Dersim gibi direnişle dolu bir yaşamdı Güney'inki… 2016-10-09 11:36:49 İSTANBUL (DİHA) -"Dersim tarihi gibiydi. Mücadele ve direnişle dolu kısa bir yaşamı oldu" sözleriyle anlattı sevenleri Ankara katliamında yaşamını yitiren Dersimli Güney Doğan'ı. Yarın Ankara katliamının birinci yıldönümü. Katliamda yaşamını yitirenlerin her birinin umudu ve hayalleri vardı barış yolunda. Dersimli Güney Doğan da bir umutla Ankara'ya gidenlerdendi. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi Doğan'ın ailesi, ekonomik sebeplerden dolayı 1978'de Dersim'in Mazgêrt (Mazgirt) ilçesinden İstanbul'a göç etmek zorunda kalır. Güney, Sarıyer'in bir gecekondusunda 2 çocuklu ailenin büyük çocuğu olarak dünyaya gözlerini açar. Güney ismini ise, uzun süre cezaevinde kalmış devrimci sinema sanatçısı olan Yılmaz Güney'den alır. Ancak anne Derman Doğan, Yılmaz Güney'in ömrü gibi oğlunun da ömrünün kısa olabileceği korkusuyla başta adının Güney olmasını istemez. Baba Mustafa Doğan'ın ısrarı üzerine ise anne Doğan, kaderinin benzeyebileceği korkusuyla reddetse de sonunda kabul eder oğlunun adının Güney olmasını. Doğan, İTÜ İnşaat Mühendisliği 3'üncü sınıf öğrencisi olmakla kalmayıp aynı zaman Elektrik Elektronik Mühendisliği'nde çift ana dal yapar. Diğer yandan da Açıköğretim Fakültesi'nde İşletme okuyan Doğan'ın ilk okuduğu kitap ise John Steinbeck'in "Gazap Üzümleri" kitabı olur. 'Kalbi, zihni çok duruydu oğlumun' Baba Doğan, oğlunun bir anısını şöyle anlatıyor: "Annesi veli toplantısına katıldığı zaman, Güney'in öğretmeni 'Sınıfta ne sorsam cevap veriyor. Ne söylesem hemen zıplayıp el kaldırıyor' der. Öğretmeni ilk başta çok memnun. Öğretmen söz almayan öğrencileri kaldırıyor Güney, 'öğretmenim ben söylemek istiyorum' der ama öğretmeni 'sen her şeyi biliyorsun zaten, biraz da yanındaki arkadaşın söylesin' diyor. Çok zeki, geleceği çok parlaktı. Kalbi, yüreği, zihni çok duruydu oğlumun." Lise 1'inci sınıfta isminin Güney ve Dersimli olmasından dolayı öğretmenin düşük not verdiğini söyleyen baba Doğan, şunları aktardı: "Bütün hocaları oğlumun tam bir lider vasfına sahip olduğunu söylerken, çok zeki, her dönem taktir alan oğlumun tek dersinin zayıf olmasına biz de çok şaşırdık. Anadolu Lisesi sınavlarına ders çalışmadan giren Güney, 400'e yakın bir puan alarak Üsküdar Anadolu Lisesi'ne girdi. Sonradan öğrendik ki, öğretmeni adının Güney olmasına takmış kafayı." 'Yezid ve Muaviye'nin devamını sürdürüyorlar' Oğlunun çok fazla kitap okuduğunu vurgulayan baba Doğan, Sakarya'da çalıştığı için oğlunun Ankara'ya gideceğinden haberinin olmadığını söyledi. Devletin katliamcı yüzünü Dersim, Maraş, Koçgiri katliamlarından bildiğini ifade eden baba Doğan, "Osmanlı tarihini biliyoruz. 3'üncü köprüye verdikleri ismi, neler yaptığını biliyoruz. Tarihten bir türlü ders almıyorlar. Çünkü kendi tarihlerinin devamını sürdürüyorlar. Yezid ve Muaviye'nin devamını sürdürüyorlar" diyerek tepki gösterdi. "Adalet, hak, hukuk, hakim, savcı hepsi bir tane insan ne diyorsa, o adamın sözüne göre hareket ediyorlar. Adalete yargıya güvenmiyorum" diyen baba Doğan, 7 Kasım'da Ankara'da görülecek olan davadan bir şey çıkmayacağının altını çizerek, ülkenin herkes için yaşanılamaz bir hale geldiğini aktardı. 'Dersim tarihi gibiydi' Doğan'ın sınıf arkadaşı Mahir Budak ise, Doğan'ı kelimelerle ifade etmenin zor olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: "Güney okulda kendini kısa sürede belli etmişti. Dersim tarihi hakkında konuşmayı çok severdi. 7 Haziran seçimlerinde canı gönülden çalışıyordu. Hazırcevap bir kişilikti. En son patlamadan önceki Perşembe görmüştüm Güney'i ve o gülüşünü unutmak mümkün değil. Dersim tarihi gibiydi Güney. Mücadele ve direnişle dolu kısa bir yaşamı oldu." (yak/za/pu)