'Kürtleri bombalayan uçaklar sizi de bombalar demiştik' 2016-07-19 16:29:39 ANKARA (DİHA) - HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın darbe girişimi sonrasında yaptığı "liderler zirvesi" önerisine karşılık, AKP'nin HDP'yi bypas ederek, CHP ve MHP ile görüşmesine tepki gösteren HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, bu yaklaşımı "Hükümetin darbeden doğru sonuçlar çıkarmadığının göstergesi" olarak nitelendirdi. Yaşananların yaptıkları uyarıların ne kadar haklı olduğunu gösterdiğini de söyleyen Baluken, "Dün Kürtleri bombalamak için kaldırılan uçakların Ankara'ya bombalaması tesadüfi değildir" dedi. Darbe girişimi ile birlikte Türkiye'de son derece dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "önemli bir açıklama yapacağını" belirterek, gözleri yarın yapılacak olan MGK ve Bakanlar Kurulu toplantısına çevirirken, yapılan liderler zirvesinden ise HDP bir kez daha dışlandı. Başbakan Binali Yıldırım'ın, "darbeye karşı tutumu nedeniyle" teşekkür ettiği HDP'nin "liderler zirvesini" ilk öneren parti olmasına rağmen görüşmelere dahil edilmemesine HDP'den tepki geldi. DİHA'ya konuşan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "bunun darbe mekaniğini oluşturan reflekslerin sürdürülmesi anlamına geldiğini" söyledi. 'Tavırları değişmezse kaybedecek olan Hükümet'tir' Baluken, HDP'nin görüşmelere dahil edilmemesini, "Bu AKP ve Erdoğan'ın darbeden doğru sonuç çıkarmadığı, kutuplaştırıcı, ötekileştiren siyasette ısrarcı olduğunu gösteriyor" sözleriyle tanımladı. Baluken, bu sözlerinin devamında ise şunları söyledi: "HDP, darbeye karşı en net tutumu ortaya koyan, demokratik değerlerle, toplumsal barışla hukuk devletini yeniden tahkim edilmesini öneren siyasi partidir. Hükümetin böylesi bir darbe girişiminden sonra bu tavrı ortaya koymuş, bu önerileri dile getirmiş bir siyasi partiye karşı böyle bir tutum ortaya koyması anlaşılır değildir. Önümüzdeki günlerde hükümetin bu tutumu değişir mi bilmiyoruz ama değişmezse, kaybedecek olanların kendileri olduğunu belirtmek isteriz." 'Darbe mekaniği savaş politikalarından bağımsız değil' Ayrıca darbeye giden sürecin AKP'nin savaş politikalarından bağımsız ele alınamayacağının da altını çizen Baluken, darbe mekaniğinin devreye girmesini sağlayan en önemli hususun çözüm masasının devrilmesi, inisiyatifin sivil irade yerine askeri iradeye devredilmesi olduğunu söyledi. Baluken, darbe koşullarına giden süreci de "Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının 3 siyasi parti tarafından kaldırılarak askere dokunulmazlık getirilmesidir. Bu darbe mekaniğini engellemeye çalışan, bu yönüyle her türlü pratiği ortada olan HDP'ye yönelik ayrımcı bir yaklaşım ortaya koyarlarsa bu yapılabilecek en büyük yanlış olur" sözleriyle tanımladı. AKP'nin politikasıyla kaos ve iç savaşı hedefleyen bir süreci işlettiğine de dikkat çeken Baluken, "Umarız bu yanlış içerisinde ısrar etmezler. Yanlışların tamamı uyarılarımızın dikkate alınmaması ve bu uyarıların pratikte doğrulanması anlamına geliyor" dedi. 'Erdoğan bir açıklama yapacaksa bu Öcalan ile müzakerelere dönme açıklaması olmalı' Baluken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yarın yapacağını belirttiği önemli açıklaması konusunda ise "Hiçbir bilgiye sahip değiliz. Toplumsal sorunları dikkate alarak bir açıklama yapacaksa, yapacağı en hayırlı iş çözüm sürecine geri dönmektir, Öcalan üzerindeki tecridi kaldırmaktır. Algıları üzerinde toplayan açıklamadan beklentimiz, tek çıkış noktası budur" yanıtını verdi. Bunun yerine anti-demokratik uygulamaları derinleştirecek her türlü girişimin karşısında yer alacaklarını ve askeri darbeyi gerekçe göstererek başka bir darbe yapılmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Baluken, devamında ise şunları söyledi: "Lider zirvesi çağrısı vardı. Liderler zirvesi son derece anlamlı ve çözüm için ön açıcıdır. AKP ayrımcı yaklaşımlar yerine kolektif aklı öne çıkaracak önerileri dikkate alması gerekir." Dün Kürtleri bombalayanlar bugün Meclisi bombalıyor Bu arada Ankara'yı bombalayan uçakların Diyarbakır'dan havalanmış olmasını da değerlendiren Baluken, bu konuda hükümeti uyardıklarını dile getirerek şunları söyledi: "Kürdistan'da yürüyen savaş sürecinin gerekli barış ve demokratikleşme çabalarıyla bir kenara bırakılmaması durumunda Türkiye'nin batısına taşınabileceği endişesini dile getiriyorduk. Cizre, Silopi, Nusaybin, Sur'da yaşanan tabloların benzeri, İstanbul, Ankara'da 15-16 Temmuz gecesi yaşandı. Savaşın insanlığa karşı suçlarını sorgulamayan insanlara karşı suç işleyen mekanizmanın neler yapabileceği ortaya çıkıyor. Dün Kürt halkını bombalayanlar, meclisi bombalayabiliyorlar. Resmi ve özel kurumları bombalayabiliyorlar. Bu Türkiye kamuoyu tarafından sorgulanmalı ve görülmelidir." (kk/öç)