ÖÇAV Ankara Barosu'na talip: Herkes için adalet ve hukuk 2016-10-05 09:01:58 ANKARA (DİHA) - "Biz varız" diyerek Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu adına Ankara Barosu Başkan Adayı olan Nuray Özdoğan, "Hukuk örgütleri savaş siyasetinin parçası olamaz. Hukuk ve adalet ancak barış ortamında gerçekleşir" dedi. Ankara Barosu 64. Olağan Genel Kurulu, 15-16 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek. Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu (ÖÇAV) da "Biz varız" sloganı ile Genel Kurul'da baro seçimlerine katılacak. ÖÇAV'ın yönetim kurul ve delegasyon adaylarının yüzde 50'sini eşit temsil gereği kadın avukatlar oluşturuyor. Ayrıca ÖÇAV listesinde bulunan avukatlar aynı zamanda Ankara Barosu'nun hak temelli komisyonlarında çalışmalar yürütüyor. 'Herkes için adalet ve hukuk' Grubun başkan adayı olan Nuray Özdoğan, ÖÇAV'ı şu ifadelerle tanıttı: "Özgürlükçü, çağdaş, ekolojist, çevre ve kent davalarını yürütün, kadın dayanışma ağlarında yer alan, herkes için adalet ve hukuk arayışında olan hukukçulardan oluşan bir toplamız. Savunma hakkına ve avukatlara yönelik saldırılar, işkence, yargısız infaz ve gözaltında ölüm, kadın cinayetleri, LGBTİ'lere yönelik nefret suçları gibi temel hak ihlallerinin konu olduğu davalarda, direnme hakkının kullanıldığı süreçlerde, Soma benzeri katliamlarda, Ensar Vakfı ve KAİMDER yurtlarındaki çocuklarına yönelik cinsel istismar gibi şiddet davalarında, emekçilerin, kadınların, LGBTİ'lerin, ekolojistlerin ve halkın hak mücadelesine ve adalet arayışına müdahil avukatlarız." 'Avukatların sözü her yerde olmalı' Özdoğan, Türkiye'de hukuk zemininin tamamen ortadan kaldırıldığı ve eleştirilen 82 Anayasası'nın gerisinde olan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yönetildiği söyledi. Hukuki güvencenin tümden ortadan kaldırıldığını belirten Özdoğan, avukatların bir araya gelme sebebini, "Temel insan hakları yok sayılmakta, yasama ve yargı adeta iktidarın yan kuruluşu haline getirilmekte, demokratik temsil sistemi tümden ortadan kaldırılmakta iken hak mücadeleleri alanında faaliyet gösteren avukatların sözünün her yerde olması gerektiği inancı ile hareket ettik" ifadeleriyle anlattı. 'Savaş siyasetinin parçası olamayız' Özdoğan, siyasi iktidarın her alanda hukuk örgütleriyle vesayet ilişkisi kurduğunu belirtti ve "Güçlü bir duruş sergileme sorumluluğu olan Türkiye Barolar Birliği ve onu temsilen Metin Feyzioğlu, savaşı ve askeri operasyonları destekleyen açıklamalarına en son işkence iddialarının gerçek olmadığına dair bir açıklamayı ekledi. Hukuk örgütleri savaş siyasetinin parçası olamaz. Hukuk ve adalet ancak barış ortamında gerçekleşir" dedi. 'TTB ve Ankara Barosu bir hukuk örgütünü yönetemez' Özdoğan, sokağa çıkma yasaklarında TTB ve Ankara Barosu'nun yargıyı göreve çağırmayan tutumunu hatırlattı ve ekledi: "Barolar Birliği ve Ankara barosu yönetiminin bir hukuk örgütünü yönetme kapasitesi yoktur. 30 gün gözaltı süresi ve bu sürenin uzunca bir kısmında keyfi biçimde avukat görüşü yaptırılmamaktadır. Ankara Barosu yönetimi bu süreçte sessizliğini korumuştur. Kapatılan TV ve gazeteler karşısında baro yönetimleri hala sessizliklerini korumaktadır. Eşitlikçi, katılımcı, özgürlükçü ve demokratik baro için yönetime adayız." 'İtiraz etmezsek avukatlık olmaz' "Yargı bağımsızdır ama tarafsız olamaz" değerlendirmesi yapan Özdoğan, "Yargı insanlığın ortak birikimi olan insan hakları hukukundan, temel insan haklarının korunmasından yana tavır almak, tarafını buradan yana kurmak zorundadır. Aksi halde bir hukuk rejiminden söz edilemez faşizan bir düzen söz konusu olur ki bu düzende avukatlık diye bir kurum da söz konusu olamaz" dedi. Faşizan düzenin bu günlerde yaşandığını belirten Özdoğan, "Bazı meslektaşlarımızdan öğrendiğimiz kadarıyla siyasal iktidarın sunduğu düzene itiraz etmiyor, emniyet müdürlerinin, cezaevi müdürlerinin odalarında avukat-müvekkil görüşmesi yapmak mümkün oluyor. Bu kişiler avukatlık kanununu, meslek kurallarını ihlal ettiği halde baro yönetimi bunu kınamamakta işlem yapmamaktadır. Siyasal iktidara karşı tavır almaktan korkan bir baro yönetimi istemiyoruz" diye konuştu. ÖÇAV'a destek artıyor Özdoğan, ÖÇAV listesinin iktidarın avukatlarından oluşmadığını belirti ve ÖÇAV dışındaki avukatlardan da ciddi destek almaya başladığını söyledi. Özdoğan, şunları ifade etti: "Meslektaşlarımız hak ve hukuk zemininde hareket eden herkes için adalet herkes için hukuk diyen, barışa çağrı yapan, meslektaşlarını korumayan, saygınlığına gölge düşüren bir baro yönetimi istememekte. Hak savunuculuğunu yaptığımız tüm kesimlerden gelen destek mesajları da bizi ayrıca onurlandırmaktır. OHAL ve KHK'ler ile yaratılan Anayasal ve hukuki olmayan rejimin sonlandırılması için tüm hukuk örgütlerinin aktif görev alması gerekir. Hak savunuculuğundan iş bitiriciliğe, iş takipçiliğine evirilen avukatlığın kamu hizmeti niteliğinin yeniden tesisi, toplumsal adalet arayışında önemli bir kazanım olacaktır. ÖÇAV bu sesin karşılayıcısı, tamamlayıcısı olacaktır." (dn/rp)