Demirtaş: 1 Kasım'da zalim Dehaklardan kurtulalım 2015-10-28 12:53:47 İSTANBUL (DİHA) - İstanbul'da farklı halk ve inanç kesimlerinin temsilcileriyle buluşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, toplumun büyük bir kısmının tıpkı Hrant Dink'in dediği gibi "güvercin tedirginliği" içinde yaşadığının altını çizdi. Demirtaş, "Er ya da geç gidecek. Zalim Dehak'dan hemen kurtulmak gerekiyor" dedi ve ekledi: "1 Kasım'dan sonra Davutoğlu akademiye geçer, onun kahrını biraz da akademi çeksin." Demirtaş, Davutoğlu'nun Rojava tehdidine de "PYD Fırat'ı geçecek bön bön bakacaksın" yanıtını verdi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Taksim'de bir otelde, Süryani, Ermeni, Rum toplumu başta olmak üzere farklı inanç ve halk kesimlerinin temsilcileri ile bir araya geldi. Toplantıya, HDP'li vekiller Mithat Sancar ve Garo Paylan ile Agos Gazetesi yazarı Pakrat Estukyan, Süryani Sabro Gazetesi'nden Tuma Çelik ve çok sayıda inanç grubunun temsilcisi katıldı. Toplantıda konuşan Demirtaş, sabah saatlerinde İpek Yayın Grubu'na yönelik polis baskısını eleştirerek, yaşananların AKP iktidarının sonucu olduğunu ifade etti. Demirtaş, "Bugün sadece o gruba değil, tüm topluma yapılan bir saldırı vardır. Düşünce özgürlüğü hakların anasıdır. Bu hak ihlal ediliyor" dedi. Türkiye'de farklı inançların süs gibi algılandığını söyleyen Demirtaş, farklı inançların aksesuar olarak ele alındığını söyledi. Egemenlerin aklına bu zenginliğin asli unsur olduğunun gelmediği ve unutturulmaya çalışıldığını belirten Demirtaş, Türkiye'de sadece 1923'den sonra "halk yaşamaya başladı" gibi bir algı yaratılmaya çalışıldığını belirtti. Medyanın dilinden sivil toplum alanına kadar tekleşme dili kullanıldığını kaydeden Demirtaş, bir enkazın üzerine görkemli bir bina inşa edilmeye çalışıldığını ve başarılı olmadığını vurguladı. 90 yıldır bu tekleşme anlayışı ile mücadele ettiklerini söyleyen Demirtaş, "Bu çözülmediği bir müddetçe biz demokratik toplum olamayacağız. Bu çoğulcu yapımız, acı geçmişiz bütün bunları yok sayarak, ülkedeki farklılıkları yanımızda tutarsak, kesinlikle Türkiye'de demokrasiyi inşa edemeyeceğiz. Bu mevzu önemlidir. Siyasetçiler ne konuşulursa konuşsun, bu sorunu çözmedikçe sorunları çözemeyiz" dedi. 'Allah sadece AKP'lileri mi yarattı, böyle mi sanıyor acaba?' Türkiye toplumunun çoğulcu bir toplum olduğunu ve bilime, sosyolojiye ve ahlaka aykırı bir şekilde tekleştirmeye çalışıldığında o toplumda asla huzur olmayacağını belirten Demirtaş, "Huzurunu kaçırdığınız her topluluk daha geniş bir huzursuzluk olarak geri döner. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı 'Biz ne dedik, tek dil dedik, tek miller dedik' diyor. Sanıyor ki bunu duyan 80 milyon insan halaya duruyor. Birçok insanın tüyleri diken diken oluyor. Biz bu slogandan bizi yok edeceklerini anlıyoruz. Bu biz dediğim Türkiye'nin yarısından fazlayız. Sonra da 'Biz yaratılanı yaratandan ötürü severiz' diyor. Allah sadece AKP'lileri yarattı böyle mi sanıyor acaba? AKP'ye oy vermeyenler kim?" diye sordu. 