2013: Kaza süsü verilmiş işçi cinayetlerinin yılı - (5) 2013-12-28 10:49:52 HÜLYA EMEÇ/ZUHAL ATLAN İSTANBUL (DİHA) - Emek alanında 2013 yılı, belirlenen asgari ücretlerle artık kemiğe batan emek sömürüsünün dışında ilk gözden çıkarılanlar olarak işçi kıyımlarının, iş cinayetlerinin ve "kıdem tazminatı" hakkına yönelik saldırıların yılı oldu. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin derlediği rapora göre, 2013 yılında en az 1203 işçi, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması sonucu hayatını kaybetti. Yılın ilk 10 ayında işten atılan işçi sayısı bin 483. Bir yandan ekonomik büyümeler, ileri demokrasilerle bezeli "Yeni Türkiye" hayalleriyle işçi, emekçi ve yoksullar avutulurken, diğer yandan ayakkabı kutularından taşan milyon dolarlık yolsuzluklar çalınan ve sömürülen emeklerin fotoğrafı oldu. Emek alanı 2013 yılında bir yandan AKP hükümetinin hakları gasp etmesine karşı direnerek, bir yandan ise hükümetten güç alan işverenlerin kölece çalışma koşullarına karşı fili grev hakkını kullanarak geçti. Günde ortalama 3 işçinin iş cinayetine gittiği Türkiye'de dünyada en çok iş kazasını meydana geldiği 3 ülkeden biri olurken, bir yandan da güvencesiz ve esnek çalışmanın önünü açan yasalar, daha fazla iş cinayeti ve sömürüye davetiye çıkarıyor. "Kıdem tazminatının ortadan kaldırılması, taşeron işçiliği kurumsallaştıran yasa teklifi, kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşme hakkına engel" gibi birçok hak gaspı ile karşı karşıya kalan emekçileri 2014'te yine zorlu bir yıl bekliyor. 'Kıdem tazminatı düzenlemesi' şimdilik rafa kalktı Hükümetin emekçinin haklarına yönelik saldırılardan en önemlisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in, açıkladığı 4857 Sayılı İş Kanunu'nun alt işverenlik olarak tanımlanan taşeronluk sisteminde yapılması planlanan düzenleme oldu. Kamuoyunda büyük tepki geçen ve emek örgütlerinin karşı çıkması nedeniyle düzenleme şimdilik rafa kaldırıldı. İşçiler "Köleliğe Karşı #Direnİşçi" dedi 2013 yılında ayrıca iş ve emek dünyasında işçi haklarını gasp eden kıdem tazminatının fona devri gündemdeydi. Kıdem tazminatının fona devredilmesi durumunda işçilerin tazminat alabilme halleri azalacağı, ödenen tazminat miktarının düşeceği, kayıt dışı çalışan işçilerin kıdem tazminatı hakkı ellerinden tümüyle alınmış olacağı, kıdem tazminatına ödenen faiz ortadan kalkacağı ve işçilerin işten çıkartılmalarının işverenin insafına kalacağı belirtilirken DİSK ise işçiler için "kölelik" anlamına gelecek uygulamaya karşı 24 Ekim 2013 tarihinde Türkiye genelinde "Köleliğe Karşı #Direnİşçi" eylemlerini başlattı. Eylemler sonucunda DİSK, 11 Kasım 2013 tarihinde "Taşeron uygulaması ve esneklik" gündemi ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile Üçlü Danışma Kurulu toplantısında kıdem tazminatı ile ilgili mutabakata varmadığını açıklayarak mücadeleye devam kararı aldı. Emek alanındaki gasplara karşı mücadelenin yoğunlaştığı 2013'te sokağı hak arama yeri olarak gören emekçilerin sesi yine sokakta yankılanacak. Senenin bir başka önemli emek gündemi işten atılmalar oldu. Sendikalı oldukları için işten atılan işçiler direnişi yıla damga vurdu. 