Dün katliamla bugün yasakla… 2016-10-09 09:12:26 ANKARA (DİHA) - 10 Ekim katliamında kardeşini kaybeden Gülistan Özğan, "Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen dün yaşanmış gibi etkisinden çıkamadım" dedi. Yakınlarını kaybedenler, barış talebinin dün katliamla bugün de yasakla engellenmeye çalışıldığını söyledi. Ankara'da geçtiğimiz yıl 10 Ekim'de "Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi"ne yönelik canlı bomba saldırısı sonucu 101 kişi yaşamını yitirmiş, 516 kişi ise yaralanmıştı. Tren Garı kavşağında, 3 saniye arayla gerçekleşen iki patlamanın ardından ambulanslardan önce polis meydana ulaşıp yaralılara gaz ve tazyikli suyla saldırmıştı. Yaşamını yitirenlerden biri de İstanbul'dan mitinge katılan Sêrtli (Siirt) Vahdettin Özğan'dı. Vahdettin'in ablası Gülistan Özğan, katliamın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen "dün yaşamış gibi etkisinden" hala çıkamadığını belirtti. 'Kardeşimin elinin sıcaklığı hala avucumda' O gün, "emek ve demokrasi" için alana gelen ve yaşanan katliamın her anına tanıklık eden Gülistan Özğan, miting günü sabah erken kalktığını ve gelen telefon üzerine kardeşinin İstanbul'dan geldiğini öğrendiğini anlattı. Özğan, "Hemen hazırlanıp miting alanına gittik. Kalabalık olmadan kardeşimle konuşma fırsatım olsun istedim. Kardeşimin yanına gittim, elini avucumun içine aldım, üç kere yanağından öptüm ve sarıldım. Hala kardeşimin elinin sıcaklığı avucumun içinde bir sene geçmesine rağmen hala unutmuş değilim. Birbirimize hal hatır sorduk. Birbirimizi gördüğümüze ikimiz de çok mutluyduk, çok sevinmiştik. Kardeşim, 'Bayrakları elinizden bırakmayın barış mitingi her haliyle güzel görünsün' diyordu" şeklinde katliam öncesi yaşadıklarını aktardı. 'Miting şenlik gibiydi' Türkiye'nin dört bir yanından birçok farklı kişinin mitinge katıldığını ve güzel bir amaç için alanda bulunduklarını dile getiren Özğan, "Miting şenlik gibiydi, herkesin yüzü gülüyordu. Birbirlerini tanıyıp farklı şehirde yaşan insanlar o gün buluşmuştu. Gitgide alan daralıyordu ve çok kalabalık olmuştu. Kardeşim bizden ayrılıp dolaşmaya gitmişti" dedi. 'Korku filmi gibiydi o anlar' Özğan, patlama anını ise şöyle anlattı: "Bir anda füze gibi bir şey havaya uçtu. İnsan parçaları yukarıdan akmaya başladı. Yerimizde donduk. Yanımda kızım vardı bu nedir dememe kalmadı 3 metre ötemizde ikinci bir patlama oldu. Durumun farkına vardığımızda etrafımıza baktık. Parçalanmış insanlar her yerdeydi. Yaralılara yardım etmeye çalışıyorduk. Cenazelerin üstüne HDP bayrakları örtülüyordu. Polis, yaralılara tazyikli su ile saldırıyordu. Ambulansların yaralıları tedavi etmesini engelliyordu. Herkes telaş içindeydi. Korku filimi gibiydi o anlar, gözümün önünden hiç gitmiyor." 'Katliamı yaşatanlar elbet hesap verecek' Kardeşini telefonla aradığını ve telefonunun kapalı olması üzerine hastaneye gittiklerini ifade eden Özğan, "Beynim durmuştu resmen orada, gördüklerimi anlatılmakta zorluk çekiyorum. İnsanlar hastaneye akın ediyordu. Hastane hastane dolaşıp kardeşimi aramaya başladık. Yeğenim telefon etti. Kardeşimin yoğun bakımında olduğunu söyledi. Oysa kardeşim alanda yaşamını yitirmişti. Kardeşimin ölü bedenini hastaneye getirmişlerdi. Öldüğüne inanamıyordum. 