Devrimci Güçler Bab operasyonuna hazırlanıyor 2016-10-24 10:17:54 HABER MERKEZİ (DİHA) - Türkiye destekli El Nusra’ya bağlı grupların Efrin Kantonu’na yönelik saldırıları artarak devam ederken, bölgede bulunan gazeteci Aziz Köylüoğlu, kapsamlı tüm saldırılara rağmen Devrimci Güçlerin Bab operasyonuna hazırlandığını söyledi. Türkiye ve desteklediği El Nusra’ya bağlı çete gruplarının, Rojava'ya dönük "Fırat Kalkanı" adıyla geliştirdiği işgal saldırıları Mare hattından Devrimci Güçler'in kontrolü altında bulunan Şex Îsa ve Tel-Rıfat (Arpêt) kasabası kaydırıldı. Dünyanın yoğunlaştığı Musul operasyonu ile birlikte saldırılarını arttıran Türkiye’nin "Efrin'i boğma" operasyonu olarak değerlendiriliyor. Tüm saldırılarına rağmen Türkiye destekli gruplar ilerleme kaydedemezken, Devrimci Güçleri'nde yakın zamanda yeni bir karşı hamle hazırlığında olduğu belirtiliyor. 'Dananın kuyruğu kopacak' Efrin hattındaki sıcak gelişmeyi uzun zamandır bölgede çalışan gazeteci Aziz Köylüoğlu değerlendirdi. "Efrin cephesinde neler oluyor?" sorusuna yanıtlayan Köylüoğlu, "Durumlar her cephe açısından karışık" tespitinde bulundu. Son gelişmelerin Suriye ve Rojava'nın geleceğinin belirleneceği günler olarak yorumlayan Köylüoğlu, Rusya, ABD ve Türkiye'nin çıkar eksenli politikalar yürüttüğünü ancak asıl mücadelenin yönünü bölge halklarının direnişi ile belirleneceğini vurguladı. 'Tüm saldırılara rağmen ilerleyemiyor' Bölgedeki çatışmalar Mare kasabasının güney hattında yoğunlaşırken, Türkiye'nin Mare'ye onlarca zırhlı aracın yanı sıra ağır silah sevkiyatı yaptığı bilgisini paylaşan Köylüoğlu, Devrimci Güçlerin denetimdeki bölgelerde hava harekâtı da dâhil olmak üzere kapsamlı saldırılar olduğunu kaydetti. Kapsamlı saldırılara rağmen Türkiye ve destekli çete gruplarının bir ilerleyiş kat edemediği gibi ağır kayıplar verdiğini aktaran Köylüoğlu, sahadaki dengelerin değişebileceğine işaret etti. Türkiye-Rusya pazarlığı Halep üzerine Rusya ile Türkiye arasında yeniden başlayan diplomatik görüşmelerin yansımasını da değerlendiren Köylüoğlu, şunları söyledi: "Rusya ve Türkiye kendince bir tartışma yürütüyor. Buna göre, Türkiye Halep'in doğusunda çemberde bulunan çete gruplarının çıkmasını sağlayacaktı. Türkiye de bu konuda bir anlaşma arayışı içerisindeydi. Türkiye, Rusya'ya biraz umut verdi. Türkiye, Ruslara 'Cerablus, Mare ve Bab hattına girişine izin verirsen bende Halep'in merkezindeki çeteleri çıkartırım.' Üzerinden bir pazarlık yaptı. Rusya'da bu pazarlığı kabul etti. Ama bu pazarlık pratikte olmadı. Halep'te hakim olan güç eski adıyla Nusra yani yeni adıyla Fetih el Şam'dır. Ki bu çete grubu da çekilmeyeceğini açıkladı. Çekilmemekle birlikte İblid'ten Halep'e doğru kuşatmayı kırmak için yeni bir hamle başlattığını açıkladı. Bu da Türkiye Rusya eksenli tartışma ve yakınlaşmayı ortadan kaldıracaktır. Rusya, Mare hattına kadar gelmelerine izin verdi. Bundan sonra izin veril mi ya da bu mevcut pozisyonu kabul eder mi tartışılacaktır. Ancak görünün o ki Halep üzerinden varılan anlaşma pratiğe dökülmediği için Türkiye'nin bu durumu kabul görmeyecektir. Yani çetelerinin Halep'den çekilmeyeceklerine dönük açıklamaları Türkiye'ye bel bağlayan Rus siyasetinin