'Toplum güvercin tedirginliği yaşıyor' "Değerleri arkadaşlar size, sizi anlatacak değilim, bütün acıları yaşayarak gelmiş sizlersiniz ne yapacağımızı konuşmamız lazım. Başımıza getirenler yeterince konuşuldu halen daha başımıza gelmeye devam ediyor" diyen Demirtaş, "Çatışma, kaos dönemleri en çok da toplumda 'az' olanlarda kaygıyı arttırır. Tarihsel bellek hafıza sürekli onu hatırlatır. Az olarak tanımlanan bizler ortaya çıkan kaosun ilk mağdurları haline geliyoruz" dedi. Birçok insanın ülkeyi terk etme aşamasına geldiğini ve Hrant Dink'in deyimiyle "güvercin tedirginliği" yaşadığını ifade eden Demirtaş, "Çocuklarımızın da aynı sorunları yaşamaması için bizlerin harekete geçmesi gerekiyor" diye konuştu. 'Teklik yerine birlik' Çözümün çoğulcu yapıyı kurmak olduğunu söyleyen Demirtaş, birleşerek daha da güçlenmenin önemine değindi. "Tek olmalıyız yoksa bölünürüz" duygusunun hep dayatıldığını dile getiren Demirtaş, şöyle devam etti: "Oysa bize dayatılan kavramın kendisi toplumdaki arızanın bir nedenidir. Biz ona teklik değil 'birlik' diyoruz. Teklik yerine birlik diyoruz. Onları inkar etmeden ötekileştirmeden nar gibi çok sayıda tanenin bir arada durabilmesi. Dolayısı ile gelecek Türkiye'sinin inşa edilmesinde bu ana kavram etrafında birleşmemiz gereken kavramdır diye düşünüyoruz." 'Yaşam biçimlerini demokratikleştirmeliyiz' Geleceği inşa ederken 3 temel sorunu çözmek gerektiğini söyleyen Demirtaş, bunun ancak yeni anayasa ile olacağını söyledi. Demokrasinin bir kültür olduğuna dikkat çeken Demirtaş, "Demokrasi yaşam biçimidir. Kolay kolay değişmez. Yaşam biçimlerini ve ilişkilerimizi demokratikleştirmemiz lazım. Sonrasında mücadeleye devam etmemiz lazım" dedi. 'Tekçi anlayış yerine çoğulcu yaklaşım' Daha sonra 3 sorunu ve çözümlerini tanımlayan Demirtaş, ilk sorunun tekçi ulus olduğunu çözümünün de çoğulcu anlayış olduğunu, ikincisinin de buna uygun olarak çoğulcu devlet yönetme biçimi modelinin etkin olması olarak açıkladı. Buradaki önerilerinin özerklik olduğunu belirten Demirtaş, "Belediye meclislerinin, il genel meclislerinin etkin olduğu yapıdan söz ediyoruz. Her yerel mecliste her grubun kotası olmalı. Dünyada bu modeli uygulayan çok ülke var. Mesela o şehirde Alevi grubu varsa onlara kontenjan verirsiniz, mecliste olmasını sağlarsınız. Çoğulcu meclis yerinden yönetimi birlikte kararlaşma ile başarılı kılabilir" dedi. '7 Haziran'dan önce 176 HDP binası yakıldı, 5 HDP'li öldürüldü' Çoğulcu yapıyı kurmak hedefinde başarılı olunabileceğini ve kadınların burada etkin olacağını belirten Demirtaş, "Hiç ütopik olmadığı her gün ortaya çıkıyor. Bakın biz 7 Haziran'da ne kadar önemli bir başarı elde ettik. Bütün devlet imkanlarını seçimi kazanmak için kullandılar. HDP güllük gülistanlık seçime gitti sanıyor. 176 HDP binası yakıldı, 5 arkadaşımız öldürüldü. Adana ve Mersin'de parti binalarımız havaya uçuruldu. Demokratik bir ortamda değil her türlü baskı altında elde edilmiş bir başarı var. Yüzde 13 başarı budur" diye konuştu. 'Er ya da geç gidecek' AKP'nin hedefinin HDP'yi baraj altında bırakmak olduğunu söyleyen Demirtaş, AKP'nin HDP karşıtı bir seçim kampanyası örgütlediğini söyledi. Bunun için de startı Yenikapı'daki mitingde verdiğini hatırlatan Demirtaş, şunları söyledi: "HDP barajı altında kalırsa bundan daha kötüsü olmaz. Ama zulüm kendi ömrünü biraz daha uzatmış olur. Zalimler kendi iktidar sürelerini uzatmış olurlar er ya da geç gidecekler. Biz istiyoruz ki daha çabuk gitsinler. Ödenmiş ve ödenecek bedeller az olsun. Adeta zalim Dehak'a karşı direnen Demirci Kawa gibi bir mücadele verildi. Dehaklara karşı Kawalar var. Dehak'dan hemen kurtulmak gerekiyor." 