Tuğluk: Cezaevlerindeki işkence devletin vesikasıdır 2016-08-16 17:54:00 ANKARA (DİHA) - HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk iktidara biat etmeyen herkesin darbecilerle beraber hain ilan edildiği belirterek, "İşkence gizlenme gereği duyulmaksızın sergilenir olmuştur. Cezaevlerinde işkence ve kötü muamele şikâyetlerinin hiç sona ermediği Türkiye'de, işkencenin adeta gururla teşhiri, devletin hukuk dışına taşınmasının bir vesikasıdır" dedi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, darbe girişimi ardından ilan edilen OHAL ile birlikte cezaevlerinde işkencelerin arttığını ve hukuk dışı keyfi bir durumun olduğunu ifade etti. Tuğluk, "İnsanlık onurunun zedelenmesi, işkence görenleri bugün tarifsiz bir azapla baş başa bırakırken, etkilerini bugünün muktedirleri dahil olmak üzere herkes üzerinde doğurmakta, toplumun her bireyinin onurunu aşındırmaktadır. Yarın, bugünün muktedirlerinin güvencesi olacak hukuk ve insan hakları hiçe sayılırken, bu topraklar herkes için daha güvencesiz, daha yıkıcı bir hal almaktadır" diye konuştu. 'Cezaevlerindeki işkence devletin vesikasıdır' Tuğluk iktidara biat etmeyen herkesin darbecilerle beraber hain ilan edildiği vurgulayarak, "İşkence gizlenme gereği duyulmaksızın sergilenir olmuştur. Cezaevlerinde işkence ve kötü muamele şikâyetlerinin hiç sona ermediği Türkiye'de, işkencenin adeta gururla teşhiri, devletin hukuk dışına taşımasının bir vesikasıdır" dedi. 'OHAL ilk olarak cezaevlerinde etkisini gösterdi' İşkencenin insanlık onurunu hedef alan bir suç olduğunu ve tüm temel insan hakları belgelerinde mutlak surette yasaklandığını hatırlatan Tuğluk, OHAL'in ilk olarak cezaevlerinde etkisini gösterdiğini ve gözaltı süresinin uzatılması bu yayılan "şiddetin payandası" haline geldiğini söyledi. Tuğluk, "İnsanlar güvencesiz bir biçimde 30 güne varan sürelerde gözaltında tutulmaya başlanmıştır. İlk Kanun Hükmünde Kararname'nin hemen ardından, Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde, aralarında Belediye Eşbaşkanı'nın da olduğu on kişi gözaltına alınmıştır ve bu kişiler halen gözaltında tutulmaktadır. 1 Ağustos'ta da Erzurum'un Karayazı ilçesinde HDP ve DBP'lilere operasyon düzenlenmiş, 67 kişi gözaltına alınmıştır. Baskınlar esnasında dökülen kan kameralara yansımıştır" diye konuştu. 'Uzun gözaltılar özgürlük hakkı ile bağdaşmaz' 14 Nisan 2009'da başlayan ve 8 bini aşkın kişinin hapsedilmesiyle sonuçlanan KCK operasyonlarını düzenleyen, yöneten ve kovuşturma sürecinde görevli olan hakim, savcı ve polislerin teker teker tutuklandığın hatırlatan Tuğluk, şunları söyledi: "Kürt siyasetçiler daimi günah keçisi olarak yeniden devletin hedef tahtasına oturtulmuşlardır. Kişi güvenliği ve özgürlük hakkıyla bağdaşmayan uzun gözaltı sürelerinde kişilerin avukat görüşmeleri 5 güne kadar engellenebilmekte, bu durum da işkenceye kapı aralamaktadır." (sdt/kk/sd)