Tuncel: Rahatı için Türkiye'yi tehlikeye attı 2016-07-28 19:08:28 ÇEWLİG (DİHA) - DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendi sarayında "rahat otursun" diye Türkiye'yi tehlikeye attığını belirterek, "Şu an İmralı'da bu ülkenin geleceği rehin tutulmakta. Meclisinin bile bombalandığı bir süreçte halkımızın kaygılı olması kadar doğal bir durum yoktur. Halkımızın bu kaygıları çok geç olmadan gözden geçirmek durumundalar" dedi. DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, halk toplantıları kapsamında Çewlig'te (Bingöl) yurttaşlarla bir araya geldi. HDP Çewlig il binasında yapılan toplantıya, BDP MYK ve PM üyeleri, il ve ilçe yöneticileri yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Eş Başkan Tuncel, partilerine yönelik saldırın devam ettiğini belirterek, "Eş Genel Başkanımız Kamuran Yüksek 10 Mayıs'tan bugüne kadar cezaevinde tutsak. Bütün bu baskılara rağmen halkımızın bizden beklediği sorumluluğu yerine getirmek için alanlardayız. Olmaya da devam edeceğiz. Siyasal gündemden tartışmaktan çok sizi dinlemek istiyoruz. Bingöl'de çok büyük bir çıkış yapmak istiyoruz. Burada ortaya çıkacak bir sıçrama bütün Türkiye'yi etkileyecek" diye kaydetti. 'Tekçiliğe dayanan ulus devlet artık Ortadoğu'da aşılmak durumunda' Qamışlo'da DAİŞ'in sivil halkı yönelik gerçekleştirdiği bombalı saldırıyı kınayan Tuncel, "Bu barbar çete örgütünü insanlığa bela edenleri de onlara destek verenleri de kınıyor lanetliyoruz. Rojava'da DAİŞ'e karşı yürütülen mücadele bütün insanlığa umut vermektedir. Bir kez daha zulmedenler karşısında direnenlere selamlıyoruz. Ortadoğu'da yaşanan kriz ve yeniden dizayn sürecinde Kürt halkı önemli olanaklar sağlamıştır. Ortadoğu'da yüz yıl önce çizilen yapay çizgiler bugün anlamını yitirmektedir. Bu coğrafyada ulus devlet ciddi anlamda bir kriz yaşıyor. Tekçiliğe dayanan ulus devlet artık Ortadoğu'da aşılmak durumunda. Demokratik bir sistemin inşası daha çok tartışılacak ve bunun öncülüğünü de Kürt halkı yapıyor. Bunun etkisi elbette önümüzdeki dönemde burada da görülecektir" diye belirtti. 'Türkiye'de demokrasi Kürt sorununun çözümünden geçer' Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın askerin başarısız darbe girişiminin zeminini hatırladığına işaret eden Tuncel, "Bu darbe sürecini hazırlayan da AKP hükümetinin Kürt düşmanlığı ve savaş politikalarıdır. Bu ülkede eğer gerçekten darbe karşıtı bir siyaset sahibi iseler bir daha asla darbe olmaması için yapılması gereken şey Türkiye'nin demokratikleşmesidir, bunu bilmelidirler. Demokratikleşmenin yolu da Kürt sorununun çözümünden geçer. Darbeyi lehine çevirerek zulme karşı zulmü sürdürmek Ülkeyi daha dar bir çıkmaza sokar. Zulümle bu süreci götüremezler, OHAL ile de götüremezler. Bu ülkenin özgürleşmemesi, demokratikleşmemesi de bundan kaynaklıdır" ifadesini kullandı. 'İmralı'da bu ülkenin yarını tutsak edilmekte' Türkiye halklarının AKP'ye rağmen barış istediğini, bunu herkesin gördüğünü dile getiren Tuncel, "AKP hükümeti bunu dikkate almak yerine savaş politikasını hızla sürdürdü. 1 yıldır bu konuda tek bir adım bile atılmış değil. Erdoğan kendisi sarayında rahat otursun diye bütün bir ülkeyi tehlikeye attı. Sayın Öcalan ona 'seni saray kurtarmaz, Mursi gibi olursun. Seni ancak radikal bir demokrasi kurtaracak' diyordu. Bu sorunlardan çıkışın yolu Kürt sorununun çözülmesidir. Bunun yolu da Sayın Öcalan'ın özgürlüğünden geçiyor. Bunu yapacaklarına kaygılarımızın arttığı bir dönemde OHAL'i bahane ederek İmralı ile ilgili bütün yolları kapattılar. Şimdi de kalkıp Sayın Öcalan için sağlık durumunun iyi olduğunu söylüyorlar. Hükümetin bu söylediklerine kesinlikle güvenmiyoruz. Sayın Öcalan'ın güvenliği konusunda bir bilgimiz yok, bir heyetin derhal İmralı'ya gitmesine izin verilmelidir. Şu an İmralı'da bu ülkenin geleceği rehin tutulmakta. Halk meclisinin bile bombalandığı bir süreçte halkımızın kaygılı olması kadar doğal bir durum yoktur. Halkımızın bu kaygıları çok geç kalmadan gözden geçirmeleri durumdalar" dedi. 'Demokratik cumhuriyet, özerk Kürdistan' AKP'nin artık ülkeyi yönetemez duruma geldiğini kaydeden Tuncel, "AKP'nin sağ ve sol kanadı olma dışında öteye gidemeyen bir muhalefetin ülkeyi yönetmesi de mümkün değil. Biz başka bir Türkiye mümkün diyoruz. Başka bir yaşam mümkün. Bizim projemiz Özerk Kürdistan demokratik Türkiye ve demokratik cumhuriyet. Bu proje etrafında demokratik ve özgürlükçü bir yaşamı kurabiliriz. Bu bir birlik projesidir. Bu haklı mücadelemizi daha ileri bir noktaya taşıyacağız" dedi. (ekip/dte/avt)