5 Ekim'de kutlama yerine mücadele var 2016-10-04 09:04:10 ANKARA (DİHA) - Dünya, 5 Ekim Öğretmenler Günü’nü kutlamaya hazırlanırken, Türkiye’deki öğretmenler, işsizlik kaygısı, açığa alınma korkusu, esnek ve güvencesiz çalışmayla 5 Ekim’i karşılıyor. Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, 5 Ekim’i kutlamayacaklarını mücadele edeceklerini söyledi. 5 Ekim 1966 yılında UNESCO ve İLO tarafından “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”nin oy birliğiyle kabul edildiğinden beri 5 Ekim günü “Dünya Öğretmeler Günü” olarak kutlanıyor. Türkiye’deki öğretmenlerin karşı karşıya kaldığı sorunlara bakıldığında hak temelli bir çok gün gibi Öğretmenler Günü'de kutlanamıyor. Darbe girişiminin hemen ardından 33 bin öğretmen açığa alındı. 1 Eylül tarihli Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 28 bin 163 öğretmen ihraç edildi. Bundan bir hafta sonra ise 11 bin 285 öğretmen daha açığa alındı. Yaklaşık 50 bin öğretmen işsiz olarak, binlercesi de işsiz kalma kaygısıyla Dünya Öğretmenler Günü’nü karşılıyor. Esnek ve güvencesiz çalışma AKP hükümeti KHK’lerle görevden aldıkları öğretmenlerin boşluğu yine KHK’ler ile alacakları sözleşmeli öğretmenlerle doldurmayı planlıyor. Ancak “sözleşme” yöntemi güvencesiz ve esnek çalışmanın ifadesi oluyor. Sözleşmeli öğretmenler hükümetin kalkınma planlarında olan şehirlerde 4 yıl çalıştıktan sonra değerlendirmeye alınacak. Öğretmenler hakkında olumlu bir değerlendirme yapılırsa 2 yıl daha aynı yerde çalışacak sonra mesleğini sürdürmeye devam edecek. Yani öğretmenler kısmı bir güvence için adeta ödüllendirme yöntemine tabi tutulacak. Sözleşmeli öğretmen sayısı 2007 yılında 20 bin 314’tü. Üç yıllık bir zaman dilimi sonra bu sayısı 73’bin 950’ye ulaşmıştı. Muhalif sendikaların tepkileri nedeniyle bu biçimde öğretmen ataması durdurulmuştu. Darbe girişimini fırsat bilen AKP hükümeti, OHAL ile birlikte sözleşmeli öğretmenliği tekrar hayata geçirdi. Öğretmenlere faşizan sorular dayatılıyor AKP hükümeti darbe sonrası 15-20 bin arası sözleşmeli öğretmen alımı yaptı. Gerekli puanları alan öğretmen adayları daha sonra sözlü mülakata tabi tutuluyor. Söz konusu mülakatlarda ise öğretmenlere yönelik faşizan bir uygulama ve Anayasal suç işleniyor. Öğretmenlere, “Reis nedir”, “Fırat kalkanına ne düşünüyorsunuz?”, “15 Temmuz da neler hissettiniz” gibi öğretmenlik mesleğiyle alakası olmayan ve kişinin siyasi görüşünü açıklamasına yönelik sorular soruluyor. Anayasa’da ise “Kişi siyasi düşüncelerini açıklamaya zorlanamaz” ifadesi yer alıyor. Soruları yanıtsız bırakmak ise, öğretmen olamamak anlamına geliyor. Öğretmenlere yapılan bu uygulama “Faşizm sadece susturmak değil bir şeyi söyleme mecbur bırakmak” tanımını akıllara getiriyor. Daha esnek daha güvencesiz Öte yandan alınan sözleşmeli öğretmen sayısı, Türkiye’deki öğretmen açığını karşılamıyor. Hükümet her ne kadar sözleşmeli öğretmen alımının devam edeceğini açıklasa da, öğretmen açığının büyük bölümü güvencesiz ve esnek çalışmanın son noktası olan ücretli öğretmen alımlarıyla kapatılacağı düşünülüyor. Türkiye’de, 2010 