'Zulmü demokrasi çizgisi ile durduracağız' HDP çizgisinin destek görüyor olmasının Türkiye toplumunda büyük bir umut yarattığını söyleyen Demirtaş, HDP'nin doğru bir siyasi çizgi ile AKP'yi durduracağını söyledi. Zulmü zulme durdurursanız bir anlamı olmayacağını belirten Demirtaş, zulmü demokrasi çizgisi ile durduracaklarını vurguladı. İktidarın kendisini dev aynasında gördüğünü ve zavallı olduğunu belirten Demirtaş, şöyle konuştu: "7 Haziran'da düştüler. Devrilmiş iktidar oldukları bu buz gibi gerçeği görmüyorlar toplumda düşmemiş gibi algı yaratıyorlar. Biz onları düşürdük. İyi ki de yaptık, başardık. 1 Kasım'da da yine yapacağız. AKP bir umut vaat etmiyor. Türkiye onların tehdidi altındadır. Şuanda koalisyon çözümdür. Gücü paylaşmak toplumu rahatlatacaktır. Ben de partimin tek başına iktidar olmasını istemiyorum. 276 milletvekilimiz de olsa koalisyon olsun isterim. Hiçbir parti bütünleştirici değil kamplaşma o kadar yoğun ki. Siyasette yukardan başlayarak toplumsal kutuplaşmayı en aza indireceğiz. Paylaşamayacağımız hiçbir şey yok. Ümit ediyorum sizlerin varlığı ahlaki evrensel değerler ülkemize hakim. Barış içinde çatışmaların olmadığı yarına kavuşuruz" dedi. 'PYD Fırat'ı geçecek bön bön bakacaksın' Demirtaş, konuşması sonrası basının sorularını yanıtladı. "PYD Fırat'ı geçecek Başbakan da mal mal bakacak" yönündeki açıklaması sorulan Demirtaş, bu soruyu şu şekilde yanıtladı: "Şu anda resmi olarak Rojava Kürdistan Suriye bölgesi, Türkiye'nin toprağı değil, bir araya gelmişler meclis oluşturmuşlar, birlikte yaşam, birlikte yönetmek istiyorlar. Şu anda onlar açısından en büyük tehdit DAİŞ. DAİŞ, Cerablus'ta hakim. Başbakan'ın buna itirazı yok. DAİŞ'in elinde, buna itirazları yok. PYD'nin tek bir anlayışı Kürtlerle değil üstelik. PYD 'DAİŞ'i temizleyeceğiz' diyor. 'Uluslararası koalisyonla yapacağız' diyor. Bizim Başbakan ne diyor? 'Fırat'ı geçerseniz vururuz.' Yani 'DAİŞ'i vuramayız' diyor. Bize senin Kürt'ün gibi bakıyorsun zarar veriyorsun da, oradaki Kürt'ün, oradaki halkların sana ne zararı var? Fırat'ın suyu yatağını bulacak. PYD Fırat'ı geçecek bön bön bakacaksın. Orayı özgürlüğüne kavuşturacak. Yapacağın en akıllıca şey oradaki insanların elini dostça tutmaktır, çok büyük bir hata yapıyorlar. Kürtler gidip kutuplarda arazi bulsa Davutoğlu oraya da müdahale edecek. Nasıl bir düşmanlıktır. Buradan oradaki Kürtlere tehdit yağdırırken, burada 20 milyon Kürt ve onların binlerce dostu var, ülkenin yarı nüfusuna sen tehdit yağdırmış oluyorsun. Biz PYD'yi terör örgütü olarak görmüyoruz. Kime Türkiye'ye ne zarı oldu, bir saygısızlığı dahi olmadı. Onlar, DAİŞ'e 'Yaramaz çocuk' diyor, PYD'ye 'Terör örgütü' diyor. Çok sürmeyecek bu durum. 1 Kasım'dan sonra akademiye geçecek onun kahrını biraz da akademi çeksin." Demirtaş, buradaki programının ardından kayyum atandıktan sonra polis baskısına maruz kalan Bugün TV'yi ziyaret etmeye gitti. (ek-mm/za/rp)