2014'te bütçe yine emekçiyi değil savunmayı korudu 2014 yılının son ayında Meclis'te kabul edilen bütçe yine önceki yıllarda olduğu gibi emekçiyi değil sermaye ve güvenliği korudu. Bütçenin büyük bir kısmı savunma ve güvenlik politikalarına giderken, emekçilerin süreçten dışlanması bu yılda sürdü. Sendika ve emek örgütleri, "Savaşa değil emekçiye bütçe" sloganları ile 2014 bütçesini protesto etti. KESK 19 Aralık'ta Türkiye genelinde bir günlük iş bırakma eylemi yaparak greve gitti. Emekçilerin bütçeye yönelik talepleri şöyleydi. " 2014 yılına ilişkin olarak, kamu adına yapılacak harcamaların hangi alanlara yönelik olacağının ve finansmanının nasıl sağlanacağının belirlendiği bütçe hazırlık sürecinde, bütün bu gelir ve harcamaların muhatabı olan geniş halk kesimleri, sendikalar, emek ve meslek örgütleri geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yine bütçe sürecinin dışında bırakıldı. Bütçe gelirlerinin en önemli kaynağını oluşturan, başta ücretli emekçiler olmak üzere, halkın büyük bir bölümünün 2014 bütçe harcamalarına ilişkin talep ve beklentilerinin dikkate bile alınmaması dikkat çekti. Halkın ve emek örgütlerinin taleplerinin tamamıyla dışlandığı, mutfağında yerli ve yabancı tekellerin, uluslararası yatırım ve finans örgütlerinin beklentilerine paralel olarak hazırlanmış olan 2014 bütçesinin, hükümet temsilcilerinin iddia ettiği gibi halk için hazırlanmış bir bütçe değildi." 1 Mayıs yine Taksim yine saldırı 1 Mayıs'ta emekçiler yine sembol yer olan Taksim'e çıkmak istedi. Hükümet ve İstanbul Valisi "İnşaat var" gerekçesiyle meydana çıkışı yasakladı. Yasağı dinlemeyen emekçiler 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı Taksim'de kutlamak için harekete geçti. Meydan ve çevresinde polis yığınağı ile İstanbul adete OHAL'i yaşadı. Bilanço yine her yıl olduğu gibi ağırdı. Taksim'e çıkmak isteyen emekçilere polisin gün boyunca plastik mermi ve gaz bombalarıyla saldırdı. Saldırı sonucu 200 emekçi yaralandı. 70 emekçi ise gözaltına alındı. Polisin attığı gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu lise öğrencisi Dilan Alp ile Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi(SYKP) üyesi Serdal Gül ağır yaralandı. AKP iktidarı, 1 Mayıs korkusu nedeniyle İstanbul'u kocaman bir hapishane haline getirdi. İstanbul'da olağanüstü hal ve fiili sıkıyönetim uygulandı. Öte yandan birçok kentte sokağa çıkan emekçiler 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı kutladı. 1 Mayıs başta Dersim, Muş, Cizre, Hakkâri, Yüksekova, Manisa, Iğdır, Bingöl, Batman, Adıyaman, Urfa, Tatvan, Antep, Siverek, Mersin, Tarsus, İzmir, Aydın, Kars, Bulanık, Ağrı, Varto ve Mardin'de olmak üzere birçok merkezde isyan günü oldu. Eylem ve mitinglerde Kürt sorununun demokratik yollardan çözümü istenirken, AKP'nin emek alanına yönelik politikaları ise protesto edildi. Zafer direnen emekçinin oldu 2013 yılı itibariyle işveren tarafından işine son verilen işçi sayısının bin 483 olduğu biliniyor. İşten çıkartılmaları kabul etmeyen işçiler yıl içerisinde özlük hakları, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ücretlerinde artış istedikleri için