kırılma noktası olacak." ABD plana destek verdi ABD'nin bu konudaki tavrına ilişkin de gözlemlerini aktaran Köylüoğlu, "ABD bu plana şöyle destek veriyor: Halep düşerse Suriye siyasetindeki bütün dengeler bozulacak. Sünni muhalefet yani çete grupları büyük bir darbe alacak. Bu yüzden de Halep kuşatmasını kırmak ve Rusya'nın zayıflamasını sağlamak için Türkiye'yi destekliyor. Rusya'nın etkinliğini biraz daha zayıflatmak için destek veriyor.” dedi. Suriye'den Türkiye'ye karşı hamle Türkiye'nin Mare üzerinden Halep'e bir koridor açarak, Halep kuşatmasını kırmaktan ziyade Suriye ordusunu kuşatma altına almayı hedeflediğini sözlerine ekleyen Köylüoğlu, ancak Suriye ordusunun Halep'in kuzey hattına büyük bir yığınak yaptığını ve Türkiye'ye karşı tedbir amaçlı bir hamle içerisine girmiş durumda olduğunu söyledi. Türkiye’nin iki düşüncesi var Bu kapsamlı saldırıların Türkiye'nin iki temel hedefi üzerinden kurulduğunu ifade eden Köylüoğlu, "Birinci neden Kuzey Suriye'de coğrafi bütünlüğü bozarak, burada federasyon oluşumunun önüne geçmek. Bunun için de Mare hattında ilerlemek, Efrin'in ve Minbic hattını kapatmak. İkinci hedef ise ise Suriye ile temas oluşturup Halep merkezle Zehra arasında bir koridor oluşturup İblid'e bir geçiş hattı oluşturmak. Bir anlamda da Halep'i kuşatan Suriye ordusunun kuşatılması anlamına gelecek. Ki bu Nurettin Zengi tugayları 'kuşatılmış Halep'i bir kez daha kuşatma' söylemiyle de itiraf etti" diye konuştu. A, B, C planlarının başarı şansı yok Türkiye'nin bu girişiminin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı, "B planı" olduğuna işaret eden Köylüoğlu, şöyle devam etti: "A planları gerçekleşme şansını kaybetti. Musul operasyonunda yer alamadılar. Kerkük'e yapılan son saldırı ise Türkiye'nin C planı oluyordu. Türkiye iki planı da devreye koydu. Rojava'ya karşı Şahba bölgesindeki bu saldırıları bu planlarının bir parçasıdır. Bu iki planın da başarı şansı yok. Kerkük'te DAİŞ eliyle gerçekleştirilmek istenen bu plan büyük bir darbe aldı. Yine Rojava'da B planı ise ciddi bir hezimete uğratılmış durumda. Türkiye ve destekli çete grupları Tel-Rıfat'ı ele geçirmeyi ve Suriye rejiminin kontrolündeki bölgeye ulaşmayı amaçlıyordu ama bu planları boşa çıkartılmış durumda. Ama yine ciddi yönelimler ve saldırıların olacağı ihtimal dahilinde sadece Şehba bölgesi değil, İblid bölgesinde de yeni bir işgal hazırlığı var." Efrin direnecek Efrin'in tüm bu saldırılara karşı ciddi bir direniş sergileyeceğini de belirten Köylüoğlu, "Bu konuda özerk yönetimin seferberlik ruhuyla direneceklerini yönünde açıklamaları da var. Halklar Efrin'e sahip çıkacaktır. Nasıl Kobanê'ye sahip çıkıldıysa, Efrin'e de Şehba bölgesine de sahip çıkacaktır. Çünkü işgallerin hiçbir zaman halklar tarafından kabul edilmediği gerçekliği var.” dedi. Türkiye'nin bölgeye ciddi anlamda güç yığdığı bilgisini de paylaşan Köyoğlu, saldırılarda Türk özel kuvvetlerinin özellikle Şex İsa bölgesindeki saldırılarda en önde yer aldığını kaydetti. Devrimciler Ordusu'nun bu saldırıların büyük oranda kırdığını aktaran Köylüoğlu, bununla birlikte karşı hamle olarak değerlendirilebilecek Bab veya Mare'yi kapsayacak bir hamle hazırlığının olduğunu söyledi. (hd/sd)