Gever'de 500 esnaf kepenk kapattı 2016-03-06 09:06:13 HAKKARİ(DİHA) - Kürdistan'da 6 aydan bu yana uygulamada olan imha politikaları nedeniyle ekonominin durma noktasına geldiği kentlerden biri olan Gever'de, son duruma dair değerlendirmelerde bulunan Yüksekova Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı İrfan Sarı, ilçede bulunan 500 esnafın kepen kapatmak zorunda kaldığını söyleyerek, hayatın normale dönmesi için çatışmaların son bulması gerektiğini vurguladı. Kürdistan'da 6 aydan bu yana uygulamada olan topyekun imha politikaları bölgede hayatı durma noktasına getirdi. Çatışmalı sürecin başlamasıyla birlikte kente yönelik saldırılara karşı direnişe geçen Hakkari (Colemerg) Yüksekova (Gever) ilçesinde 500 esnaf iflas ederek kepenk kapattı. Daha önce bin 500 esnafın bulunduğu ilçede yüzlerce esnaf ise kepenk kapatmayla yüz yüze. Esendere Sınır Kapısı'nın ticarete kapalı olması ilçede ekonomik bir buhrana yol açarken yüzlerce esnafın ise bankalara binlerce liralık kredi borcu bulunuyor. Son haftalarda devlet güçlerince zorla kepenk kapattırılan esnaflar duruma isyan ediyor. İlçe ekonomisinin kötü gidişatına dikkat çeken Yüksekova Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı İrfan Sarı, esnafın kötü gidişatının son bulması için savaşın son bulması gerektiğine işaret ederek, Kürtlerin demokratik taleplerinin verilmesiyle sorunların ortadan kalkacağını söyledi. Gever'de 500 esnaf kepen kapatmak zorunda kaldı! 7 Haziran seçimlerinin ardından başlayan çatışmalı süreçle birlikte Geverli esnaf için de sıkıntılı bir sürecin başladığını belirten Sarı, esnafın 10 bin liralık çek ve senet kredi borcu olduğunun söyledi. Sorunun Gever için büyük olduğunu dile getiren Sarı, "Bu kadar esnafın iflas ettiğine baktığımızda Hakkâri'nin esnaf potansiyeline oranla bu ciddi bir sorundur. 500 esnafın ise Yüksekova'da iflas etmiş olması ekonominin içten içe iflas ettiğinin ibaresidir. Bunun yanından halen ayakta duran esnafımız ise karı bir kenara. Bu ayakta kalan esnafımız ise zaten dosta düşmana karşı ayakta kalma mücadelesi veriyor. Kar elde etmiyor zaten. Genel anlamda Türkiye'deki deki depolarla yaptıkları alış verişte durmuş noktada. Mal sahipleri artık esnafımızın borçlarını ödeyemeyeceğini bildiği için eşya veremiyor " dedi. Devlet destekli krediler kesildi İlçede devlet destekli kredilerin bürokratik engellerden dolayı esnafa verilmediğini vurgulayan Sarı, çatışmalı sürecin devam etmesi halinde Hakkari ve ilçelerinde esnaf ve sanatkarlar derneği adında bir kurumun kalmayacağını da söyledi. Sarı, " Sadece kısıtlı memur ve esnafın kendi piyasasında maaşlarının akmasıyla oluşturdukları kısır bir döngü var. Bu gidiş bizi ancak 3 ya da 5 ay idare edebilir. Bu hızla durum devam ederse kısa süre sonra esnaf olmayacaktır. Sadece tezgâhlar geriye kalacaktır. Güvenlikçi politikalar yaşamı da durma noktasına getirmiştir. Hayatı felç ediyor her alanı da daraltıyor. Bu politikalardan kaynaklı köylü şehir merkezine gelemiyor bu anlamda ekonomide çok olumsuz etkilenmekte" diye konuştu. Sınır kapılarında ticaret durdu Sınır kapılarında uygulanan devlet ambargosu sonucunda sınır ticaretinin de durdurulduğunu vurgulayan Sarı, devletin Kürdistan halkını açlık ve sefaletle terbiye etmeye çalıştığını söyledi. "HDP'ye gönül veren halk cezalandırılmaya çalışılıyor" diyen Sarı, "Sınır kapıları sadece yolcu geliş gidişlerine açık fiilen yasaklı hale getirilmiş. Birinci sınıf bir sınır ticareti kapasitesi olması rağmen kapalı olması büyük bir ambargodur. Buda devletin bölge insanı için yaptığı ambargolardan sadece biridir" ifadelerini kullandı. 'Normale dönmek için çatışmaların durması şart' Hayatın normale dönmesi için çatışmaların bir an önce durdurulması çağrısında bulunan Sarı, şöyle devam etti: "Türkiye'deki siyasi anlayış Kürtleri ve muhalifleri ret etmektedir. Doğal olarak, öngörüsü olmayan bir siyaset yaşamı da kısıtlıyor, durma noktasına getiriyor. Bu yaşanan gelişmelerin nedeni tek tipleştirmek istenilen siyasi anlayıştan kaynaklıdır. Türkiye eğer Kürtlere ilişkin politikalarına diğer politikalarına bir değişime gitmediği sürece bir bulanım yaşanacağı çatışmaların daha da şiddetleneceği kesindir. Fiili olarak Türkiye bir yarı kapalı cezaevi konumunda bölgede ise tam anlamıyla kapalı bir cezaevi konumundadır." (ekip/rk/ns)