Gazeteci Kızılkaya: Can güvenliğimiz yok 2016-10-06 13:37:25 İSTANBUL (DİHA) - Kapatılan Özgür Gündem gazetesinin tutuklu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya, gazeteci Fehim Işık ile birlikte "örgüt propagandası" iddiasıyla yargılandıkları davada, mahkemeye geliş gidişlerinde can güvenliği sorunu yaşadığını anlattı. Kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan "Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği" kampanyasına katılan gazeteci Fehim Işık ile gazetenin tutuklu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya hakkında "örgüt propagandası" yaptıkları iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü. Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava duruşması, tutuklu gazeteci İnan Kızılkaya ve Fehim Işık'ın kimlik tespitiyle başladı. Duruşmayı her iki ismin meslektaşları da takip etti. 3 Mayıs 2016 günü başlatılan kampanya kapsamında Özgür Gündem ile dayanışmak için bir günlük Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği yapan gazeteci Fehim Işık, savunmasında "Bu bir dayanışma kampanyasıydı. Bu kampanyaya ben de destek verdim. Dayanışmanın esaslarından biri gazeteler ve gazeteciler üzerindeki baskıydı. Şimdi bakınca da o dayanışmanın ne kadar haklı olduğunu görebiliyoruz" dedi. 'Yazılar bu ülkede haber değeri olan konulardır' Son bir hafta içerisinde 23 radyo ve televizyonun kapatıldığına dikkat çeken Işık, "Ben gazeteciliğe başladıktan sonra onlarca gazeteci faili meçhule kurban gitti. Ancak hukuk onların katilini bulmak konusunda hiç aceleci davranmadı" diye konuştu. Savunmasının devamında Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı 15 Mayıs tarihli gazete sayısındaki haberler sebebiyle yargılandığını dile getiren Işık, "Yazı içerikleri bu ülkede haber değeri olan konulardır. Dayanışma kampanyası içerisinde editörlerin yaptığı haberlerdi, onlara müdahalem söz konusu değildi. Bu editöryal bağımsızlığın gereğidir" ifadelerini kullandı. Işık, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çıkarılan 666 sayılı KHK ile pasaportlarının iptal edildiğini ve mahkemenin bu iptalin kaldırılması yönünde emniyete yazı yazmasına rağmen yurt dışına çıkışta sorun yaşandığını da kaydetti. Heyet başkanının, "Hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını ister misiniz?" sorusu üzerine Işık, "Ben gazeteciyim, gazetecilik yapmaya devam edeceğim. Dayanışmaya katılarak gazetecilik yaptığım için suç işlediğimi de düşünmüyorum. Beraatimi istiyorum" diyerek savunmasını noktaladı. 'Adli tutsaklarla tehdit ediliyoruz' Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan İnan Kızılkaya ise savunmasında hakkındaki suçlamayı kabul etmediğini söyledi. Genel Yayın Yönetmeni Zana Bilir Kaya ile birike tutuklu bulundukları Silivri Cezaevi'nde ağır tecrit altında olduklarını ve mahkemeye gelip giderken ring aracında can güvenliği sorunu yaşadıklarını söyleyen Kızılkaya, "Buraya gelmek başlı başına işkence. Adli mahkumlarla ring aracına bindirilip, onlara 'terörist' dedirtilmek suretiyle tehdit ediliyoruz" dedi. Gazetenin avukatı Özcan Kılıç da müvekkili Kızılkaya'nın ring aracında linç edilmekten çekindiğini söyledi. Av. Kılıç, bu nedenle heyetten Kızılkaya'nın güvenli koşullarda getirilip götürülmesi için cezaevi yönetimine müzekkere yazmasını talep etti. Mahkeme heyeti ise, verdiği kararında Kızılkaya'nın duruşmalara güvenli şekilde getirilmesi için cezaevine müzekkere yazılması talebini kabul etti. Işık'a dair pasaport iptali kararının geri alınmış olması istenilse de, bu işlem gerçekleşmediği için daha önceki yazının tekrar emniyete gönderilmesine karar veren heyet, bir sonraki duruşmayı 24 Kasım'a erteledi. (yk/za/öç)