O gün destek verenler bugün cezaevinde 2016-10-15 09:03:44 ANKARA (DİHA) - AKP, 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu'nda liberallerin desteğiyle bir adım daha yaklaştığı başkanlık sistemine şimdi milliyetçi ve Ergenekoncuların desteğiyle ulaşmaya çalışıyor. Referanduma o gün "Yetmez ama evet" diyerek onay veren liberallerin çoğu şuan cezaevinde. Başbakan Binali Yıldırım başkanlık sistemi tartışmalarıyla bir türlü yapılmasına izin verilmeyen anayasa çalışmalarını bir kez daha gündeme getirdi. MHP'den hep destek tam destek 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra 1 Kasım'ı ilk telaffuz ederek, erken seçim yapılmasına fırsat tanıyan, 7 Haziran seçimlerinden sonra çoğunluğunu kaybeden AKP'nin Meclis Başkanlığı koltuğunu kazanmasına şans tanıyan ve her fırsatta AKP ile ortak hareket eden MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin "Cumhurbaşkanı yasal yetkilerinin dışına çıkıyor, o halde getirin düzünlemeyi bu tartışmaya son verelim" çağrısı AKP'den anında karşılık buldu. Ertesi gün Başbakan Binali Yıldırım, Bahçeli'ye teşekkür ederek, "Başkanlık hazırlığımız tamamdır en kısa zamanda meclise getireceğiz" dedi. CHP'den dolaylı destek AKP'nin Meclis'e getirerek anayasa değişikliği ile geçirmeyi tasarladığı başkanlık sisteminin en büyük destekçisi MHP olarak ön plana çıkıyor. Ayrıca 7 Haziran seçimlerinden önce başkanlığa destek vereceğini ileri sürdüğü HDP'yi suçlayan CHP de, "başkanlığa destek vermediği" için AKP tarafından cezalandırılan HDP'nin dışlanarak kurulan Anayasa Komisyonu'na katılarak, dolaylı olarak bu tartışmalara destek verdi. Söylemde başkanlık sistemine karşı çıkan CHP, Yenikapı ve Beştepe'de yaptığı mutabakatlarla AKP'ye başkanlığı geçirecek zemini de sunmuş oldu. Yıllarca "Başkanlığa destek verecek" diyerek HDP'yi "AKP destekçisi" olarak lanse eden CHP ve MHP, çok geçmeden AKP yanında "hizalanırken", HDP ise bütün partilerin temel hedefi olarak saldırıya uğramaya devam ediyor. Perinçek ve ekibi iş başında Ayrıca AKP'nin yeni dönem anayasa çalışmalarına ve başkanlık hazırlıklarına, MHP'nin açık, CHP'nin dolaylı desteği kadar, bir diğer müttefiki ve destekçisi ise Ergenekoncular, Vatan Partisi ve Kızıl Elma Koalisyonu olarak öne çıkıyor. Darbe girişimi sonrasında yeni iktidar odağının "görünmez ortağı" olan Vatan Partisi (eski İşçi Partisi) ve Kızıl Elma Koalisyonu, cemaatin AKP için gördüğü işlevi görmeye aday oldu. Yurt içinde ve dışında, AKP adına "farklı bir kesim" olarak diplomasi yürüten, ABD ve Avrupa'da gazetecilerin tutuklanmasını, tıpkı geçmişte cemaatçilerin yaptığı gibi "Bunlar gazeteci değil" diyerek aklamaya çalışan bu koalisyon, AKP'nin Irak, Musul ve Cerablus politikalarında olduğu kadar Rusya ile yakınlaşmasında da önemli bir etkinliğe ve paya sahip. Erdoğan yeni dönemde İçişleri Bakanlığı'nı neredeyse bu kesime bıraktı. En son Doğu Perinçek ve ekibi AKP adına Suriye rejimi ve Esad ile görüşmeler gerçekleştirdi. AKP ve Vatan Partisi'nin pazarlığı Vatan Partisi aynı zamanda başkanlık sistemi konusunda da AKP adına "toplumsal diplomasi" faaliyeti yürütüyor. Görünürde "başkanlığa karşı çıktığını" belirterek, AKP'nin bu konudaki savunucularını daha görünür olmasını sağlayan bu ekip, aynı zamanda Deniz Gezmişlerin idamında parmağı olan şimdi Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Milli Anayasa Hareketi Başkanı Hasan Korkmazcan, ayrıca AKP ile anayasa pazarlıklarını yürüten ekibin de başında bulunuyor. Bu ekip ile AKP arasında yürütülen pazarlığın konusu bir yandan devleti paylaşmak olmakla birlikte, bir yandan da başkanlığa karşılık Kürt inkarının daha katı bir şekilde sürdürülmesi oluşturuyor. Anayasa Referandumu Bütün bu pazarlıklar sonucunda AKP kısa sürede amacına ulaşacak gibi görünüyor. Ancak AKP'nin bu aşamada başkanlığı daha açık ifade edecek düzeye gelmesinde 12 Eylül 2010 yılında yapılan Anayasa Referandumu'nun büyük payı var. O dönem hazırlanan kapsamlı anayasa değişikliğinde, yargı ve demokratikleştirileceği belirtilen ordu ile ilgili düzenlemeler yapılmıştı. Ancak o düzenlemeler sonrasında yargının da ordunun da cemaatin merkezine haline getirildiği ve AKP'nin de "kadrolaşmak için buna zemin sunduğu" 15 Temmuz darbe girişimiyle ortaya çıktı. 'Yetmez ama evet'çiler cezaevinde Yapılan değişiklik bütün eleştirilere rağmen liberallerden ciddi destek gördü. Hatta referandumda AKP argümanlarının desteklenmesi için bu kesim, "Yetmez ama evet" kampanyası yürüttü. O kampanyayı yürüten ekibin birçoğu, "darbeye destek verdikleri" gerekçesiyle bugün cezaevlerinde bulunuyor. Kendi yandaşlarını "düşmana" çevirerek cezalandıran AKP, başkanlık sistemiyle bütün toplumu tehdit ediyor. Muhtemelen bu yüzden olacak ki, AKP'nin 2007 Anayasa Taslağı'nı hazırlayan Prof. Ergün Özbudun defalarca başkanlık sistemine karşı olduğunu açıkladı. Ergun Özbudun, bugün yaşanan ortamdan dolayı "konuşamayacağını" açıklasa da halen başkanlık sistemine karşı olduğunu açıklamaktan geri durmuyor. (kk/rp)