Erdoğan toplumu başkanlığa alıştırıyor 2016-06-17 09:12:32 ANKARA (DİHA) - Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçildiği günden bu yana yasama ve yargıya birçok kez verdiği talimatların sırası bu kez Meclis işleyişini belirleyen iç tüzüğe geldi. Erdoğan'ın "İç tüzük değiştirilmelidir" talimatı beraberinde tartışmaları da getirirken, değişiklikle muhalefetin işlevsizleştirileceği uyarıları gelmeye başladı. Geçmiş dönemde İç Tüzük Komisyonu üyeliği yapan HDP eski milletvekili Hasip Kaplan, değişikliğin gerçekleşmesi durumunda "başkanlığın diktatörlüğünde yolu açılacak" dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, birkaç gün önce sarayda düzenlenen iftar programında "Süratle adımını atmanız gereken, parlamento iç tüzüğünü değiştirmenizdir. Parlamentonun şu andaki çalışmasına adeta mevcut iç tüzük ilkellik getiriyor, bu ilkellikten kurtulmamız lazım" diyerek, Meclis'e iç tüzüğün değiştirilmesi talimatını verdi. Muhalefeti işlevsizleştirmek amacıyla hayata geçirilmesi beklenen bu talimat Erdoğan tarafından Meclis'e verilen ilk ve son talimat değil. Cumhurbaşkanı seçildiğinden bu yana yürütme görevini bırakarak, birçok kez yasama faaliyetlerine de müdahale ederek, getirmek istenen başkanlık sistemini fiiliyatta hayata geçirdi. Bunu da "İster kabul edilsin ister edilmesin, Türkiye'nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir" sözleriyle itiraf etti. Darbe yasası Erdoğan'ın talimatıyla getirildi Doğrudan HDP'lileri hedefleyen ve demokratik siyasetin tasfiyesi olarak değerlendirilen dokunulmazlıkların kaldırılmasına dair Anayasa değişikliği de Erdoğan'ın yasamaya dönük en büyük darbesi oldu. Erdoğan, birçok HDP'lilerin dokunulmazlıkların kaldırılmasını açık bir şekilde ifade ederken, AKP'nin bu konuda gecikmesi üzerine "Bu fezlekeler parlamentonun raflarında çürümemelidir. Parlamentoda bunlar tozlanmamalıdır, gereği yapılmalıdır. Parlamento bunlara karşı nasıl tavır koyacak, millet de bunu görmelidir" diyerek, bu sürecin hızlandırılmasının talimatını verdi. Erdoğan'ın bu açıklamasından çok kısa bir süre sonra da AKP, dokunulmazlıkların kaldırılmasını öngören geçici Anayasa değişikliğini kapsayan tasarıyı Meclis'e getirdi. Kısa bir süre içerisinde Meclis'te kabul edilen değişiklik Erdoğan'ın da onaylamasıyla yürürlüğe girdi ve Erdoğan'ın istediği gerçekleşti. Askere 'dokunulmazlık zırhını' da Erdoğan istedi Önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmesine başlanacak olan ve askere işledikleri suçlarda yargılamalarının önünü alacak olan kanun teklifi de Erdoğan'ın talimatıyla hayata geçirildi. Erdoğan'ın Kürt sorunun da çözümü "rafa kaldırıp" savaşı daha derinleştirmesiyle birlikte Kürdistan kentlerindeki kuşatmalarda yüzlerce kişi devlet güçlerince katledilirken, ağır insanlık suçları da işlendi. Buna karşı Erdoğan, bu suçları işleyenlerin yargılanmaması teminatını da kendilerine veren Erdoğan, bu kapsamda kanun teklifinin getirilmesi gerektiğini sıkça dile getirdi. AKP ise bir kez daha aldığı bu talimatla askere "dokunulmazlık zırhı" getirecek olan kanun teklifini Meclis'e getirdi. Yürütme, yasama yetmedi yargıya da el attı Erdoğan sadece yasamaya değil yargıya da birçok kez talimat verdi. Hem HDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması süreci hem de özellikle barış isteyen akademisyenlere dönük başlatılan linç kampanyası