hiçbir sebep gösterilmeden veya sendikalı oldukları gerekçesiyle işten atıldı. İşten atılan işçiler taşeronlaştırmaya karşı örgütlenerek direnişe geçip işverenden hak talep etti. Hak talebiyle alanlara çıkıp seslerini duyuran işçiler yer yer atıldıkları fabrikaları işgal ederek yer yer atıldıkları işyeri binası önüne çadır kurarak yer yer de polisin müdahalesine karşı direndi. Direnişlerini başarıyla sonuçlandıran işçiler için 2013 yılı zafer yılı oldu. İşte 2013'de direnen işçilerden bazıları; *9 Şubat 2012 tarihinde Hey Tekstil Fabrikası'nda yaşanan hak gasplarına karşı çıktıkları için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) yöneticisi Aynur Bektaş tarafından tazminatları ödenmeden işten atılan işçilerin direnişi 2013 yılında da devam etti. Kıdem tazminatını almak isteyen Hey Tekstil işçileri gerçekleştirdikleri eylemlerde yer yer polisin saldırılarına maruz kalırken mağduriyetleri hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile de görüştü. İşçilerin direnişi 786 gündür devam ediyor. *Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ) Genel Müdürlüğü'nün devredildiği Limak Şirketi, 500 işçiyi 1 Ağustos tarihinden itibaren gerekçesiz bir şekilde işten çıkardı. İşten çıkarılan 500 işçinin işe geri alınması için, DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu 15 Ağustos tarihinde işveren temsilcileriyle yaptığı görüşmenin ardından işveren temsilcilerinden 4 aşamalı işe geri alım teklifi aldı. Görüşmeler sonucu işçilerin büyük bir çoğunluğu işe alınsa da dönem dönem BEDAŞ yetkilileri tekrardan işçileri çıkartmaya devam etti. *Ocak ayı sonunda 4 aylık maaşları ve kıdem tazminatları ödenmeden 90 Kazova Tekstil işçisi işten çıkartıldı. Haklarını geri almak isteyen Kazova işçileri başladıkları direnişte, fabrikayı işgal ederek üretime başlası ve fabrikadaki makinelerin hukuken sahibi oldu. İşverene, alacakları karşılığında açtıkları davayı 26 Ekim günü kazanarak tamir ettikleri makinelerin de sahibi olan Kazova işçileri, makineleri yeni bir binaya taşıyarak üretimlerine devam edecek. *2012 yılının Mayıs ayında, sendikal haklarının gasp edilmesine karşı çıktıkları için işten atılan Hava-İş Sendikası üyesi 305 THY işçisi 15 Mayıs 2013 tarihinde, 24'üncü dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde THY ile anlaşmaya varılamaması üzerine grev kararı aldı. Fakat, 19 Aralık 2013 tarihinde THY ile Hava-İş Sendikası arasında 24. Dönem Toplu İş Sözleşmesi imzalandı. Sözleşme gereği greve çıktıkları için işten çıkartılan 305 kişi işe geri alındı. *Deri-İş Sendikası'na üye oldukları gerekçesiyle Punto Deri Fabrikası'nda çalışan 17 kişi işten çıkartıldı. 12 Ağustos 2013 tarihinde direnişe geçen işçiler talepleri karşılanana ve işe alınana dek Punto Deri Fabrikası önünde direnişlerini sürdürdüler. Yine Kasım ayı başlarında 5 işçi de hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkartıldı. İşçilerin direnişi devam ediyor. *2 Ekim 2013 tarihinde Beşiktaş Belediyesi'ne bağlı taşeron BELTAŞ şirketinde çalışan ve Toplu İş Sözleşmesi (TİS) haklarının belediye tarafından tanınmaması üzerine 4 işçi direnişe başladı. *2 Ekim 2013 tarihinde DİSK'e