Kadının sesi günah diyenlere inat... 2016-06-03 10:48:19 RIHA (DİHA) - Küçük yaşta evlendirilerek hapsedildiği yaşamı ve tanımadığı kültürü ret ederek çocuğu ile memleketine dönen 24 yaşındaki Hediye Kalkan, hem kendi hem de annesinin yaşadığı acıları dile getirerek dengbejliği yaşıyor ve yaşatıyor. Bir zamanlar kapalı kapılar ardındaki sessiz çığlıkların artık gün yüzüne çıktığını ve kapının öbür tarafına ulaştığını söyleyen Kalkan, kadının sesi günah diyenlere inat söylemeyi tercih ettiğini ifade etti. Kürt kültürünün sözlü edebiyatı olan dengbêjlik geleneği, tüm zorluklara rağmen Kürdistan coğrafyasında yaşatılmaya devam ediyor. Sese ve söze yıllarca ustalık eden dengbêjler, kimi zaman doğaçlama kimi zaman da kendilerinden önce söylenmiş klamları seslendirerek bu sözlü tarihi dilden dile aktarıyor. Tarih boyunca belleklerde yer edinmiş olayları destansı bir biçimde dilden dile aktaran dengbêjler, Kürt kültürünü ayakta tutan önemli bir yere sahip. ‘Öncü kadınlardan güç aldık’ Kadınlar, hem cinslerini sanattan uzak tutan erk zihniyetinin hakim olduğu coğrafyalarda öncü dengbej ve savaşçı kadınların peşinden giderek, sanatla tanıştıklarını ifade etti. Riha’nın Wêranşar (Viranşehir) ilçesinde yaşayan 24 yaşındaki Hediye Kalkan, Kürdistan coğrafyasında kadının sesinin sürekli kesilmek istendiğini ancak kadınların öncülerinden güç alıp ilerlediğini belirtti. Küçüklüğünden bu yana müziğe ve sanata ilgisinin olduğunu kaydeden Kalkan, "Bizim yaşadığımız coğrafyada bu imkânlar kadınlara tanınmıyordu. Kadın bir şekilde engelleniyordu” dedi. Küçük yaşta hapsedildiği yaşama boyun eğmedi! Küçük yaşta evlendirilerek eve hapsedildiğini ancak bu yaşamı ret ettiğini kaydeden Kalkan, “Küçük yaşta para karşılığında hiç tanımadığım biri ile evlendirildim. Batıya gittim. Bilmediğim bir kültür içinde buldum kendimi. Ama bu hayata karşı hiçbir zaman boyun eğmedim. Çocuğumu da alıp geri döndüm memleketime, fakat eskisinden daha zor bir yaşam beni bekliyordu. Ancak ben her şeyi göze almıştım” diyerek mücadelesini anlattı. Dengbêjliğin bir gelenek olduğunu ve kadınların bu geleneği sürdürmek için büyük savaş verdiğini söyleyen Kalkan, dengbejliği ailesi ile sevdiğini aktardı. "Dedemden, annemden dinleyerek, bende söylemeye başladım. Yaşantımdan yola çıkarak, kendi acılarımı, annemin acılarını söyleyerek dengbêjliği yaşatmak ve yaşamak istedim" diyen Kalkan, "6 yıldır söylüyorum. Çocukluğum köyde geçti. Annem kıl çadırları süpürürken ya da bayram sabahlarında klam söylerdi. Onun da acıları vardı. Çocuktum anlamazdım annemin neden inlediğini. Üzülürüm diye bana anlatmazdı. Ancak onun sesi bana acı veriyordu. Çünkü acı şeyler dökülüyordu dilinden. Annemden çok etkilendim. Dedem de söylerdi. Gençliğinde aşık olmuş onun için çok söylemiş” diyerek degbêjliğe başlama serüvenini anlattı. 'Sessiz çığlıklar gün yüzüne çıktı' Kadınların sanatla ilgilenmesi ve klamları dillendirmesinin eril zihniyet tarafından engellendiğini dile getiren Kalkan, "Sadece kendi kabuklarına çekilip, kapalı kapı arkasında sessiz çığlıkları vardı kadının. O sesler artık gün yüzüne kapının öbür tarafına ulaşıyor. Kapı arkasında yakılan ağıtlar, kapı eşiklerinde söyleniyor” diye konuştu. ‘Kimi sanatıyla kimi savaşıyla devrim yaptı’ Toplumdaki tabuları kırmalarında kendilerine cesaret veren kadın öncülerin olduğunu belirten Kalkan, şöyle devam etti: "Meryem Xan, Ayşe Şan, Delîla ve Zilanlar var. Kimi savaşı ile kimi sanatı ile mücadele ederek devrim yaptı. Ben eğer bu geleneği sürdürebiliyorsam bunu onlara borçluyum. Dünya erkekler üzerinde kurulmuş gibiydi. Ama öyle bir dünya yok. Kadında isteyince kendi rengiyle nasıl var olabildiğini gösterdi.” 'Kadının sesi günah diyenlere inat söyledim' Dengbejlik yaptığı için ailesi ve toplum tarafından eleştirildiğini söyleyen Kalkan, “Yaşadığımız coğrafya ataerkil bir coğrafya maalesef. Kadına yönelik son derece kısıtlayıcı tutumlar sergileniyor. Bu coğrafyanın bir kadını olarak çok barikat aşıp bu noktaya geldim. Her zaman kendime güvendim. Bir kadın neden söylemesin dedim? Bizim öncülerimiz vardı ve bizde diğerleri için öncü olabilirdik. Kadının sesi günah diyenlere inat söylemeyi tercih ettim. Yaptığım çalışmalar sadece benim için değil diğer kadınlara da cesaret vermeli” dedi. ‘Kürt kadını savaşı, sanatı, devrimi de iyi biliyor’ Kürt kadının her anlamda devrim yaptığını ifade eden Kalkan, dünyada yaşanılan kadın katliamlarına dikkat çekerek sözlerine şöyle son verdi: "Baba, eş, kardeş, devlet tarafından kadınlar katlediliyor. Ancak Kobanê sürecinde YPJ’li kadınların direnişi dünyada konuşuldu. Her yerde kadınlar katledilirken Kürt kadını silahlandı ve direnişe geçti. Bu çok anlamlı bir hareketti. Kürt kadınları sanatı da savaşı da devrimi de çok iyi biliyor.” (adö/msd/pu)