yılına kadar her 7 öğretmenden 1 tanesi ücretli öğretmendi. Proje okullarının proje öğretmenleri Darbe girişimi ardından AKP hükümeti “proje okullarını” devreye soktu. Türkiye’deki en önemli okullar proje kapsamına alınacakken, söz konusu okullardaki öğretmenlerin atanma ve sürgün etme yetkisi ise Milli Eğitim Bakanı’nın kendisine verecek. Atama yetkisinin bakana verilmesi için Eğitim Sen tarafından açılan dava Danıştay tarafından AYM gönderilmişti. AYM’nin olumsuz karar vermesi durumunda proje okullarında öğretmenlerin iradesi dışında bir sirkülasyon yaşanacak. Öğretmenler kaygı yaşıyor Birçok öğretmen AKP hükümetinin uygulamalarından kaynaklı işsiz kalma kaygısı yaşıyor. Buna ilişkin Kamu Sen tarafından iş yerlerinde 7 bin öğretmenin katılımıyla yapılan bir ankete göre, öğretmenlerin yüzde 90’nın yakınında ihraç edilen veya açığa alınan öğretmen bulunuyor. Öğretmenlerin yüzde 80’i, açığa alınan ya da ihraç edilen öğretmenlerin terör örgütleriyle ilişkisi olmadığını belirtiyor. Yüzde 75’i ise anketi yanıtlarken tedirgin olduğunu ifade ediyor. İşsizler ordusu 5 Ekimi karşılıyor Eğitim fakültesini bitiren bir kişi kanuna göre öğretmen sayılmak ve ikinci bir teste tabi tutulmamak zorunda. Ancak Türkiye’de eğitim fakültesini bitiren ve atanamadığı için resmi olarak “öğretmen sayılmayan” 349 bin 277 öğretmen 5 Ekim’i karşılıyor. AKP hükümetinin “her ilde bir üniversite” projesinin ardından atamayan öğretmenler sayısı her yıl artıyor. Eğitim Sen’e göre, bu artışın artışının iki nedeni var. Birincisi, atamayan öğretmenleri işaret eden hükümet, güvencesiz ve esnek çalışmaya zorlanan öğretmenlere “bir sürü iş bekleyen insan var” baskısı uyguluyor. İkinci olarak da, polis ve özel güvenlik gibi alanlardaki ihtiyacı atanamayan öğretmenler yani yedek işsizler ordusu havuzundan karşılıyor. ‘Kutlamayacağız, mücadele edeceğiz’ Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, Türkiye’nin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’ne karanlık bir tabloda girdiğini belirtti. Karaca, “Bu 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde öyle bir tablo var ki, hani öğretmenin statüsünün korunması ve geliştirilmesi tartışmaları bir tarafa, mevcudun korunması konusunda ciddi problem yaşıyoruz” dedi. Türkiye’ de öğretmenlik mesleğinin özellikle AKP iktidarları döneminde uygulanan eğitim politikalar ile rencide edildiğini dile getiren Karaca, şunları söyledi: “Net olarak şunu söyleyebiliriz eğitimin içi AKP iktidarı döneminde boşaltıldı. Bu kapsamda bir süreç devam ederken Türkiye’de darbe sürecinden sonra başka bir boyuta evirildi. AKP’den farklı düşünen, eğitimin dinselleştirilmesine karşı çıkan, laik demokrat öğretmenlerin tümü hedef kapsamına alındı. Açığa alınan binlerce öğretmen, görevden alınan binlerce öğretmen var ortada. Böylesi bir ortamda 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutlamak, elbette ki mücadeleyi öne çıkarmak demek olacaktır.” Karaca, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde başta Eğitim Sen üyeleri olmak üzere tüm öğretmenleri alanlarda olmaya davet etti. (dn-sg/kk)