CHP’li vekiller: Külter için çabalar yoğunlaştırılmalı 2016-07-11 09:07:30 DENİZ NAZLIM ANKARA (DİHA) - Gözaltına alınan DBP Şirnex İl Yöneticisi Hurşit Külter’den 46 gündür haber alınamazken, devletin sorumluluğu gereği Külter’in akıbetini açıklaması için başlatılan kampanyalar giderek artıyor. “Hurşit Külter nerede” diye soran CHP’li vekiller, Külter’in bulunması için çabaların yoğunlaştırılması gerektiği çağrısında bulundu. Şirnex'te (Şırnak) 27 Mayıs Cuma günü gözaltına alınan DBP Şirnex İl Yöneticisi Hurşit Külter’den 46 gündür haber alınamıyor. Devletin 90’lı yıllarda uyguladığı kirli savaş yönetimi olan “gözaltında kaybetme” pratiği 2005 yılından sonra ilk defa gündeme geldi. 1980-2005 yılları arasında gözaltında kaybedilen bin 353 kişinin akıbetinden Anayasa ve uluslararası sözleşmeler gereği sorumlu olan Türkiye Devleti, 17-31 Mayıs Kayıplar Haftası’nda gözaltına alınan Hurşit Külter’in akıbetine dair tatmin edici bir açıklama ise yapmış değil. Meclis’te muhalif vekillerin ısrarlı soruları karşısında Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Külter’in akıbetinin araştırılması için müfettiş görevlendirildiğini açıklamasına rağmen aradan geçen 2 hafta süresince bir gelişme katledilmedi. Tüm bu hukuksuzlukların karşısında insan hakkı savunucuları öncülüğünde günlerdir Külter’in akıbetinin açıklaması için kampanyalar yürütülürken, “Hurşit Külter nerede?” sorusu üzerinden kamuoyu baskısı giderek artıyor. CHP'li vekillerden kamuoyu baskısı çağrısı CHP’li milletvekilleri Şenal Sarıhan, Zeynep Altıok, Selina Doğan ve Mahmut Tanal, DİHA aracılığıyla 46 gündür haber alınamayan Hurşit Külter’in akıbetinin açıklanması için çağrı yaparak, herkesi “Hurşit Külter nerede?” sorusunu sormaya davet etti. Şenal Sarıhan: Bu güne kadar hala ses çıkmamış olması ve hükümet çevrelerinin suskunluğu kaygımızı daha da yoğun hale getirmektedir. İnsan yaşamına değer vermek konusunda Hurşit Külter'in bulunması için çabalar yoğunlaştırılmalıdır. Bu tür durumlarda bireylerin can güvenliğinin durumu anayasa ve uluslararası sözleşmeler bakımından devletin sorumluluğu altındadır. Hızlı davranmak ve sonuç almak önemlidir. 'Faili meçhul' cinayetlerin araştırılması insanlık görevidir. Devletin de görevidir. 46 gün geçmesi ve hiçbir sesin çıkmaması, 'müfettiş görevlendirdik' açıklamalarına rağmen sonuç alınmaması son derece kaygı verici bir durum. ‘Elim olan 90’larla savaş açtıklarını söylemeleri’ Zeynep Altıok: Toplumsal Bellek Platformu, Hurşit Külter’in bulunması için çağrı yapmıştı. Bu acıyı yaşayan aileler olarak yapılan bir çağrıyı anlamlı bulduk. Daha elim olan 90’lara savaş açtığını söyleyerek kandıran bir iktidarın elinde bir kaybımız var. Ve 46 gündür bütün sorulara rağmen herhangi bir yorum yapmayan yetkililer var. Derhal bu konuda açıklama yapılması ve ananın evladından koparılmaması için bütün hukuki adımların atılması gerekiyor. 'Bilmiyorum, bulamadım diyemezseniz' Mahmut Tanal: İnsanlar siyasi düşünce, felsefi düşünce, parti, din, mezhep, milliyet, vatandaşlık, cinsiyet ayrımı yapmaksızın nerede bir insan hakkı ihlali varsa nerede bir kayıp varsa karşısına çıkmalı. O duyguyu yakaladığımız an bu ülkede beraberlik olur. Eğer birbirimizi anlayamazsak farlılıkları kendi dünyamızda kurarsanız da, hiçbir düzen ve toplum da ne adalet ne de güven sağlayabilirsiniz ne de topluma umut verebilirsiniz. Kim hukuksuzluğa maruz kalmışsa onun karşısına tüm insanların dikilmesi lazım. 'Ben onun gibi düşünmüyorum oh olsun' diyemezsiniz. Meclis’te ilk günden itibaren vekiller 'Hurşit Külter nerede, bulun bize' diyor. Devlet olarak, iktidar olarak bulmak zorundasın. İnsanların gözaltında kaybolmasını kimse kabul etmez. Hukuk devletlerinde 'ben bilmiyorum, bulamadım' diyemezseniz. 'Külter’den birinci derecede devlet sorumludur' Selina Doğan: Gözaltı süresi aştığından bu yana haber alamıyoruz. Herkes gibi biz de çok kaygılıyız. Emniyet güçlerinin denetimi altına girdiyse bir kişi, oradan İçişleri Bakanlığı sorumludur. Bir an önce akıbetinin açıklaması gerekiyor. Siyaset hesap verme sorumluluğudur. Eğer Külter’den hala haber alınmıyorsa siyasiler ağır şekilde sorumluluklarını ihmal ediyorlar demektir. Bir kişinin yaşam hakkı söz konusu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuda bir çok kararı var. Külter’den birinci derecede devlet sorumludur. (pu)