bağlı Sosyal-İş Sendikası'na üye olan LeroyMerlin Yapı Market işçileri, işveren ile sendika arasında süren Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine Bursa ve Ankara'da grev kararı aldı. Direnişlerinin 16. gününde kazanan LeroyMerlin işçilerinin grevi Türkiye'de ilk defa AVM ve yapı marketlerde uygulanan grev olma özelliğini taşıyordu. *14 Ekim tarihinde Enerji-Sen'e üye oldukları gerekçesiyle 5 işçi işten çıkarıldı. İşten çıkarılan 5 işçi direnişlerinin 28'inci gününde BEDAŞ binası önüne çadır açtı. Daha sonra Enerji-Sen yöneticileri ile BEDAŞ yetkilileri arasında başlayan görüşmeler neticesinde işçiler işe geri alındı. Yine 1 Kasım 2013 tarihinde BEDAŞ'ta çalışan 135 özel güvenlik işçisi hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldı. 1203 işçi öldürüldü İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 2013 yılına ait iş cinayetleri raporunu açıkladı. Basındaki haberler ve emek-meslek örgütlerindeki bilgilerden derlenen rapora göre; 26 Aralık itibariyle 2013 yılında en az 1203 işçi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirenlerin 59'u çocuk işçi, 101'i kadın işçi. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin raporunun sonuç bölümünde "Son günlerde devlet içindeki çatışma büyüdükçe ayakkabı kutularındaki milyonlar, yolsuzluklar, aşırmalar bir bir ortaya saçılıyor... Bütün bu gelişmeler üç bakanın yolsuzluk nedeniyle istifa ettiği; asgari ücret görüşmelerinde yüzde 3 zammı yeterli bulan ve '800 TL'ye bal gibi geçinilir' sözlerini söyleyen Faruk Çelik'in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğu; 'iş kazaları medeniyet göstergesidir' diyen Nihat Zeybekçi'nin Ekonomi Bakanı olarak göreve geldiği; 'Kadın da olsa çocuk da olsa güvenlik görevlilerimiz gereğini yapacaktır' diyen ve her hak talebine şiddet uygulanması buyuran Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olduğu ülkemizde yaşanıyor" denildi. Ev işçisi kadınlar sosyal güvenceden yoksun çalıştırılmaya devam etti 2013 yılı ev işçisi kadınların eylemlerine de sahne oldu. Çalıştıkları bir evde cam silerken düşerek yaşamlarını yitiren ev işçileri Rukiye Şimşek ve Fatma Aldal gibi binlerce ev işçisi kadın sosyal güvenceden yoksun çalıştırılıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre; dünyada 50 milyon ev hizmetinde çalışan işçi bulunurken, bu sayı Türkiye'de 1 milyon civarına vardı. 2012'de Türkiye'de en az 51 ev işçisi kadının gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirdiği belirtilirken, 400'den fazla ev işçisi kadın taciz ve tecavüze uğradı ve 3 bin ev işçisi kadın iş kazası geçirdi. Sosyal güvenceden yoksun ev işçisi kadınlar 4857 sayılı İş Yasası ve 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası kapsamında ev işçilerinin de alınmasını talep ederek Türkiye'nin "Ev işçisi de başka işçiler gibi işçidir ve onunla aynı haklara sahiptir" tanımlamasına sahip ILO'nun 189 Nolu Ev İşçilerine İnsanca Yaşam Sözleşmesi'nin imzalamasını istiyor. Türkiye iş cinayetlerinde 3'üncü Dünyada her yıl yaklaşık 115 milyon kişi iş kazası geçirirken, her gün yaklaşık 6 bin 500 kişi ise iş kazası nedeniyle yaşamını yitiriyor. İş kazalarında Avrupa'da birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer alan Türkiye'de son 10 yılda 12 bine yakın işçi, iş kazaları sonucu yaşamını kaybetti. 