'Yargı kararları eril bir kodla veriliyor' 2016-06-04 19:12:07 ANKARA (DİHA) - Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde gerçekleşen "Kadına Karşı Şiddet, Hukuk ve Medyadaki Eril Dil ve Yargı Pratikleri" konulu panelde konuşan avukat Ceren Şimşek, yargının kararları eril bir kodla verdiğini belirtirken akademisyen Eylem Ümit Atılgan da "Hukuk kültürünün erilliği, normları ve mahkemenin dizaynını da içine alıyor" diye konuştu. Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Komisyonu, Ankara Üniversitesi (AÜ) Hukuk Fakültesi'nde "Kadına Karşı Şiddet, Hukuk ve Medyadaki Eril Dil ve Yargı Pratikleri" konulu panel düzenledi. Panelde konuşmacı olarak JINHA'dan Sibel Yükler, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden akademisyen Eylem Ümit Atılgan, ÖHD'den Ceren Şimşek ve İstanbul Kadın Avukatlar Dayanışması'ndan Ezgi Duman yer aldı. 'Normlar ve mahkeme eril' İlk olarak konuşan Eylem Ümit Atılgan, saha araştırması olarak hakim ve savcıların zihniyet çalışmaları üzerinde çalıştığını belirterek hukuk kültürüne değindi. Hukukun yapısının ciddi bir erillikle oluştuğunu vurgulayan Atılgan,"Hukuk kültürünün erilliği, normları ve mahkemenin dizaynını da içine alıyor" dedi. 'Yargı erkeğin başka çaresinin kalmadığını düşünüyor' "Haksız tahrik indirimleri" ve verilen yargı kararlarını derlediğini belirten Atılgan, "Bir erkeğe ne biçim erkek denmesi durumunda erkek cinayet işlediğinde haksız tahrik indirimi alabiliyor. Ama bir kadına, 'Ne biçim kadınsın sen? denmesi bırakın haksız tahrik sebebini hakaret olarak bile sayılmıyor. Mahkeme,'Ne biçim kadın sen ' diyen erkeğin tutumunu kaba tabir olarak değerlendirirken, ne biçim erkeksin?, Sende erkek misin?, Erkek misin?, Erkeksen?, Adamsan?, Erkek ol, gibi tabirlerini erkek için haklı öldürme sebepleri olarak değerlendiriyor.Çünkü bunu erkekliğe büyük bir saldırı olarak görüyor. Bu saldırı karşısında da ispat yükümlülüğünün doğduğunu varsayıyor ve erkeğin başka çaresinin kalmadığını düşünüyor. "şeklinde konuştu. 'Medyada hegemonik erkekli söz konusu' Ardından sunum yapan JINHA editörü Sibel Yükler, çoğu gazetede kadınların görünür olmadığını belirtti ve Türkiye'de sadece 21 gazetede kadın yazı işleri müdürü olduğunu söyledi. Medyada hegemonik bir erkekliğin söz konusu olduğunu vurgulayan Yükler, "Hegemonik erkekliğin yanında heteronormatif bir cinsiyetçilik ve militarizm mevcut" dedi. Cinsiyetçi ve eril haber başlıklarından örnekler sunan Yükler, kadına yönelik cinsel saldırı haberlerinde kadınının pornografik bir şekilde verildiğini ifade ederek, "Tecavüze uğramış bir kadın seks malzemesi haline getiriliyor. Tecavüzden seks olarak bahsediliyor. Tecavüzün bir cinsel şiddet olduğu göz ardı ediliyor. İstismar haberlerinde kadının isteği dışında tüm ayrıntılar verilerek mağdur ediliyor" şeklinde konuştu. 'Tacize uğramayan kadın var mı?' İstanbul Kadın Avukatlar Dayanışma Derneği'nden Ezgi Ünsal ise "Özgecan olayında da olduğu gibi şiddeti sadece alt kültürden gelen insanların gerçekleştirdiğine dair bir yanılsama var" diye konuştu. Ünsal, "Hayatı boyunca, sokakta, işte, evde, çalıştıkları yerde sözlü ve fiziksel şiddete uğramayan kadın var mı? " diye sordu. Kadın Avukatlar Dayanışma Derneği'nin bir gereksinim sonucu oluştuğunun altını çizen Ünsal, "Biz kadın avukatlar olarak da, şiddetin her türlüsüyle karşı karşıya kalıyoruz aslında. Bazen patronumuzdan, bazen çalışma arkadaşlarımız tarafından cinsel saldırıya maruz kalıyoruz" şeklinde konuşarak şöyle devam etti: "Erkek şiddeti davalarını takip ediyor olabiliriz. Ama aynı zamanda biz de bu durumlarla karşılaşıyoruz." 'Kararlar eril bir kodlama ile oluşturuluyor' Özgürlükçü Hukukçular Derneği'nden (ÖHD) Ceren Şimşek ise, kadın cinayetlerinde yargının verdiği kararları değerlendirdi. Kadınlara şiddet gördüğü yakını tarafından "koruma kararı" verilse bile bu kararın uygulanmadığını dile getiren Şimşek, "Kanun metni gerekçesiz olarak yazılıp karar veriliyor" dedi. Eril bir kodlama ile kararların verildiğine dikkat çeken Şimşek, geçtiğimiz yıl evlenme teklifini kabul etmediği için sevgilisi tarafından katledilen Hatice Kaçmaz'ı hatırlattı. On altı yerinden bıçaklanarak öldürülen Hatice Kaçmaz davasında, mahkemenin sanık hakkında verdiği kararın tarihe geçmesi gerektiğini aktaran Şimşek şunları söyledi: "Mahkemenin kararı aynen şöyle: 'Bir an evvel evlenmeyi arzulayan sanık maktulun evlenme isteğini kabul etmemesi, düşüncesiyle tutku derecesindeki aşırı sevgiden kaynaklı, duygusallığı ve ruh haliyle yanına bıçak alarak, hiddetin sonucunda maktule bıçak darbeleriyle vurmuştur.' Bu üç tane hakimin yazdığı gerekçeli bir karar, bunun üstüne söylenecek bir söz yok." (sdt-dn/sd)