İşine son verilen Çığ: Barış için görevimi yaptım 2016-10-02 09:04:49 MERSİN (DİHA) - "Barış Bildirgesine" imza attığı için sözleşmesi yenilenmeyerek, işine son verilen Mersin Üniversitesi akademisyenlerinden Yrd. Doç. Dr. Eylem Çamuroğlu Çığ, " Bizler tamamen vicdanımızla hareket ettik ve görevimiz olan bir şeyi yaptık" dedi. "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirgesine imza attığı için Mersin Üniversitesi tarafından sözleşmesi yenilenmeyen İletişim Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Eylem Çamuroğlu Çığ, kendisiyle birlikte toplam 9 arkadaşının daha sözleşmesinin fes edildiğini hatırlatarak, "Bizler bu bildiriyi imzalarken hangi duygularla imzaladığımız çok açıktı. Bizler tamamen vicdanımızla hareket ettik. Görevimiz olan bir şeyi yaptık" dedi. "Bir akademisyen olarak görevim fikirlerimi dile getirmek" diyen Çığ, "Gerektiğinde iktidarı eleştirmek ve uyarmaktır. Ben görevimi yaptım. Şuanda da duygularım değişmedi çünkü ben zaten üzerime düşen sorumluluğu yerine getirdim o yüzdende vicdanım çok rahat" ifadelerinde bulundu. 'Masumiyet karinesi ihlal ediliyor' OHAL ile birlikte artık akademisyenlerin daha rahat sözleşmesinin fes edildiğini ifade eden Çığ, "Bildiri imzalamak gibi" bir suçla suçlandıklarını belirtti. Hukukta " Bildiri imzalama" suçu olmadığını kaydeden Çığ, bunun akademisyenlerin bağlı olduğu disiplin hukukunda olmadığını söyledi. Kendisinin de diğer arkadaşları gibi hakkında açılan adli ve idari soruşturmaların gerekçe gösterilerek, sözleşmesinin yenilenmediğini dile getiren Çığ," Herhangi bir şekilde benim akademik anlamda bir yetersizliğim yok. 45 puan almam gereken dosyadan 265 puan aldım. Jüri raporlarım, fakülte raporlarım, bölüm kurulu raporum olumlu ama buna rağmen rektörlük adli ve idari soruşturmaları gerekçe göstererek sözleşmemi yenilemedi. Açıkça masumiyet karinesi ihlal ediliyor, çünkü ne idari ne de adli soruşturma sonuçlandırılmış değildir" diye konuştu. 'Vicdanım rahat' Mersin Üniversitesi tarafından akademisyen kıyımının benzer şekilde diğer üniversitelere de sıçradığını kaydeden Çığ, içinden geçilen dönemin ifade özgürlüğü, temel insan hakları anlamında çok kötü bir dönem olmasından kaynaklandığını belirtti. Yaşadıklarının çok şaşırtıcı olmadığını aktaran Çığ, " Ama şaşırmaya devam etmek gerekiyor. Bir taraftan da insan hakları anlamın da çok şey kaybettik. İfade özgürlüğü anlamında çok şey kaybettik ve her geçen gün kaybetmeye devam da ediyoruz. Bu anlamda vicdanım çok rahat herhangi bir şekilde durduğum yerden bir şey değiştirmiş değilim" ifadelerinde bulundu. 'Ancak barış olursa bir şeyler değişebilir' Savaş dönemlerinde "Barış" demenin çok zor olduğunu dile getiren Çığ, "Savaş dönemlerinde ifade özgürlüğünün, barışında ve daha birçok temel insan hakkının da ne yazık ki ortadan kalktığı ya da çok rahatlıkla çiğnenebildiği dönemlerdir. Bunun için barış demek çok zor" dedi. "Barış" sözcüğünün barış zamanlarında çok kolay söylendiğini vurgulayan Çığ, savaş zamanlarında ise barış demek ne yazık ki çok zordur. Ama söylenmesi de gerekir. Ancak ve ancak barış olduktan sonra bir şeyler değişebilir. Barış olduktan sonra tekrar oturup, hakları, özgürlükleri konuşabiliriz veya demokrasiyi onarabiliriz. Ya da demokrasi ile barış tam anlamıyla birlikte gelebilen iki şeydir" dedi. 'Akademik çalışmalara devam edeceğim' Akademik çalışmalara devam edeceğini söyleyen Çığ, mesleklerinin akademik çalışma olduğunu vurgulayarak, "Bir kalem de silinecek bir şey değil. Bizim eğitimiz, hayata bakış açımız buydu. Tabi ki akademik, bilimsel üretime devam edeceğiz. Alternatif akademi Kocaeli'nde açıldı. Bizlerde buralardan çeşitli alternatiflerin yolunu arayacağız. Kentteyiz bilim üretmeye devam edeceğiz" dedi. 'Birileri itiraz ettiği sürece umut vardır' Türkiye'nin gidişinden endişeli olduğunu kaydeden Çığ, her şeyin daha da kötüye gittiğini belirtti. OHAL'in uzamasının herkes için büyük hak kayıpları meydana getireceğine dikkat çeken Çığ, " Çok karamsar ve umutsuz olmak istemiyorum. İnsanın olduğu yerde her zaman umut vardır. Dünya'da bir paradigmasal değişim gerçekleşiyor, bunda Türkiye2nin sadece bunun içinde olduğunu düşünmüyorum. Dünyanın aynı zamanda içinden geçtiği sürecin bir parçası olarak görüyorum.20. yüzyılda da benzer bir buhran yaşandığı zaman da faşizmler dünyanın her yerini sarmıştı şuanda da böyle bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Umarım ki aynı süreci yaşamak zorunda kalmayalım" dedi. Çığ, sözlerini "Birileri hala itiraz ettiği, söz söylediği, bir şeyler yapamaya çalıştığı sürece umudumuzu korumamız gerektiğini düşünüyorum" diyerek sonlandırdı. (ba/st/mö)