanelerde işkence altında tecavüzlere uğruyor. Dün ezilenlere karşı yalan yanlış haber yapan cemaate yakın yayın organları hepsi kapatılmış durumda. Bu yayın organlarında çalışan gazeteciler televizyon spikerleri hapishanedeler. Bu durumda bu ülkede her an her şey olabileceğini gösteriyor. Her an dengeler değişebilir." Sosyal medya üzerinden kampanya Kampanyaları tutsak yakınları ile birlikte oluşturduklarını dile getiren Çeki, " Demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, akademisyenlere sanatçılara ulaştırdık. Medyanın sesi kısıldığı, yeni sansür dalgası uygulandığı, ekranlar karartıldığı için sesimizi sosyal medyadan duyurmaya çalıştık. Sosyal medya üzerinden bizi takip edebilirler. Her hafta işkencelerin yoğunlaştı hapishaneyi gündem yapacağız. Ve o hapishanenin telefon numaralarını sosyal medya üzerinden duyurmaya çalışacağız" dedi. "Dışarıda hak arama kanallarımız ne kadar kısıtlanmışsa, hapishanelerde tutsakların cephesinde o kadar kısıtlanmış durumda" diyen Çeki, "Hakkını hukukunu arayan insanlar sokaklara çıksın" diye çağrıda bulundu. (yak/za/cd)