10 dakika önce sarıldığım kardeşimin ölüsüne sarılıyordum. Katliamın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hala unutamıyorum. Bu katliamları bize yaşatanlar elbet bir gün hesabını verecek" diye konuştu. Dün yaşanmış gibi... Katliamdan 12 gün sonra otopsi işlemlerinin ardından Vahdettin Özğan'ın cenazesini aldıklarını ve İstanbul'a defin ettiklerini hatırlatan Özğan, "Şarapnel parçaları isabet etmiş. Bir tanede ensesine isabet etmiş. 12 gün sora cenazemizi aldık. Zor bir süreçti hala atlatamadık. Üzerinden bir yıl geçti sanki dün yaşanmış gibi acısı içimde taze duruyor. Benim kardeşim çok yardımsever bir insandı, aç kalacağını bilse elindeki son lokmayı ihtiyacı olan birine verir. Mücadelesine bağlıydı" diye konuştu. 'Dün cenaze törenine bugün yasımıza izin vermiyorlar' Buna benzer binlerce hikaye var ve üzerinden gün geçtikçe daha çok birikiyor bu hikayeler. Ancak aileler, yaşadıklarına, tanık olduklarına rağmen tıpkı katliama uğrayan Barış Mitingi gibi barış talep ediyorlar. Buna karşılık, dün insanları katliamlarla durduranlar, sokaklara çıkmalarına izin vermeyenler, bugün de aldıkları yasak kararı insanların yaslarını tutmalarına, acıya rağmen barış talep etmelerine izin vermiyor. Buna tepki gösteren mağdur aileleri, engellenenin dün olduğu gibi bugün de barış talebi olduğuna işaret etti. Ankara katliamında yeğeni Ümit Seylan'ı kaybeden İhsan Seylan, kardeşi Korkmaz Tedik'i kaybeden Edge Tedik de, "Onların anısını yaşatmak için bu sene de onlar için yapılan barış mitingine tüm duyarlı insanları beklediklerini" ancak bunun "valilik kararıyla" engellenmeye çalışıldığını söyleyerek, duruma tepki gösterdi. 10 Ekim gününü "Herkeste olduğu gibi bizde de coşkulu bir heyecan vardı" sözleriyle anlatan Seyhan, "Özellikle 7 Haziran'dan sonra Türkiye' ye barış gelecek umudunun maalesef bir savaş konseptine dönmesinden sonra barış mitingini nefes alma süreci olarak görüyorduk" dedi. Henüz miting alanına ulaşmadan katliamın yaşandığını ve alanda kendisini bekleyen yeğeninin hayatını kaybettiğini anlatan Seyhan, "Tüm aramalar sonucunda yeğenim Ümit'e 4 gün sonra ulaşabildik" diye konuştu. Ayrıca Seyhan, bugün kayıplarını anmalarına izin verilmediği gibi daha önce de cenazelerinin kaldırılmasına izin verilmek istenmediğini hatırlatarak, "Cenazeye o zaman Erzurum'a götürdük. Ancak Erzurum Emniyeti saldırıya uğrayabileceğimizi ve kendilerinin de bunun için önlem alamayacaklarını söyledi. Fakat orada bizi binler karşıladı, cenazemize sahip çıkıldı" şeklinde konuştu. Katliamda kardeşi Korkmaz Tedik'i kaybeden Edge Tedik ise, katliamda 100 kişinin ölmesinin dayanılmaz bir acı olduğunu söyledi. Tedik, "Her an nerde ne olacak diye düşünüyorsun. Korkmaz'ın şu sözü hiç aklımdan çıkmıyor; 'Bu gün bize, yarın onlara, öbür gün başka birine savaştayız.' Kardeşimi barış için kaybettik. Benim kardeşim çok neşeliydi. O kadar neşeliydi ki her gittiği yerde bir anısı vardır arkadaşlarında. Herkesin bir hikâyesi var işte. Onların anısını yaşatmak için bu sene de onlar için yapılan barış mitingine tüm duyarlı insanları bekliyoruz" çağrısında bulundu. (as/kk/rp)