Körebe düşler: Bir kadının başarı ve mücadele hikayesi 2016-06-11 09:18:46 EVRİM KEPENEK İSTANBUL (DİHA) - Ayşan Gören isimli Kürt iş kadınının kendi hayatından yola çıkarak yazdığı "Körebe düşler" isimli kitap, kadına "Yarım" diyen zihniyeti de boşa çıkaran nitelikte. Kitapta, Gören'in Agirî'deki çocukluk günlerinden İstanbul'da çocuk yaşta evlendirilmesine, Almanya'da kendi işini kurmasından Türkiye'de cezaevi yaşamına kadar birçok konu ele alınıyor. Ayşan Gören 67 yaşında Kürt bir iş kadını. Yaşadıkları ve gerçekleri yazma isteği onu tüm hayatını anlattığı "Körebe düşler" isimli kitabı yazmaya itti. Kitap, kadına "Yarım" diyen zihniyete de yanıt niteliğinde. Kitapta, Gören'in çocuk yaşta evlendirilmesinden, Almanya'daki göçmenlik yaşantısına tanıklık edecek okur, aynı zamanda Kürt kadının emeği ile yaşamını yeniden inşa ettiği gerçeğine de bir kez daha vakıf oluyor. Agirî (Ağrı) Bazîd'te (Doğubeyazıt) 1949 yılında doğan Gören, çocukluk günlerinin geçtiği köy hayatını asla unutmadı. Özgürce yaşadığı ve cesaretli olmayı öğrendiği köy yaşantısında hatırladığı ve hayatını derinden etkileyen iki olay var. Biri, köy okulundaki öğretmeninin, Kürtçe konuşan sara hastası sınıf arkadaşını döverek öldürmesi ve yine babasının kendisi ile Kürtçe konuştuğu için sokakta askerler tarafından darp edilmesi. Bu iki gerçekliğin kendisinde Kürt olma bilinci yarattığını söyleyen Gören, çocuk aklı ile o dönem bu konuda çok yoğunlaşmadı. Almanya'da tercümanlık Babasının işlerinin kötüye gitmesi nedeni ile henüz ilkokulu bitirmeden Bazid'den İstanbul'a göç etmek zorunda kalan Gören ve ailesinin İstanbul'daki günleri de bir hayli zorlu geçti. Küçük yaşta Beyoğlu'nda bir terzide çalışmaya başlayan Gören, 13 yaşında evlenir. Gören 1964 yılında da eşi ile birlikte Almanya'ya gider.Almanya'ya ilk gittiğinde Almanca öğrenmesi gerektiğini anlayan Gören, herkesin "2 yıldan önce öğrenemezsin" dediği Almancayı bir yıl içinde öğrenir. Öğrendiği gibi de Türkiye'den gelen işçiler için Alman firmalarında tercümanlık yapmaya başladı. 1968'de Telefunken fabrikasında çalışmaya başlayan Gören, sendikal faaliyetlerle de ilk olarak orada tanışır. Daha sonra Almanya'da yemek fabrikası kuran Gören, uzun yıllar bu işi yaptıktan sonra emekli olur. 'Cezaevinde halkım için çalışmam gerektiğini anladım' Almanya'da kendi işini de kuran Gören, zamanla Ağrı'ya ve İstanbul'a olan özlemi ağır basınca 26 Nisan 1998'de 2 haftalığına Bazid'e gider. İki hafta bittikten sonra İstanbul'a döndüğünde ise "örgüte yardım ve yataklık" iddiasıyla evi basılarak gözaltına alınır. Yaklaşık 15 gün süren emniyetteki ifade döneminde işkenceye de maruz kalan Gören, o günleri anlatırken keyifle gülümsüyor ve "Yaşadığım hiçbir şeyden pişman değilim. O gün yaşadığım işkenceler bana Kürt gerçekliğimi öğretti" diyor. İşkence sonrası tutuklanan Gören, Ümraniye Cezaevi'ne gönderilir. 7 ay cezaevinden kaldığını anlatan Gören, cezaevi günlerini ve yoldaşlarını asla unutmadığını söylüyor. Gören, cezaevinde Kürt halkı için çalışması gerektiğini öğrendiğini vurguluyor. Cezaevinin ardından Kürt halkı ile birlikte hareket etmeye başladığını söyleyen Gören, "Ben Kürt halk mücadelesiyle tanıştıktan sonra, yeniden insan olduğumu ve bir kadın olarak mutluluğu kendim için de yaşayabileceğimi öğrenmiş oldum" diyor. Çocuklarının "Anne kitap yazmalısın" dedikten sonra oturup bu kitabı yazdığını söyleyen Gören, kadınlara da, "Ne olursa olsun bıkıp usanmadan cesaretle yazın" çağrısı yapıyor. (çk/mö)