Güven: Öcalan özgürleşmeden alanlardan ayrılmayacağız 2016-08-06 20:35:32 SÊRT (DİHA) - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve darbeye karşı Sêrt’te düzenlenen mitingde halka seslenen DTK Eş Başkanı Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öclan'a uygulanan tecride dikkat çekerek, "Öcalan'ın özgürlüğü Kürt kadınının özgürlüğüdür. Öcalan özgürlüğüne kavuşmadan alanlardan ayrılmayacağız" dedi. Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Özgür Kadın Kongresi (KJA) ve Demokratik Bögeler Partisi (DBP) tarafından PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecritte karşı Sêrt’te “Radikal Demokrasi” şiarıyla düzenlenen mitingte binler buluştu. Alanı dolduran kitle miting boyunca sık sık, “Biji Serok Apo” sloganlarıyla Öcalan'a yönelik tecride karşı öfkesini dile getirdi. Mitingte halka hitap eden TBMM Başkanvekili ve HDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, Öcalan'a uygulanan tecide dikkat çekti. 15 Temmuz darbe girişiminin, Türkiye’ye “kara bir leke” olarak geçeceğini belirten Buldan, “Darbe demek cezaevi demek, darbe demek kan ve ölüm demek. Bu yüzden darbelere karşıyız. Halkaların iradesinin askeri darbelerle yok edilmesine karşıyız" dedi. '1 Kasım seçimi darbenin ayak sesleriydi' “Darbelerin panzehiri demokrasidir” diyen Buldan, siyasi iktidarın darbeye karşı mücadeleyi OHAL ilan ederek veremeyeceğini vurgulayarak şunları kaydetti: “OHAL ile darbeyi çözemezsiniz. Özelikle Kürdistan’da olağanüstü halleri iyi biliriz. 15 Temmuz akşamının ilk belirtisi 7 Haziran'dır. 7 Haziran’da halkın iradesi yok sayıldı. 1 Kasım seçim kararı darbenin ayak sesleriydi. Darbe öncesinde çözüm sürecini sona erdirilmesi bunun önemli bir sebebidir. 7 Haziran seçimlerinde halkın iradesini kabul etseydiniz, bu ülkede darbe olmazdı. Askerlere dokunmazlık zırhı 15 Temmuz'un sonucudur.” ‘Uzatılan eli tutun’ Kürdistan'da yürütülen saldırılara değinen Buldan, Kürdistan halkının katliamlarla yenilemeyeceğini ifade etti. Buldan, "Bugün Türkiye karanlık bir döneme girmiştir. Bu karanlık dönemi sonlandıracak olan Sayın Öcalan’dır. Bugün bir daha buradan çağrı yapıyoruz. Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kaldırın. Çözüm sürecine tekrar dönülmesi gerekiyor. Sayın Öcalan'ın sağlık koşullarından endişeliyiz. Acilen sayın Öcalan’la görüşmek için siyasi iktidara, AKP'ye çağrı yapıyoruz. Barışın teminatı Kürt halkı ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dır. Eğer bundan sonra darbe girişimlerinden kurtulmak istiyorsa bu çağrılarımızı dikkat almak zorundadır. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü bir an önce sağlanmalı. Eğer bu sağlanırsa tüm haklar barış sürecine katkı sunmaya hazır. Yeter ki uzatılan eli tutun” diye konuştu. Güven: Öcalan özgürlüğüne kavuşana kadar alanlardayız! Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Genel Başkanı Leyla Güven, Öcalan’ın özgürlüğünün Kürt halkının özgürlüğü olduğunu hatırlattı. Kürtlerin özgürlük savaşında kadının yerinin önemine dikkat çeken Güven, “Kür halkı büyük bedeller vererek buraya kadar geldi. Teybet ana günlerce yerde bıraktılar. Çok anneyi katlettiler. Kürt toplumuna yönelik bük bir saldırı gerçekleştiriyorlar” dedi. DTK olarak “kimseyi kandıramazısınız!” diyen Güven, “Öcalan’dan bir haber almadan evlerimize girmeyeceğiz. Kürt kadınları olarak Öcalan özgürlüğüne kavuşmadan alanları boş bırakmayacağız” diye konuştu. ‘Direnmek kalırdı Kürt'e Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’de darbelere ve OHAL uygulamalarına karşı özgürlüğü savunmak için meydanlarda olduklarını söyledi. Kürt bilgesi Musa Anter’in Nawala Qasaba şirinden, “Bir Allahın kulu sesimizi duymazdı, direnmek kalırdı Kürde…” dizesini seslendiren Tuncel şunları kaydetti: “Biz zulme karşı direnmeyi öğrendik. Yaşamamıza kast edenlere karşı, direnmeyi öğrendik. Direndik ve kazanmaya devam edeceğiz. Bugün, Kobanê’nin düşmesi için her şeyi yapanlar El Nursa ve DAİŞ’i beslediler ama ne oldu? Kobanê direndi, Rojava direndi. Kürt halkının sergilediği bu mücadele tüm insanlık için çok önemli. Kürtler sadece kendisini için mücadele vermiyor.” ‘Bu krizin bedenilini AKP hükümeti ödeyecek’ Türkiye’de yaşanan krize vurgu yapan Tuncer, “Bu krizin bedenilini AKP hükümeti ödeyecek. Türkiye bu krizden ancak demokrasi ile çıkar. Kürt sorununun çözümüyle çıkar. Onlarca kez ifade ettik. İmralı’yla yapılan görüşmelerde, ‘Türkiye’de eğer Kürt sorunu çözülmese darbe mekaniği devreye girer’ denilmişti. Bu konuda hükümete ve cumhurbaşkanına çağrı yaptık, mektup gönderdik. Bu ülkeyi feda etmeyin. Şimdi darbe oldu. Şimdi bakanlar, çözüm sürecinin ‘Fethullaçılar bozdu’ diyor. Eğer bu süreci cemaatçılar bozduysa, Kürt halkıyla çözüm sürecini yeniden başlatırlar. Ama yeni bir Kürt karşıtlığı üzerinden AKP, CHP ve MHP’yle görüşüyor. Bu partileri mitinglerine çağırıyorlar. Darbe mekaniği sonlandırmak isteniyorsa, Kürt halkıyla ve Kürt Halk Önderi ile özgür koşullarda müzakere edilir. Cizre Sur, Nusaybin’de insanları diri diri yakınlar, darbeden tutuklandı. Ama bunun siyasi kararını verenler halen görevdeler. Bir daha asla demek için yüzleşmeleri gerekir" dedi. (ee-md/eb)