Barikatların arkasında büyüdü, gülüşüyle veda etti 2016-10-03 11:00:15 ÖZGÜR PAKSOY/DİCLE MÜFTÜOĞLU ŞIRNEX (DİHA)- Yaralı halde infaz edilen ve cenazesi akrepin arkasında sürüklenen Hacı Lokman Birlik'i ölüm yıldönümünde anlatan ağabeyi Mehmet Birlik, "Düşman en çok da onun gülüşünden rahatsız oluyordu" diye yad etti. Şirnex'te (Şırnak) 2 Ekim 2015 tarihinde Dicle Mahallesi özyönetim direnişinden yarıyken infaz edilen ve cansız bedeni akrep timi zırhlı aracın arkasında sürüklenen Hacı Lokman Birlik Kürt halkının yüreğine ve belleğine kazıdı ismini. Kurulan barikatların arkasında gülüşüyle "düşman" çatlatıyordu Birlik. Büyükleriyle aynı "kaderi" yaşamasın diye, güzel bir gelecek bırakmaya çalıştığı ve arkadaş olduğu kentin tüm çocukları onu Siyabend olarak tanıdı. Bir bayram günü doğdu Bir bayram sabahı geldi dünyaya. 1990'lı yılların çocuğuydu; Namı diğer "fırtına çocuklar" kuşağındandı. Evinin en küçüğü, en kıymetlisi; üzerine titreyerek büyüttüler Hacı'yı… İşgal altındaki ülkesinin çocukları gibi O'da küçükken bir sabah göç yollarında düştü. 1992 yılında kent yakılıp- yıkıldığında ailesi Mersin'e göç eder. Ancak savaş orada da kapılarına dayanır. Birlik daha 6 yaşındayken evlerinin önlerinde yapılan bir etkinliğe polis saldırır, komşuları telaş içinde onu evin içine çekerken O, "Siz bu sesten korkuyor musunuz? Bu sesler pat pat sesi gibi" diyerek cesaret örneğini gösterir. 'Bizim yaşadıklarımızı çocuklar yaşamasın diye' Büyüdü; büyürken de çektiği acıları bir daha hiçbir Kürt çocuğu yaşamısın diye, barikatların arkasında yer alır Hacı. Nerede görse çamur içinde bir çocuk hiç çekinmeden dahil olurdu oyuna. "Bizim yaşadıklarımızı Kürt çocukları artık yaşamasın diye, biz bugün bir şeyler yapmalıyız" diyordu etrafındaki herkese. Korkusuz bir duruş Savaşın içinde pişmişti; cesaretle şerbetlenmişti, dik duruşu ve gülüşü ile umut saçıyordu etrafına. Siyabend adını alır barikatların arkasında. Cezaevine girer, çıkar tüm her şeye rağmen mücadeleden geri adım atmaz. Siyabend'i tanıyan, arkadaşlık yapan bir daha ondan ve sevgisinden, yoldaşlığından kopamaz. Kardeşini, yoldaşlığını, mücadelesini anlatan ağabeyi Mehmet Birlik, O'nu anlatırken, gülüşüyle yad ediyor. 'Her zaman bir örnek olmuştu' Siyabend zulmün ve haksızlığın üzerine korkusuzca yürüyordu diye anlatmaya başlayan ağabey Birlik, "Evin en küçüğüydü ama o duruşu her zaman bir örnek olmuştu. Bu yüzden Siyabend Şirnex'te, Cizîr'de katledilen Kürdistan çocuklarının şahadelerini izlemeyi kabul etmedi. Bunun karşısında bir duruş sergiledi. Her zaman güçlü bir iradeyle yaşadı. Bunu başı dimdik başardı. Biz de gurur duyduk. Duruşu, mücadelesi bize güç verdi. Yaşamında bireysel kaygıları asla olmadı." diyor. 'Teşhis için gittiğimizde, o gülüşü gözlerinde gördüm' En çok da cansız bedenin panzerin arkasında sürüklenmesini unutamayan ağabey Birlik, şunları dile getirdi: "Herkes biliyor ve herkes görüyordu, onun farklı bir gülüşü vardı. Düşman en çok da onun gülüşünden rahatsız oluyordu. Onun güzel yüzünden, güler yüzünden rahatsız oluyordu. Bu yüzden devletin ilk darbesi Siyabend'in yüzüne olmuştu. Teşhis için gittiğimizde, o gülüşü gözlerinde gördüm. Düşmana karşı korkusuzluk vardı gözlerinde, gülümsüyordu." Bu şekil infaz ve katletme geleneği olan devlete şaşırmadığını da sözlerine ekleyen Birlik, bununla verilmek istenen mesajın büyüyen mücadele ile karşılık bulduğunu söylüyor. "Siyabend'in katledilmesinden sonra bir tek bizim yüreğimize kor düşmedi" diyen ağabey Birlik, Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenlerin ellerinde O'nun fotoğraflarının olmasının bunun en büyük göstergesi olduğunu dile getirdi. 'Yıkılmak istenen evler, yollar değil…' Tam o tarihlerde Şirnex için yeni bir konseptin devreye girdiğini, 14 Mart ile birlikte de kentin kuşatıldığını hatırlatan Birlik, kentin insansızlaştırılmak istendiğini vurguladı. Birlik, şöyle devam etti: "Devletin yıkmak istediği sadece evler yollar değil, Siyabend'in, Bişeng'in ve binlerce Botan şehidinin anılarını yıkmak istiyor. Çünkü biliyorlar ki halk, moralini, gücünü, iradesini bu şehitlerden alıyor. Bu yüzden şehitlerin geçtiği yolları, yaşadıkları her yeri yok etmek istiyor. Bu şehitlerin kendi elleriyle yarattığı değerler, insanlık değerleridir, sadakattir, fedai değerlerdir. Bu nedenle Şirnex üzerinde devletin büyük bir kini var. Çünkü; Botan, Mehmet Tunç'un dile getirdiği gibi, devlet karşısında Kürt halkı asla diz çökmedi" diyor. 'Mücadelenin adaletine inanıyoruz' Bu katliamı gerçekleştirenlerden hukuki olarak bir beklentilerinin olmadığını da sözlerine ekleyen Birlik, "Hukuki olarak gelişen bir durum ne yazık ki yok, olacağını da sanmıyoruz. Biz halkımızın adaletine inanıyoruz. Mücadelenin adaletine inanıyoruz" diye belirtti. 'Bizim de Siyabendlerimiz çok' Ağabey Birlik, Siyabend û Xecê'nin destanıyla sözlerini tamamlıyor: "Diyor ki masalda; Kürdistan halkının düşmanı çoktur. Ama bizim de Siyabendlerimiz çoktur. Dewreş û Adulê aşkı gibi Siyabendlerde ülkesine âşık oldu ve özgürlük için, güzel günlere kavuşmak için mücadelelerini sürdürüyor. Biz onların sözüne inanıyoruz. Yüreklerindeki gücü görebiliyoruz. Bütün halkların mutluluğu için kendilerini feda ediyorlar. Bu mücadelede çok ağır bedeller yaşandı. Ama mücadele her geçen gün daha da büyüdü. Siyabend amacına ulaştı. Hayali Kürdistan toprağıydı; şimdi Kürdistan toprakları onu sarıp sarmalamış. Bütün Kürdistan halkının gönlünde, insanlık cevheri bulunan bütün insanların gönlünde yerini aldı. Bu da bizim için çok güzel bir şey. Siyabend gibi bir kardeşlerimiz varsa, biz de onlara layık olmaya çalışacağız." (sd)