HDP'den hükümete: PYD ve Kürtlerle de ilişki kuracak mısınız? 2016-07-02 17:15:20 ANKARA (DİHA) - Suriye iç savaşına müdahil olan Türkiye'nin bu politikasının çökmesi sonucu AKP iktidarının dış politikada tutum değiştirdiğine ve "eski düşmanlarla dost olmaya" çalıştığına dikkat çeken HDP Milletvekili Besime Konca, Dışişleri Bakanlığı'na "Türkiye'nin içeride de uzlaşıya dayalı bir politika geliştirip geliştirmeyeceği, PYD ile ilişkilerini düzenleyip düzenlemeyeceğini" sordu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sêrt (Siirt) Milletvekili Besime Konca, Suriye iç savaşının büyümesinde AKP politikalarının payına işaret ederek, uygulanan politikaların iflas ettiğini ve bunun üzerine AKP'nin Rusya ve İsrail devletlerine karşı tutum değiştirdiğini belirterek, konuyu Meclis gündemine taşıdı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun yanıtlaması istemiyle verilen soru önergesinde, AKP'nin Suriye savaşına müdahil olduğu ve bu nedenle savaşın etkilerinin Türkiye'ye yansıdığına dikkat çekildi. Önergede, hükümetin Suriye politikasını esas olarak Kürt karşıtlığı ve Şam yönetiminin devrilmesi üzerine kurulduğu hatırlatılarak, "İç savaşın başladığı 2011 yılında Türkiye, Suriye savaşında önemli aktörler olarak bilinen Suriye Ulusal Konseyi'nin (SUK), Özgür Suriye Ordusu ve Hür Subaylar Hareketi'nin kurulmalarına ev sahipliğini yapacak düzeyde iç savaşa müdahil olmuştur. Yine bu müdahil olma durumu Cenevre Görüşmeleri olarak da bilinen, Suriye'ye uluslararası düzeyde siyasi çözüm bulma toplantılarından Kürtleri dışlama çabası şeklinde cereyan etmiştir" görüşlerine yer verildi. Önergede, politikanın başarısızlığa uğraması sonucu Türkiye'nin tutum değiştirdiği de belirtilerek, şu soruların yanıtlanması istendi: "*Bugün gelinen noktada özellikle Rojava karşıtlığından dolayı iflas etmiş olduğu ayan olan Suriye politikasında, Rojava'ya ilişkin Türk-Kürt tarihsel birlikteliğine uygun düşecek bir politika değişikliği düşünüyor musunuz? * Türkiye'nin gerek stratejik müttefik olarak kabul ettiği ABD'nin gerekse de NATO bünyesindeki en önemli ortakları olan Fransa ve İngiltere'nin, Bakanlığınızın aksi yöndeki tüm ısrarlarına rağmen, terör örgütü olarak görmedikleri PYD ve YPG ile sahada ittifak halinde olduğu koşullarda hükümetinizin terör ve düşman tanımında bir yenilenme olacak mıdır? * Uluslararası alanda Suriye'deki iç savaşa siyasi çözüm bulma arayışları kapsamında üçüncüsü devam eden Cenevre görüşmelerinde, Türkiye'nin PYD'yi engelleme ve yine Şam yönetiminin silah zoruyla devrilmesinde ısrar etme pozisyonunda bir değişiklik olacak mıdır? * Son günlerde basın yayın organlarında Türkiye ile Suriye rejimi arasında Cezayir'de, Kürtlerin de önemli bir bileşeni olduğu Demokratik Suriye Meclisi'ne karşı ittifak kurma amaçlı görüşme yapıldığı haberleri servis edilmiştir. Bu görüşmede içerik olarak Şam yönetiminin devrilmesi politikasından vaz mı geçilmiştir? Bu konuda kamuoyuna bir bilgilendirme yapılacak mıdır? * ABD öncülüğündeki Koalisyon ile sahada ittifak halinde olan ve esas gücünü YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin, IŞİD'in (DAİŞ) kalesi konumundaki Rakka'nın Kuzeyine ve Fırat'ın batısında bulunan Minbiç'e yapılan operasyonları Bakanlığınızca desteklenmekte midir? * Suriye iç savaşının bir sonucu ve aynı zamanda hükümetinizin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde bir dış politika unsuru olarak değerlendirilen 'mülteci meselesinin', Vize Muafiyeti anlaşmasında -özellikle Terörle Mücadele Kanunu (TMK) değiştirilmesi hususunda- tıkandığı koşullarda, bakanlığınızın bu tıkanıklığı aşmak adına bir çalışması olacak mıdır? * İsrail ile Mavi Marmara ve Rusya ile uçak düşürme olayları ile ortaya çıkan krizlerin özür ve anlaşmalar vasıtasıyla uzlaşı ve diyalogla çözülmeye çalışıldığı ve iç-dış politika ayırımının silikleştiği koşullarda, Bakanlığınızın, İçişleri Bakanlığı ile ortaklaştığı, iç politikada da benzer bir uzlaşı ve diyalog arayışı gündeme gelecek midir?" (sy/kk/rp)