2013 yılında en temel iş güvenliği önlemlerinin bile alınmaması, iş saatlerinin çok uzun ve çalışma temposunun çok yoğun olması, iş makinelerinin gerekli bakımının yapılmaması ve üretimi artırmak için zorlanması, iş kazalarına karşı gerekli eğitimin verilmemesi gibi nedenlerle bin 143 işçi, cinayet gibi kazalarda yaşamını yitirdi. Madenler yine mezar oldu: 2013 yılında 80 ölüm Meslek odalarının verilerine göre ise, yüzde 98'i önlenebilir olan kazalar, sonraki yıllarda da iş güvenliğini hiçe sayan "kâra" odaklanmış işverenler tarafından önlenmedi. 2013 yılı da madenciler için ölümle başladı. Zonguldak Kozlu Müessese Müdürlüğü maden ocağında metan patlaması sonucu 8 işçi yaşamını yitirdi. Dünya Madenciler Günü'ne kadar ise, 2013 yılında madenlerde yaşanan kazalarda yaşamını yitiren işçilerin sayısı 80. Maden sektöründe yaşanan sorunlar devam ederken Kasım ayında Zonguldak'ta 300 işçi "iş güvenliği önlemleri" ve "çalışma koşullarının güvenli olmaması" nedeniyle yerin 170 metre altında eylem başlatarak, maden ocağından çıkmadı. Sadece 2013 yılının 11 ayında Türkiye'de 80 madenci önlenebilir iş kazaları sebebiyle yaşamını yitirdi. Mevsimlik işçilere düşen güvencesiz çalışma ve ölüm Ağırlık olarak Bölge illerinden batıya, çay, fındık, narenciye, pamuk tarlalarında çalışmak için yola düşen ve günlük çok düşük bir yevmiye karşılığı çalışan mevsimlik işçiler için 2013 yılı da yine sefalet ve ölümle geçti. Barınak dahil insanca yaşama gereksinimi olan hiçbir ihtiyaçları karşılanmayan mevsimlik işçiler, birde gittikleri yerde ırkçı saldırıların hedefi oldu. Sadece yılın 10 ayı verilerine göre en az 120 mevsimlik işçi bindirildikleri kamyon kasaları ve yoğun yolcu taşıyan küçük araçlarda 'trafik kazası' denilen cinayete kurban gitti. Türkiye'de mevsimlik işçilerin durumu ise yapılan araştırmalarla bir kez daha gündeme geldi. Birleşmiş Milletler (BM) Nüfus Fonu ve Harran Üniversitesi işbirliğiyle yapılan çalışmaya göre; Türkiye'de kentlerde ortalama hane büyüklüğü 3,8 iken, tarım işçilerinde 6,8. Türkiye genelinde beş yaş altı çocukların yüzde 6,3'ünün nüfus kaydı yokken, tarım işçileri arasında bu sayı yüzde 21,2. Mevsimlik tarım işçisi ailelerinin çocuklarında 6-13 yaş arası kız çocuklarının ilköğretimde okullaşma oranı yüzde 74, oğlan çocuklarının yüzde 78. Lisede ise bu oran kız çocukları için yüzde 23, oğlan çocuklarında yüzde 33. Tarım işçisi ailelerin günlük en çok tükettikleri gıdalar ekmek, çay, tahıl ve baklagiller. Ailelerin çalışma alanlarında yaşadıkları sıkıntıların başında uzun çalışma saatleri geliyor. Bunu sırasıyla banyo-tuvalet olmayışı, sağlık hizmetine erişememe, çocukların bakım sorunu, temiz su ihtiyacı takip ediyor. 2013'te 55 çocuk işçi iş cinayeti sonucu öldü Resmi rakamlar 'Türkiye'de çocuk işçiliği' geriledi' dese de araştırmalar çocukları hala okul yerine kölece çalışma koşullarına terk edildiği gerçeğini ortaya koyuyor. 