sürecinde Erdoğan, açık bir şekilde yargıya da talimat verdi. Barış İçin Akademisyenler Girişimi'nin "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisinin ardından akademisyenleri hedef alan Erdoğan'ın "İlgili kurumlarımızın da anayasa ve yasalarımıza göre açık suç teşkil eden bu ihanet karşısında gerekenleri yapacaklarına inanıyorum" sözlerinin ardından akademisyenler, soruşturma ve görevden uzaklaştırmalarla karşı karşıya kaldı. Başkanlık için yol temizliği Türkiye'nin geleceğini oldukça etkileyecek olan yargı ve yasamaya dönük Erdoğan'dan gelen bu müdahaleler hayata geçirilmeye devam ederken, bu kez de Meclis iç tüzüğün değiştirilmesi için Erdoğan tarafından yeni bir talimat AKP'nin önüne kondu. Öngörülen değişiklik, muhalefeti işlevsiz kılarak, yasa yapım sürecini hızlandırmayı amaçladığı, "başkanlık sistemi için hazırlık" olarak değerlendirildi. Geçmiş dönemlerde Meclis'te İç Tüzük Komisyonu'nda görev alan HDP eski Milletvekili Hasip Kaplan, AKP'nin iç tüzük teklifi muhalefetsiz bir demokrasiyi hayata geçirilmesi olacağına dikkat çekti. Kaplan, "Tek iktidarın konuştuğu, yaptığı kimsenin anayasa denetim mekanizmalarını işletemediği bir meclis istiyorlar" diyerek, muhalefetin teklif görüşmelerindeki söz hakkı gibi önemli bir hakkın gasp edileceğini ve yasaların hızla geçirilecek bir değişikliğin planlandığını kaydetti. 'Diktatörlüğün yolu açılır' "Bu değişiklikle Meclis'i istedikleri gibi yönetmek istiyorlar" diyen Kaplan, değişikliğin asıl amacının ise başkanlık sistemine geçiş olduğuna vurgu yaparak, "Böyle bir değişiklik olursa başkanlığın diktatörlüğünde yolu açılır. Meclis anayasasını ihlal eden bir durum ortaya çıkar" dedi. 'Partiler sert bir şekilde karşı çıkmalı' 2012'de de aynı teklifin getirildiği ancak ciddi tartışmalardan sonra AKP'nin bunda geri adım attığını anımsatan Kaplan, bir kez daha getirilecek bu teklife Meclis'teki partilerin çok sert şekilde karşı çıkmaları gerektiğini ifade etti. Kaplan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yasama ve yargıyı talimatla etkisi altına almasına ilişkin de "Yasamaya emir vermesi hiçbir demokrasi de doğru değildir. Zaten yargıya müdahale ederek, her yönüyle hukuk devletini çiğniyorlar" şeklinde değerlendirdi. 'Yargı ve yasamaya dönük müdahaleler açık hukuk ihlalidir' HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen ise, Erdoğan'ın yasama ve yargıya dönük bu müdahalelerinin açık bir hukuk ihlali olduğunu belirterek, "Meclis'in nasıl bir iç tüzükle çalışıp çalışmayacağına karar vermesi gereken Meclis'in kendisidir. Parlamentolar yasa yapma yanında yürütmeyi denetleme organıdır. Cumhurbaşkanı'nı da denetlemesi gereken bir organın hangi koşullar çerçevesinde çalışacağına Cumhurbaşkanı'nın karar vermesi Türkiye'de ne kadar ve nasıl bir demokrasi olduğunu gösteriyor" dedi. 'Muhalefet işlevsizleştirilmek isteniyor' İç tüzük değişikliğinin getirilmesinin açık bir şekilde "muhalefeti işlevsizleştirmek" ve "parlamento zeminin de toplumsal taleplerinin muhalefet aracılığıyla savunulmasını zorlaştırmak" olduğunu kaydeden Bilgen, "Elbette Anayasa'yı seçim ve siyasi partiler gibi iç tüzükte de köklü değişiklikler yapılması gerekir. Ama bunlar iktidar partisinin ve Erdoğan'ın beklentisi içerisinde girdiği yönde değil aksine siyasetin sorun çözme kapasitesini yükseltmemeye dönüktür olmalıdır" diye konuştu. (hd/avt)