2013 yılında 55 çocuk işçi iş cinayetlerine kurban gitti. Dünya Çocuk Hakları Günü'nde İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi 2013 yılında iş kazalarında 55 çocuk işçinin yaşamını yitirdiğini duyurdu. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocuk işçilerinin isimlerini de yayınladı, "17 yaşındaki Tekstil İşçisi Salih Eroğlu, Gaziantep'te çalıştığı konfeksiyon atölyesinde çıkan yangında can verdi. 13 yaşındaki İnşaat İşçisi Orhan Sürer, Diyarbakır Bismil'de 7. kattan düşerek can verdi. 17 yaşındaki İnşaat İşçisi Gökhan Örüç, Konya Selçuklu'da 11. kattan düşerek can verdi. 17 yaşındaki Tabelacı Eren Erenoğlu, İstanbul Esenyurt'ta çalıştığı firma TDS Reklam tarafından görevlendirildiği Özel Doğa Hastanesine tabela asarken yüksek gerilime kapılarak can verdi. 13 yaşındaki Tekstil İşçisi Emine Demirel, İstanbul, Beyoğlu'da okuldan sonra 10 TL'ye çalıştığı atölyede serseri bir kurşunla can verdi. 17 yaşındaki-hayvancılık yapıp kasaplara et getiren- Emekçi Faruk Can Güvenç, İzmir Kemalpaşa'da trafik kazasında can verdi. 9 yaşındaki İşçi Nazar Güvendiren, İstanbul, Ümraniye'de ana caddede otomobillerin camını silerken TIR çarpması sonucu can verdi. 13 yaşındaki Metal İşçisi Sami Kozan, Kahramanmaraş, Türkoğlu'da babasına ait demir doğrama atölyesinde TIR kasasına kaynak yaparken meydana gelen patlamada can verdi. 17 yaşındaki Metal İşçisi Ali Karkaş, Manisa, Turgutlu Fatih Küçük Sanayi Sitesi'nde çıraklık yaptığı motosiklet tamircisinden öğle yemeği için eve dönerken otomobil çarpması sonucu can verdi. 15 yaşındaki taşeron İnşaat İşçisi Vefa Aydemir, Erzurum, İspir'de HES inşaatında meydana gelen göçükte can verdi. 17 yaşındaki Metal İşçisi İlhan Yiğit, Çorum'da bobinajcı dükkânında çalışırken tamir etmek için yükseğe bırakılan su motorunun üzerine düşmesi sonucu can verdi." Meclisin tespit ettiğine göre diğer ölen çocuk işçilerin isimleri de şöyle; Faruk Dumlupınar, Mahir Aytaç, Ferhat İridağ, Gökhan Kayalıoğlu, Esma ve Şifa Bağcı, Abdülkerim Karadöl, Rabia ve Ayşe Cirik, İbrahim Yavuz, Giresun, Muratcan Turan, Deniz Esen, Ş.Ü., İbrahim Kara, Bayram Süzel, Sabri D., Mustafa Tomay, Hüseyin ve Yasin Çelik, Hüseyin Ceylan, Salih Dikici, Volkan Özpamuk, Ferdi Çakır, Yakup Kartal, Nezir Akgül, Ökkeş Gögebakan, Sabahattin Donat, Süleyman Kasar, Kübra Şenateş, Kader Yalçın, Oya Korkan, Süleyman Yörük, Aslı Oruç, Bayram Yıldız, Soner Karatut, Yonca Akkuş, Ferit Güler, Mustafa Demirray, Ahmet Yıldız, Serkan Altunay, Murat Güner, Fırat Sarıçam, Serdar Demir, Pınar Akbaş. İşte ay ay 'iş cinayeti' ile 2013 gündemi; OCAK Ocak ayında maden sektöründe 35 "iş kazası" meydana gelirken, Zonguldak TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü kömür ocağında "Ani metan gazı püskürmesi" sonucu oluşan göçükte 8 maden işçisi yaşamını yitirdi. Antep'te ise hatalı monte edilen buhar kazanında biriken gazın sıkışarak patlaması sonucu 7 işçi hayatının kaybetti. Ocak ayında toplam 81 işçi yaşamını yitirdi, 99 işçi ise yaralandı. ŞUBAT Şubat ayı içerisinde ise 14'ü inşaat, 8'i metal, 6'sı madencilik sektöründe olmak üzere 60 işçi yaşamını yitirdi, yüzlerce işçi yaralandı. MART Mart ayında 15'i inşaat, 6'sı metal, 6'sı madencilik ve 5'i kimya sektörlerinde olmak üzere 73 işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirenler arasından, Adana'da okul harçlığını çıkartmak için çalıştığı yerde kafası pres makinesine sıkışarak ölen 13 yaşındaki Ahmet Yıldız da var. NİSAN Nisan ayında 21'i inşaat işçisi, 7'si metal işçisi, 3'ü sinema sektöründe olmak üzere toplam 74 işçi yaşamını yitirdi. MAYIS Mayıs ayında ağırlıkta mevsimlik işçisi olmak üzere, toplamda 114 işçi yaşamını yitirirken, bunların bir çoğu bina ve yol inşaatlarında yüksekten düşerek ya da enerji sektöründe hidroelektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdi. Bu ay en dikkat çeken iş kazası, Adıyaman'da mevsimlik işçileri taşıyan minibüsün kontrolden çıkarak takla atması sonucu 9'u kadın 10 tarım işçisinin yaşamını yitirmesi oldu. Kazaya neden olan 13 kişilik minibüsün koltuklarının çıkarıldığı ve 23 işçinin araca bindirildiği ortaya çıktı. HAZİRAN Haziran ayında ise, biri inşaat işçisi, 20 mevsimlik tarım işçisi ve 13 belediye işçisi yaşamını yitirirken, bunlardan biri 14 yaşında 5 çocuk işçiyle beraber toplam 104 işçi yaşamını yitirdi. TEMMUZ Temmuz ayında ise 120 işçi yaşamını yitirirken, bunların çoğu inşaattan düşerek ya da göçük altında kalarak hayatını kaybetti. Temmuz ayında Türkiye'nin hemen her şehrinden ölüm haberi gelirken, TOKİ ve villa inşaatlarında güvencesiz çalıştırılan 41 işçi de yaşamını yitirdi. AĞUSTOS Ağustos ayında ise 129 işçi hayatını kaybederken, bunlardan 34'ü mevsimlik tarım işçisi, 16'sı ise çiftçi olmak üzere 50 tarım işçisi yaşamını yitirdi. EYLÜL Eylül ayında 125 işçi yaşamını yitirdi. TOKİ ve özel inşaatlarda 26 inşaat işçisi düşerek, çoğu TIR şoförü olan taşımacılık sektöründe çalışan 22 işçi ise trafik kazasında yaşamını yitirdi. Eylül ayında 9 yaşındaki temizlik işçisi Nazar Güvendiren, 13 yaşındaki metal işçisi Sami Kozan, 15 yaşındaki inşaat işçisi Vefa Aydemir, 17 yaşındaki metal işçileri Ali Karkaş, Faruk Dumlupınar ve İlhan Yiğit ile yine 17 yaşındaki tarım işçisi Faruk Can Güvenç olmak üzere 7 çocuk işçi de hayatını kaybetti. EKİM Ekim ayında 109 işçi yaşamını yitirirken, bunların çoğu ezilme ve göçük altında kalarak can verdi. KASIM Kasım ayında ise 31 inşaat işçisi, 18 tarım işçisi, 13 şoför, 13 tekstil/deri işçisi, 12 ticaret/büro sektörü çalışanı ve 10 maden işçisi olmak üzere Kasım ayında 5'i göçmen 5'i de çocuk işçi olmak üzere olmak üzere toplan 129 işçi hayatını kaybetti. Bu ay tekstil sektöründe iki toplu işçi katliamı yaşandı. 5 Kasım'da Şanlıurfa'nın Bozova ilçesinde tekstil işçilerini taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu 7 işçi can verdi. 7 Kasım'da Gaziantep'te trikotaj ve konfeksiyon üretimi yapılan 3 katlı iş merkezinde çıkan yangında ise 5 işçi can verdi. Yine Kasım ayında 10 kadın işçi yaşamını yitirdi. ARALIK Aralık ayında ise, bu güne kadar 25 işçi yaşamını yitirirken, 30'dan fazla işçi ise iş kazalarında yaralandı. Bunların çoğu güvencesiz çalışma koşullarından yaşamını yitirirken, en son iş kazası ise, İzmir'nin Karşıyaka'daki Alaybey Askeri Tersanesi'nde denize indirilirken havuzda yan yatan Değirmendere Römorkörü'nde altında kalarak yaşamını yitiren 10 kişi oldu. (fk)